'Çözüm süreci iki ucu keskin bıçak'

'Çözüm süreci iki ucu keskin bıçak'

DTK Eş Başkanı ve HDP'li vekil Selma Irmak çözüm sürecinde gelinen noktayı anlattı.

Kürt sorununun çözümü için başlatılan çözüm sürecinde taraflar, Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan verdiği müzakere taslağından yaklaşık bir haftadır sessizliğini korurken, DTK Eş Başkanı ve HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, sürecin son durumu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Irmak, "Dediğim gibi netameli bir süreç. Şu anda bulunduğumuz süreçte, gerçekten bir çok şeyin olabileceği olumlu ve pozitif anlamda, her şeyin bir anda berhava olabileceği, havaya uçabileceği bir süreçtir. Yani iki ucu keskin bir bıçak gibi görüyorum süreci"diye konuştu.

"ÇÖZÜM SÜRECİ UMUTLU BAŞLADI"

Hükümet ve HDP'nin İmralı heyeti, Abdullah Öcalan ile son yapılan ve Öcalan'ın hazırladığı çözüm süreci müzakere taslağını heyete vermesinden sonra yaklaşık bir haftadır sesizliğini korurken, HDP Şırnak Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Selma Irmak, çözüm süreci, Kürt ulusal kongresi ve DTK genel kurulunda alınan kararlarla ilgili açıklamalarda bulundu. HDP'li Selma Irmak, çözüm sürecinde gelinen son durumu anlatırken, 2 yılı aşan bir zamandır sürecin devam ettiğini, bu yıl için değil, ilk yıl için büyük oranda sürecin umut ve hem Türk, hem Kürt kamuoyunda bir çok anlamda pozitif bir hava yarattığını belirterek, "İlk defa bu kadar ciddiye alındı her şey. Devletin de ciddi adımlar atması yönünde bir umut gelişti. KCK yapısı ve Kürt özgürlük hareketi ve siyasi hareketi de kendini ona göre şekillendirdi ve devletin adım atıp atmayacağı pozisyonuna geçti. Bekleyip göreceğiz, adım atılacak mı atılmayacak mı diye. Sonuç itibariyle umutlu başladı süreç"dedi.

"SÜREÇTE, OLUMLU OLARAK ÇOK ŞEYDE OLABİLİR, SÜREÇ HAVAYADA UÇABİLİR"

Irmak, zamanla bu umudun yerini güvensizliğe ve umutsuzluğa bıraktığını belirterek, şöyle dedi:
"Şu aşamada, belki bugün itibariyle çok umutsuzum diyemem ama, seyir halinde eğer değerlendirecek olursak, umut seyri giderek düştü 2 yıl içerisinde. Yani devletin bu sürece yaklaşımı ne yazık ki; güven verici adımlar yerine hem söylem, hem pratik düzeyinde hem politikalar düzeyinde daha çok bir yandan savaşa hazırlanan pozisyon içerisinde oldu. Yani 2 yıldır son olarak Diyarbakır'da vurulan Abdulkadir Çakmak ile birlikte 60 genç sokak ortasında vuruldu. Sokak ortasında polis kurşunuyla 60'a yakın genç vuruldu son iki yılda. Bunun yanı sıra sayısız HES ve kalekol yapımına başlandı ve devam ediyor. Yine gösterilerde orantısız güç diye nitelendiriliyor ama bunu da aşan çok vahşice saldırılar yapılıyor. Söylem bazında hükümetin çok problemli bir dilinin olduğunu herkes kabul ediyor. Yani bir barış dili yakalanamadı. Ne yazık ki bu alışkanlık haline getirilemedi. Var olan ezber ve yanlış olan dil bir türlü terk edilemedi. Sürükli Kürt siyasi hareketine karşı bir hakaret, saldırı, bu düzende onu rencide eden yaklaşımlar, yada üst perdeden onların ifadesiyle bir takım şeyler dile getirildi. Bütün bunların toplamında şöyle bir soru geldi insanların aklına. Hükümet gerçekten samimimidir çözüm sürecinde? Bu soru sorulduğunda hükümet her seferinde samimi olduğunu , tam irade ortaya koyduğunu, kararlı olduklarını ifade ettiler. Bu Sayın Öcalan tarafından da dile getirildi. Aslında bir yerde bizi tutan da bu oldu. Dediğim gibi netameli bir süreç. Şu anda bulunduğumuz süreçte, gerçekten bir çok şeyin olabileceği olumlu ve pozitif anlamda, her şeyin bir anda berhava olabileceği, havaya uçabileceği bir süreçtir. Yani iki ucu keskin bir bıçak gibi görüyorum süreci."

"KÜRTLER, 4 PARÇADA DUYGUSAL ANLAMDA DA BİRBİRİNDEN AYRILDILAR"

HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, Kürt ulusal konferansının toplanmasının bütün Kürtlerin talebi ve istemi olduğunu ve bunun Kürtler için 100 yıllık bir rüya olduğunu da ifade ederek, "Ulusal kongreye dönük çalışmalar, belki üst düzeyde görüşmeler ve çalışmalar olmadı ama çalışmalar alt düzeyde farklı komisyonlar üzerinde bu temaslar vardı ve hiç kesilmedi. Özellikle Şengal ve Kobani ile başlayan bir süreç Kürtler içinde yeni bir sürecin başladığı bir dönemdir. Aslında bir alt-üst oluşun başladığı bir dönemdir. 4 parçaya bölünürken Kürtler, aynı zamanda sınırlar ve coğrafyalarla bir birinden ayrılmadılar. Bence duygusal anlamda da birbirinden ayrıldılar ve her parçadaki Kürt o bölgedeki devlet tarafından kendi Kürdü olarak yetiştirildi ve birbirlerine yabancılaştırıldı Kürtler. Şimdi yeni bir olanak çıktı, 21. yüzyılda Kürtler yeni bir başarı ivmesi yakaladı. Bu Irak Kürdistanı ile başladı. Bütün Kürtler bunu duygusal olarak sahipleniyor. Fakat, ne yazık ki bunun politik sahaya uygulanması iktidar olgusu üzerinde ortaya çıkıyor. Şengal ile başlayan süreç bu tarihsel arka planı boşa çıkardı. IŞİD ile ortak bir tehlike ortaya çıktı ve Kürtlere 100 yıllık yanlışın kaynağını gösterdi. O yüzden ben ulusal kongrenin her zamankinden daha fazla zemini olduğu kanaatini taşıyorum. Teknik sorunların daha kolay aşılacağını düşünüyorum. Ama halen pratik engeller var, Kobani ve Şengalin durumu gibi"diye konuştu.

"KENDİ OKULUMUZU KENDİMİZ AÇALIM"

DTK Genel kurulunda aldıkları belediyelerin Kürtçe eğitim veren okul ve kreş açılması ile ilgili kararınıda değerlendiren Irmak, "Eğitim belediyelerin işi değil. Biz Kürtçe eğitime destek verilmesini ve Kürtçe eğitim kurumlarının oluşturulması yönünde teşfikin yapılması yönünde karar aldık. Bunu sadece Belediyeler için söylemiyoruz, özel sektöre de söylüyoruz. Şu anda 3 tane okulumuz var, kurumlar tarafından ortaklaşa açılmış kurumlardır. Bunun dışında da özel alanda ve açılabilir, devlet mekanizmasında da açılabilir. Ama kendi okulumuzu kendimiz açalım, Yerel yönetimler, Belediyeler bir kentin bütün temsilini yapan bir kurum ise, bir kentin parlamentosu ise, o parlamento o kentin ihtiyaçlarını karşılamak ile ilgili bir görev ile karşı karşıyadır. Bu anlamda önlerine böyle hedefler koyabilirler. Bunun nasıl yapabilirler. Belediyelerin kendi mevzuatlarında buna benzer hükümler var. Tam anlamı ile okul ve kreşler olmaz ama buna benzer uygulamalar ile bu çalışmanın yapılması mümkündür. Buna benzer çalışmalar ile Kürtçe eğitimin geliştirilmesi mümkün. Birde 2015 yılını kentlerin kültürünün tanınması ve Kürtçe dili yılı olarak ilan etmek istiyoruz. Buna yönelik çalışmalar ve kampanyalarımız olacaktır" dedi.

"DTK, DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİN MECLİSİDİR"

HDP'li Irmak, DTK Genel kurulunda DTK sözleşmesinde yer alan ve "Paralel yargı" olarak algılanan Adalet divanını lağvettiklerinide hatırlatarak, "Bunu hem bileşenlerimiz ile yaptığımız tartışmalar sonucu hem de Demokratik Özerkliğin meclisidir DTK. Ve bu meclis şu anda fiili anlamda bir çalışma yürütüyor. Sivil toplum örgütü bağlamında bir çalışma yürütüyor. Fakat, bunun bizimde ön gördüğümüz Demokratik Özerklik temelinde olmalıdır. Bu Demokratik Özerklikte 3 ana konu var. Savunma, Adalet ve Maliye. Bu konular merkezi hükümet ile işbirliği halinde yürütülür. Yerelin kendi iç asayişi olur ama asayiş genelde hükümettedir. Yerelin kimi toplumsal sorunları çözmek için mahkemeleri olabilir ama daha büyük mekanizma ve kurumsal anlamdaki adalet mekanizması merkezi hükümetçe sağlanır. Bunları da göz önünde tutarak bunun şu anda gerekli olmadığını kanaatine vardık. Birde Bizim toplumsal uzlaşma ve diyalog diye bir komisyonumuz vardır. Zaten ikisi aynı görevi görüyordu. O nedenle bir komisyonun lağvedilmesini uygun gördük"dedi.