Aleviler büyük davalara mı hazırlanıyor ?

Aleviler büyük davalara mı hazırlanıyor ?

İzzettin Doğan: "AİHM kararı uygulanmazsa, Türkiye’ye büyük yaptırımlar uygulanır"

Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevleri ile ilgili kararına Türkiye’nin yaptığı itirazın reddedilmesinin bu kararın kesinleştiği anlamına geldiğini söyledi. Doğan, “Bundan böyle diğer ibadethanelere hangi imkanlar tanıyorsa, o imkanları ayrımsız olarak cemevlerine de tanımak zorundalar” dedi. Doğan, kararın uygulanmaması halinde Türkiye’nin büyük yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını da vurguladı.

AİHM, Cem Vakfı’nın açtığı davada Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14’üncü maddesini 9’uncu maddeyle bağlantılı olarak ihlal ettiğine karar vermişti. Türkiye’nin bu karara itirazı reddedildi. Böylece, AİHM’in cemevleri ile ilgili kararı kesinleşmiş oldu. Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan, karara ilişkin Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) değerlendirmelerde bulundu.

OBJEKTİF KISTASLAR

Kararın, sadece Türkiye’deki dini inanç ve inanç özgürlüğünü kapsayan bir karar olmadığını kaydeden Doğan, “Aynı zamanda AİMH’in bir mabedi, yani insanların ibadet ettiği, yani insanların ibadet ettikleri yerlerle ilgili objektif kıstaslar getiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir yerin ibadethane olup olmadığını tayin yetkisini reddi anlamını taşıyor bu” diye konuştu.

Bu kararla AİHM’in “Bir dinin mensubu, tek taraflı olarak kendi hukuki pozisyonuna dayanarak bir tanımlama yoluna gidemez” demek istediğini anlatan Doğan, şöyle dedi:

AMİR HÜKÜM

“Divan aslında bu kriterleri koymak sureti ile yalnız Türkiye için değil, Divan’ın yetki alanına giren devletlerde de bu ilkelerin uygulanması gerektiğini söylüyor ve artık bundan böyle bu amir hükümdür ve bunun tersi tartışılamaz. Hukuki gerçek Divan’ın kararı ile kesinleşmiştir. Bundan çok genel, evrensel bir mabet tanımına da gidilebildiğini görüyorum. Önemli bir karardır.

Bu karar da inanıyorum ki Türk hükümeti tarafından göz önünde bulundurulacak ve Alevi yurttaşların İslam’ı nasıl algılıyorlarsa o şeklide uygulamalarına ilişkin bugüne kadar Diyanet başta olmak üzere yapılan yanlışlıklar bu kararla son bulacak ve hükümetler bu karar ışığında mevzuatlarını gözden geçirecekler.”

‘İMAMLARA NE HAK TANIYORSA, DEDELERE, BABALARA DA TANINACAK’

AİHM kararı ile cemevlerinin de camilerin statüsünde sayıldığını belirten Doğan, şöyle devam etti:

“Cemevlerine bundan böyle diğer ibadethanelere hangi imkanları tanıyorsa o imkanları ayrımsız olarak cemevlerine de tanımak zorundadır. Herkesten vergiyi topluyor, sadece Sünni İslam’a ayırıyor. Bu para önemli bir para, yani Alevi kesimden binlerce Alevi dedesi var, Bektaşi babası var, Mevlevi dedesi var, Nusayrilerin inanç önderleri var. Bunlara da normal olarak maaş bağlaması gerekir. Camide vatandaşa hizmet verenlere maaş veriliyor. Sosyal güvenlik haklarıdır, emeklilik haklarıdır, buna benzer bir sürü haklar tanınıyor.

Cemevi ibadethanedir dedikten sonra, orada yapılan hizmetleri kamu hizmeti olarak kabul etmek zorunda devlet. Kamu hizmeti ifa eden din adamlarına hangi hizmeti tanıyorsa cemevlerinde çalışan dedelere, babalara da tanıyacak.”

‘KARAR UYGULANMAZSA, ÖNEMLİ YAPTIRIMLARI OLUR’

Kararın uygulanmaması halinde Türkiye’nin önemli yaptırımlarla karşı karşıya kalacağına vurgu yapan Doğan, şunları söyledi:

“İnsanlar çok memnun olduklarını söylüyor fakat Türkiye’de zaten kanunu dinleyen yok, Anayasa’yı dinleyen yok. Rahmetli Özal, ‘Anayasa bir defa çiğnenmekle bir şey olmaz’ diyordu. O yaklaşım şimdiki iktidarda yüzlerle çarpılarak da uygulamaya konuyor durumda. Ne Anayasa’yı tanıyorlar ne kanunları tanıyorlar. Mahkemeler karar veriyor, verilen mahkeme kararlarını tanımıyorlar.

Vatandaş zannediyor ki; ‘ karar çıktı ama uygulamazlar ki’. O kazın ayağı işte orada öyle değil. Bu sizin kendi sınırlarınız içinde cereyan eden bir olay değil. Uluslararası toplumun, çok önemli devletlerin taraf oldukları bir mahkeme. O kararın yerine getirilmesi bütün o devletlerin kefareti altındadır. Tam 48 devlet var.

MENGENEYİ SIKIŞTIRMAYA BAŞLARLAR

Üçüncü dördüncü görüşmede mengeneyi sıkıştırmaya başlarlar. Önce devlet olarak sizi toplantıya almayabilirler.

Arkasından size bir süre verirler, o süre dolduğunda yine uygulanmamışsa ‘arkadaş sen bu kulüpte futbol oynayamazsın.

Niye? Çünkü kurallara uymuyorsun.’ deyip ihracına kadar gidebilirler.

ÖNEMLİ SONUÇLAR OLABİLİR

Bunun çok önemli sonuçları olabilir. Ekonomik alanda sonuçları olabilir. ‘Türkiye’de hak hukuk tanınmıyor, yarın yatırım yapınca nasıl haklarınızı alacaksınız’ şeklindeki bir tavrı benimseyebilir. Bugüne kadar Divan’ın kararına saygısızlık yapan hiçbir devlet yoktur.”