Çocuk mahkumlara hortumlu dayak iddiası

Çocuk mahkumlara hortumlu dayak iddiası

İzmir'den gelen bu iddia Türkiye'yi sarsacak...

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, İzmir Aliğa Şakran Ceza ve İnfaz Kurumları Kampusu’nde bulunan Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde çocuk mahkumların işkence ve onur kırıcı muameleyla karşı karşıya olduklarını öne sürdü. Dernek yönetim kurulu üyesi Avukat Nergis Tuba Aslan, Dernek Cezaevi komisyonunun görüştüğü çocukların hortumla dövüldükleri, tecrit odalarında aylarca tutulduklarını, tedavi haklarının engellendiğinden şikayet ettiğini söyledi.

CHD İzmir Şubesi, düzenlediği basın toplantısıyla kendilerine gelen duyumlar üzerine gittikleri Şakran’daki Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde görüştükleri çocuk mahkumların anlattığı sorunları açıkladı. Dernek adına açıklama yapan yönetim kurulu üyesi Avukat Nergis Tuba Aslan, ÇHD İzmir şubesi Cezaevi Komisyonu’nu yaptığı görüşmeler sonucunda cezaevinde vahim tabloyla karşılaştıklarını söyledi. Seslerini uzun süreden bu yana duyuramayan, sorunlarını aktaramayan çocukların zor durumda olduklarını belirten Aslan, mahkum çocukların hekime erişim ve tedavi haklarının engellendiği, işkence ve onur kırıcı muammele gördükleri, tecritte tutuldukları, başvuru ve şikayet hakkı, sosyal etkinliklerden faydalanma hakkının engellendiğini söylediklerini açıkladı.

SÜNGERLİ ODA VE HORTUM DAYAĞI

Mahkum çocukların sorunlarını örnekle açılayan Nergis Tuba Aslan, şöyle konuştu:

"Çocuk tutuklular; cezaevi müdürleri, başgardiyan ve gardiyanların kendilerine yoğun şiddet uygulandığını söyledi. Gardiyanlar tarafından süngerli odaya alındıklarını, elleri ve ayakları plastik kelepçeyle bağlı olduğu halde burada kameralar kapatıldıktan sonra yoğun şekilde dövüldüklerini beyan ettiler."

Aslan, Kurum’un 2’nci Müdürü’nün ise, cocukları hortum ile dövdüğünü iddia etti. Görüşmelerinde çocuk mahkumların kendilerine mahkumlardan İ.A.’yı bir ay önce odasına çıkartan Müdür’ün dakikalarca hortumla dövdüğünü anlattığını belirten Aslan "Hortumla yediği dayaktan sonra görüşmecinin kolları ve bacakları şişmiş ve morarmıştır. Görüşmeciler morluk ve kızarıklıkları "ortada ince beyaz, yanlarda iki şerit şeklinde morluklar’ şeklinde, hortumu da 40-50 cm boylarında beyaz düz bir hortum olarak tanımlamışlardır" dedi.

"TEDAVİ HAKKI ENGELLENDİ"

Nergis Tuba Aslan, çocuk mahkumlardan İ.A.’nın gözü, tutuklanmadan önce geçirdiği bir kaza nedeniyle yaralı olduğunu, tutuklanmadan önce sürdürmekte olduğu tedavi sayesinde yaralı gözüyle az da olsa görebilirken, tutuklandıktan sonra tedavinin yarım kalması ve tüm taleplerine rağmen cezaevinde tedavisinin yapılmaması nedeniyle yaralı olan gözünün artık göremediğini öne sürdü.

Yine Şakran Cezaevi’ndeki çocuk mahkumlardan fıtık hastası S.D.’nin ameliyat olması gerekirken götürüldüğü Aliağa Devlet Hastanesi’nde ilgili doktor bulunamadığı için geri getirildiğini, hastane çıkışında jandarma tarafından önce kolunun kıvrıdığını, ardından da dövüldüğünü belirten Avukat Aslan, konuyla ilgili sorumlular hakkında işlem yapılmadığını söyledi.

TECRİT CEZASI

Cezaevi infaz görevlilerinin çocukları dövdükten sonra, kurum müdürünün kararı ile ’Müşahade odası’ denilen, içinde yatak, musluk ve tuvalet olan 3 metrekare hücrelere kapattığını iddia eden Aslan, çocukların bu hücrelerde günlerce hatta aylarca tutulduklarını beyan ettiğini söyledi. Mahkum çocukların 22 hücrenin hemen hiç boş kalmadığını aktardığını da anlatan Aslan, çocuk mahkumlardan S.D.’nin cezaevinde yaşadığı işkenceler nedeniyle yaklaşık bir ay önce çamaşır deterjanı içerek intihar etmek istediğini, kaldırıldığı Aliağa devlet hastanesinde 4 gün kaldıktan sonra cezaevine geri getirildiğini söyledi. Mahkum çocukların cezaevine dışarıdan bir heyet geldiği zaman müdürün bütün hücreleri boşalttığını ve hücrelerde kalan çocukları koğuşlara aldığını beyan ettiğine dikkat çeken Aslan "İşkence ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurularında bulunmalarına karşın hiçbir dilekçeye cevap gelmediğini söylediler. Bu nedenle dilekçelerin idare tarafından gönderilmediğini değerlendirmektedirler" dedi. Aslan ayrıca cezalar nedeniyle spor, sinema ve diğer sosyal aktivitelerden yararlanamayan çocukların bu mağduriyetlerini de anlattığını söyledi.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAKLAR

Aslan, Şakran Çocuk Cezaevi’nde olduğunu öne sürdüğü uygulamaların TCK’nın 94’üncü  maddesinde ’İşkence’ olarak tanımlandığını, cezaevi yönetimi, cezaevi infaz görevlileri, jandarma ve hekimlerin elbirliği ile uyguladıkları bu işkence ile ilgili olarak çocuklar tarafından yapılan şikayet ve suç duyuruları sonuçsuz kalmdığını, sorumluların hukuk sistemi tarafından korunduğunu öne sürdü. Aslan, "Cezaevi idaresi ve gardiyanlar, Türk Ceza Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu, İnfaz Yasası (CGTİK), BM Havana Kuralları ve diğer ilgili mevzuatı ihlal etmekte ve açıkça suç işlemektedir. Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi olarak Savcılık’a suç duyurusunda bulunacağız. Valilik İnsan Hakları Komisyonu’na da başvuru yapacağız" dedi.

BDP'Lİ KÜRKÇÜ:  CEZAEVLERİ TECAVÜZ EVİNE DÖNDÜ

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, "Ne yazık ki cezaevleri, çocuklar bakımından işkence ve tecavüz evine dönmüştür. Türkiye ayağa kalkmalı ve çocuklarına sahip çıkmalıdır" dedi.

Kürkçü, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Şakran Cezaevi'nde, cinsel taciz ve tecavüzden şiddete, katıksız hapse kadar kötü muamele yapıldığını öne sürdü.

Yaşları 13 ile 17 arasında değişen çocukların ağır işkenceye maruz bırakıldığını savunan Kürkçü, konuyla ilgili İnsan Hakları Kurumu'na başvurduğunu ve Adalet Bakanlığı'na da başvuracağını bildirdi.
Bunlardan sonuç alamadığı takdirde daha etkili yollara yöneleceğini ifade eden Kürkçü, Pozantı Çocuk Cezaevi'ndeki olaylar ortaya çıktığı zaman yetkililerin bunu "münferit olay" olarak değerlendirdiklerini aktardı. Pozantı'ya göre fiziki altyapısı ve donanımı bakımından günümüz şartlarına yakın olan Şakran Cezaevindeki uygulamaların, "burayı da Pozantı'ya dönüştürdüğünü" söyleyen Kürkçü, Antalya Cezaevi'nde de benzer olayların yaşandığını söyledi.

Kürkçü, "Artık saklanamayacak olan büyük facia ile karşı karşıyayız. Adalet Bakanlığı yetkilileri, çocukların bu şekilde istismarına rıza göstermek yerine sorumluları cezalandırmayı seçmelidir" ifadelerini kullandı.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun bu cezaevlerini incelerken izlediği yolun yanlış olduğunu, cezaevi yöneticileri ve idari amirların önceden haberdar edildiklerini, geçici güzellik ve temizlik durumunun yaratıldığını savunan Kürkçü, "Ne yazık ki cezaevleri çocuklar bakımından işkence ve tecavüz evine dönmüştür. Türkiye ayağa kalkmalı ve çocuklarına sahip çıkmalıdır" dedi.

Bu cezaevlerinde çocuklarla yapılan görüşmeler ile Çakıl Derneği'nin raporundan notlar aktaran Kürkçü, konuya ilişkin BDP'nin geçmişte hazırladığı raporun da doğruluğunun ortayı çıktığını söyledi.