Demirtaş: ''İnfazlara karşı direniş...''

Demirtaş: ''İnfazlara karşı direniş...''

HDP Eşgenel Başkanı Demirtaş, Diyarbakır'da öldürülen Abdullah Çakmak'ın taziyesinden sonra açıklama yaptı.

HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da çıkan olaylarda silahla vurularak öldürülen 17 yaşındaki Abdulkadir Çakmak'ın taziyesinden sonra yaptığı açıklamada, emniyet tarafından dağıtılan görüntülerin çelişkili olduğunu söyledi.

HDP Eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş, Salı gecesi Diyarbakır'da çıkan olaylarda silah ile vurularak yaşamını yitiren Abdulkadir Çakmak'ın taziyesine gitti. HDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ve belediye Başkanlarının da eşlik ettiği taziye ziyaretinden sonra Demirtaş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Demirtaş, güvenlik paketi parlamentoda tartışıldığı aşamada bütün bu yasanın içeriğinin güvenlik güçlerine aşırı yetki verdiğini ve bunu engellememiz gerektiğini, gerekirse sokağa çıkarak engellememiz gerektiğini belirttiklerini ifade ederek, "Başbakan Davutoğlu da 'Dökülecek her kandan Demirtaş sorumludur' demişti. Yasanın verdiği yetkiyle ilk kan Diyarbakır'da döküldü. 16 yaşında bir çocuğu infaz ettiler. Şimdi Davutoğlu'na soracağım ben her yerde de sormaya devam edeceğim. Bu kanın dökülmesinden Davutoğlu mu Demirtaş mı sorumludur? Diyarbakır emniyetinin dağıttığı görüntüler çelişkilidir. Çocuğun görüntülerdeki olmadığına dair ciddi deliller var. Kıyafeti, kilosu ve boyu uymuyor. Çocuğun arkadaşlarının ifadesi var çocuğun elinde silah olmadığına dair. Açık bir şekilde infaz edildiğine dair çok ciddi kuşkular var. Çocuğun vücudunda 4 kurşun izi var. Biri uzak mesafeden diğeri yakın mesafeden ateş edilmiş. Kafasından vurulduktan sonra yanına gelip ayrıca üç kurşun daha sıkılmış vücuduna. infaz etmişler. Ortaya çıkan deliller bunu gösteriyor. Bunu yasaya dayanarak, yapıyorlar yapmaya da devam ediyorlar"dedi.

Demirtaş, bundan sonra dökülecek her kandan Başbakan Davutoğlu ve yasayı onaylayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sorumlu olacağını söyledi.

Demirtaş, Kürt çocuklarının kurbanlık kuzu olmadığını, öyle patır patır sokaklarda infaz edeceklerini düşünüyorlarsa yanılacaklarınıda belirterek, şöyle dedi: Biz bir taraftan barış için bu kadar uğraşırken, bir taraftan 15-16 yaşındaki çocuklarımızı infaz edip üstüne sahte görüntüler dağıtıp, bir de zafer naraları atıp, kan dökmekle de bizi suçlayacaklarına ve bu şekilde kamuoyu yönlendirmesiyle faturayı bize çıkaracaklarını inanıyorlarsa yanılıyorlar. Halk, hem sokaklarda hem de sandıkta bunların hesabını soracaktır. Tekrar ediyorum, sokak meşrudur. İnfaza karşı direniş açısından sokak meşrudur. Bizi sokağa çıkmaktan meşru direnişten alıkoymaları ne yasaları ne infaz timleri alıkoyamaz. 90'larda çok denediler. Fakat biz bize karşı zulüm yapanların zulüm kalelerini yıkmak için her yerde sokakta olmaya devam edeceğiz. Sokaklar halkındır. AKP'nin mülkü tapulu malı değildir. Halk her yerde direnişini ortaya koyar. Çocuklarımızı infaz edenlere karşı da her yerde bütün halkımızı sahiplenmeye çağırıyoruz. Bütün halkımız bu tür infazlara karşı sesiz kalmamalıdır. AKP'ye yönelik protestosunu ortaya koymamalıdır."