Allah'a küfür etti diye öldürmüşler

Allah'a küfür etti diye öldürmüşler

Adana'daki Kobani gösterilerinde vurularak öldürülen Yusuf Güldiren'i 'Allah'a küfür etti' diye öldürmüşler...

Adana'daki Kobani gösterileri sırasında vurularak öldürülen Yusuf Güldiren'in, olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığı, sadece "Allah'a küfrettiği için" İslamcı grup tarafından öldürüldüğü öne sürüldü.

Radikal gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Adana’daki Kobani gösterileri sırasında Yusuf Güldiren isimli yurttaşın silahla vurularak öldürülmesi olayıyla ilgili polis fezlekesinde cinayetin ‘allah’a küfür’ nedeniyle işlendiği öne sürüldü. Fezlekeye göre, ailesiyle birlikte otogara doğru ilerleyen Güldiren, eşi ve kızının geride kalmasına kızarak, Allah’a küfretti; bu sırada yanlarından geçtiği minibüste bulunan ve iddiaya göre “bir PKK saldırısına karşı av tüfekleriyle bekleyen” İslamcı grup, “Sen misin Allah’a küfreden” diyerek, çocuklarının gözü önünde Güldiren’i vurdu. Kardeş, amcaoğlu ve enişte topluluğundan oluşan saldırganların, gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun da öldürülmesi sonrası Suriye’ye kaçtıkları anlaşıldı.

Adana’da, 6-12 Ekim 2014 arasında süren Kobani gösterileri sırasında öldürülenlerden biri de, 47 yaşındaki Yusuf Güldiren’di. Adana Emniyet Müdürlüğü’nün hazırladığı fezlekede; Yusuf Güldiren’in eşi ve çocuklarının anlatımlarına yer verildi. Hatice Güldiren’e göre İstanbul’da çalışmakta olan eşi Yusuf, Kurban Bayramı tatili için Adana’ya gelmişti. İzninin bitiminde, 10 Ekim 2013’te saat 21.30’da otobüse binerek, İstanbul’a dönecekti. Kalkışa yarım saat kala oğlu Ahmet ve kızı Dilber Nur ile birlikte yola çıktılar. Dört kişilik Güldiren Ailesi, Ray Sokak üzerinden otogara doğru yürürken, park halindeki beyaz renkli bir minibüsün yanından geçtiler. Yusuf Güldüren bu sırada, arkalarında yürüyen eşi ve kızına dönerek, “Yürüsenize Allahını s..., geç kalıyorum” diye küfretti.

KÜFRETTİ DİYE ÖLDÜRÜLDÜ
Minibüsün ön kapıları açıldı; başında puşi ve yüzünde maske olan iki kişi aşağıya indi. Elinde av tüfeği bulunan bu iki kişi, “Sen misin lan Allah’a küfreden” diyerek, tüfeğin kabzasıyla Güldiren’in başına vurdu. Daha sonra da yere yığılan Güldiren’in ayaklarına ateş etti. Silahlı kişi, Dilber Nur Güldiren’e de silah doğrultarak, “Sus, seni de vururum!” dedi. Ardından minibüsün arka kapısı açıldı ve maskeli beş altı kişi daha çıktı. Bu arada Hatice Güldiren, eşine ateş eden puşili kişi minibüse bindiği sırada “Sen kimsin, benim kocamı niye vurdun!” diye bağırdı. Bunun üzerine tüfeği kadına doğrultan saldırgan, “Seni de vururam ha!” diye tehdit etti. Daha sonra minibüs çarşı istikametine gitti. Çocukları ve eşinin gözlerine önünde vurulan Güldiren, ertesi gün hayatını kaybetti.

Yusuf Güldiren’in öldürülmesini inceleyen polise göre, Kobani gösterileri başladığında Şakirpaşa ve Ova mahallelerinde PKK taraftarları, “uzun sakallı ve siyah giyimli” olan Taner G., amcası Mehmet G. ve amcasının oğlu Rahmetullah G.’ye ait kasap ve marketi IŞİD’e destek verdikleri iddiasıyla yağmaladı. Ölümle tehdit edildikleri iddia edilen bu kişiler mahalleyi terk etti. Bu arada Taner G.’nin kardeşleri olan Ercan ve Talip G.’nin de Fevzipaşa Mahallesi’nde Furkan Et ve Furkan Tantuni adlı iki dükkanı vardı. Kendi dükkanının da yağmalanacağını iddia eden Ercan G., 10 Ekim’de akrabalarını dükkanın çevresinde topladı. Dört ayrı minibüse doluşan “siyah giyimli ve sakallı” çok sayıda kişi, Ercan G.’nin dükkanının bulunduğu 48046 Sokak’ın tren hattı hemzemin geçit yanına park etti. Yüzlerine maske takan ve ellerine pompalı tüfek alan kişiler, vatandaşların tepkisini çekti. Ercan G. ve kardeşleri Taner ve Talip G., amcasının oğlu Cumali G., eniştesi Servet K. ve arkadaşları Murat B. maskeleri çıkartırken, diğerleri çıkarmadı. İçlerinden sekiz-on kişi, plakası tespit edilemeyen beyaz bir minibüsle, olası saldırılara karşı koymak için Ray Sokak’ın kuzey tarafına gitti. Servet K., Cumali G., ve Taner G.’nin de içinde olduğu sekiz kişinin bindiği Hyundai H110 marka minibüs ise aynı sokağın güney ucuna gitti. Sürücü mahallinde Servet K., yanında Cumali G. vardı. Polisin belirlemesine bakılırsa Güldiren, bu araçlardan inen kişilerce öldürüldü. Fezlekede, “Yusuf Güldiren’in sokak olayları ile hiçbir ilgisinin olmadığı, Allah’a küfretmesi üzerine olayın gerçekleştiği” ifade edildi.

SURİYE’YE KAÇMIŞLAR
Cinayetten sonra yapılan incelemede minibüsün Servek K.’ya ait olduğu, 20 Ekim 2014’te Murat B.’nin vekaletiyle başkasına satıldığı anlaşıldı. Güldiren Ailesi yapılan teşhis işleminde, bu araçla cinayet akşamı gördükleri minibüsün aynısı olduğunu söyledi. Dilber Nur Güldiren, fotoğrafı gösterilenlerden Taner G.’nin “Seni de vururum” diyen şahsa benzediğini savundu. Bilgisine başvurulan kişiler; gazeteci Kadri Bağdu’nun öldürülmesinde sonra bu cinayetin de kendilerinden bilineceğini düşünen Ercan G., Talip G., Taner G., Cumali G. ve Servet K.’nın Suriye’ye gittiklerini anlattı.

Gazeteci Bağdu’yu da onlar mı öldürdü?


Adana’da Yusuf Güldiren’den sonra, 14 Ekim’de, Kürtçe gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu öldürülmüştü. Gülidiren’in ölümünden iki gün sonra bu cinayeti araştıran polis, kamera kayıtlarını toplamak için 12 Ekim’de Talip G.’nin adlı kişinin dükkanına gitmişti. Tutanağa göre Talip G., polislere, “IŞİD’çi diye suçlanarak kendi dükkanının da yağmalandığını ve bir kısım altınlarının çalındığını” söyledi. Talip G., gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu’un bu eylemlerin sorumluğu olduğunu ileri sürdü. Polisler hazırladıkları tutanakta, T.G.’nin anlatımlarını bire bir not etti. Tutanakta, şu ifadeler yer alıyor:

“T. G.’nin görüntüler incelenirken yapılan konuşma esnasında kendiliğinden, Şakir Paşa Mahallesinde meydana gelen Kobani eylemlerinden o bölgede gazeteci olan ve gazete dağıtan Kadri isimli şahsın sorumlu olduğunu, eylemleri yapan şahısları organize eden kişinin Kadri olduğunu, bu şahsın emniyetçe gözaltına alınması halinde eylemleri durabileceğini (söyledi.) Gazeteci Kadri’nin herhangi bir suça karıştığının tespiti halinde polisçe gözaltına alınabileceğini ve kendisinin ikametinin talan edilmesi olayı ile ilgili olarak da müracaatı halinde yasal işlemlerin başlatılacağı...”

Gazeteci Bağdu’nun ölümünden iki gün öncesine ait bu tutanak, Bağdu cinayetinin dosyasına da girdi. Bağdu ailesinin avukatı Tugay Bey, savcılığa sunduğu dilekçede, Talip G.’nin Facebook’u incelendiğinde bu kişinin İŞİD ve El Kaide gibi örgütlere taraftar olduğunun, kendisinin ve yakın çevresinde bulunan kişilerin Suriye ’de İŞİD saflarında çatışmalar katıldığının anlaşılacağını öne sürdü. Ayrıca Talip G.’nin, Kadri Bağdu’nun öldürülmesinde saldırgan tarafından kullanılan motosikletle aynı model bir araca sahip olduğu belirlendi.