Deniz Baykal ateş püskürdü

Deniz Baykal ateş püskürdü

Deniz Baykal, Erdoğan'ın sözlerini çok sert bir dille eleştirdi.

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları ile ilgili olarak, “Bu çok büyük bir adalet yarasıdır. Kanıyor, kanamaya devam ediyor. 17 Aralık vicdanları kanatıyor. Adaleti kanatıyor. Adaletin şanını, şerefini, onurunu, saygınlığını en ciddi şekilde tahrip ediyor.” dedi.

Gaziantep Zirve Üniversitesi öğrencileri ile bir araya gelen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, gündeme ilişkin soruları cevapladı. 17 Aralık yolsuzluk soruşturması hakkında gelen bir soru hakkında Deniz Baykal, 17 Aralık’ın vicdanları kanattığını ifade etti. Makamı ne olursa olsun herkesin adalet önüne çıkıp hesap vermesi gerektiğini vurgulayan Baykal, şunları kaydetti: “Hiç tereddüt yok, şu bahaneyle, bu bahaneyle bu konunun üzerine yürünmemesi, engellenmesini izah etmek, örtbas etmek mümkün değildir. Bu çok büyük bir adalet yarasıdır. Kanıyor, kanamaya devam ediyor. 17 Aralık vicdanları kanatıyor. Adaleti kanatıyor. Adaletin şanını, şerefini, onurunu, saygınlığını en ciddi şekilde tahrip ediyor. Bunun günümüzde yaşanıyor olması ne kadar düşündürücü, ne kadar acı, ne kadar üzüntü verici. Bu konuları konuşmaktan hoşlanmıyorum ama gereği yapılsın kardeşim. Biz konuşmak durumunda kalmayalım, adalet hükmünü versin. Adalet işlesin. Adaletin karşısına çıksın herkes hesabını sonuna kadar versin. Mevki, makamı ne olursa olun herkes yargının karşısına çıksın, hesap versin.”

‘SARAY YAPMAK İKTİDAR SAHİPLERİNİN İTİBAR AÇLIĞININ İFADESİDİR’

Türkiye’de adalette, yargıda bu gibi sorunlar yaşanırken hükümetin saraylar yaptırmasına da dikkat çeken Baykal, “Türkiye’de bunlar yaşanıyor, bir yandan saraylar kuruluyor. Milyar dolarlık yatırımlar, inanılır gibi değil. Sorulduğu zaman ülkenin itibarıdır deniliyor. Saray yapmak ülkenin itibarı değildir. Saray yapmak iktidar sahiplerinin itibar açlığının ifadesidir. Onlar böylece ülkeye itibar kazandıramazlar. İtibar açlığını bina ile telafi edemezler, saray ile telafi edemezler. Sen yargının karşısına çıkıp hesabını vermekten kaçındığı sürece ortaya çıkacak itibar açığını saray inşa ederek kapatamazsın. Yargının karşısına çıkıp onurlu bir şekilde kapatabilirsin.” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’DE BİR HUKUK PROBLEMİ, BİR YARGI PROBLEMİ VAR’

Anayasa değişikliği çalışmaları hakkındaki düşüncelerini de dile getiren Baykal, Türkiye’de Anayasa probleminin olmadığını, hukuk ve yargı probleminin olduğunu belirtti. 1982 Anayasası’nın 70′ten daha fazla değiştirildiğinin bilgisini veren Baykal, “Hala değiştirilmesi gereken yönleri de var. Türkiye’de bir hukuk problemi var, bir yargı problemi var. Ama bu bir Anayasa problemi değil. Türkiye’de hukuk ve yargı problemini sadece vatandaşlar ya da muhalefettekiler dile getirmiyor, iktidar da bu kanıda. Bu amaçla bir referandum yapıldı. Ama bir süre sonra bu değişikliği yapan iktidar, bu değişikliğin tatmin edici olmadığını, istediği insanların seçilemediğini söyleyerek yeni değişiklik arayışına girdi. Şuanda bir yargı tartışması yaşanıyor. Yargıyı kullanma arayışı sürekli yargıya müdahaleyi beraberinde getiriyor. 3 defa Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun seçtiği kadro beğenilmediği için süresi dolmadan iptal ediliyor, yeniden seçim dayatılıyor. Bu bir yargı problemidir.” şeklinde konuştu.

‘ANAYASA’NIN GETİRDİĞİ ENGEL Mİ VAR Kİ O YOLSUZLUKLAR İLE İLGİLİ SORUŞTURMALAR ENGELLENİYOR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın televizyonlara çıkıp “Adalet istiyorum, yargı istiyorum” sözleri üzerine Erdoğan’ı şu sözlerle eleştirdi: “Bugünkü Anayasa uygulanıyor mu? Hırsızlıkların, yolsuzlukların takibi konusunda bugünkü Anayasa’nın getirdiği engel mi var ki o yolsuzluklar ile ilgili soruşturmalar engelleniyor. Ciddi bir hukuk problemi vardır. Yargı işlemiyor, adalet işlemiyor, yargıya müdahaleler birbiri ardından gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde televizyonlarda ‘Adalet istiyorum, yargı istiyorum’ diye bağırıyor. Adaleti ben istiyorum ben. Yargıyı ben istiyorum, millet istiyor adaleti. Adalete hesap vermesi gerekenler adalet istiyorum diyor. Hem adaleti susturuyor hem adalet istiyor ve biz de bunları dinliyoruz. Ciddi olmak lazım.”

‘ESED’İN GİTMESİ İÇİN MEHMETÇİĞİ KULLANAMAZSIN’

Hükümetin Ortadoğu ve Suriye politikalarını da eleştiren Baykal, dış politikanın ülkeyi yönetenlerin kişisel iddialarının aracı olmadığını dile getirdi. İnat uğruna bu uğurda Mehmetçiği kullanamazsın diyen Baykal, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Başbakan Ortadoğu güzellemeleriyle bize cevap veriyor. Şam’ı anlatıyor, Halep’i anlatıyor, Kudüs’ü anlatıyor. Bu söylemler ile asker kullanma kararları, dış politika tercihleri birlikte götürülemez. Ortadoğu bir inatlaşma konusu olmamalıdır. Esad gidecek dedim gitmedi, gitmesi için ne gerekirse yaparım, Mehmetçiği de kullanırım diyemezsiniz. Dış politika, ülkeyi yönetenlerin kişisel iddialarının aracı değildir. Kişisel kızgınlıklarının bir enstrümanı değildir bir ülkenin dış politikası. Bunu bu hale getirecek olan da millettir. İktidara gelenlerin bazen duyguları, kızgınlıkları kullandıkları güçleri o amaca itebilir. Çare millettir. Millet buna izin vermeyecektir. Yaşadığımız dış politika krizini ciddi uyarı için milletimizin temel gerekçe haline dönüştürmesi gereği var.”