''Dost görünüyor ama sevmiyorlar''

''Dost görünüyor ama sevmiyorlar''

(İSEDAK) toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’i sert sözlerle eleştirdi.

İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’i (BM) sert sözlerle eleştirdi. İslam ülkelerinin sorunlarının dışarıdan gelenler tarafından çözülemeyeceğini söyleyen Erdoğan, “Dışarıdan gelenler, İslam coğrafyasının petrolünü, altınlarını, elmaslarını seviyorlar. Yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen İSEDAK toplantısının açılışında konuştu. BM’yi çocukların akan kanına seyirci kalmakla eleştiren Erdoğan, BM’nin 5 daimi üyesi arasında tek bir İslam ülkesinin bulunmadığına dikkat çekerek; “Dünya 5’ten büyüktür ama ne yazık ki şu anda dünya 5’e mahkumdur. Önce dünyayı bu mahkumiyetten kurtarmamız gerekiyor. Yani BM’nin gerçek manada bir reforma ihtiyacı vardır” ifadelerini kullandı.

‘Birlik’ vurgusu

Erdoğan, yabancıların İslam coğrafyasını petrol ve doğal zenginlikleri için sevdiğini söyledi.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti;


“Eğer birlik olunursa, eğer birlikte hareket edilirse, neredeyse bir asırdır devam eden Filistin’in yalnızlığı ayıbına derhal son verilebilir. Bakın açık açık söylüyorum, dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrolünü, altınlarını, elmaslarını, ucuz iş gücünü, çatışmalarını, kavgalarını, anlaşmazlıklarını seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar. Dışarıdan gelenler, yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, bizim çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar.

Buna daha ne kadar seyirci kalacağız? Buna daha ne kadar sabredecek, daha ne kadar tahammül edeceğiz? Bu acı manzara karşısında daha ne kadar mazeretlere sığınacağız? Şii olmak, Suriye’de öldürülen çocukları, Suriye’de katledilen 300 bin masumu, yerinden edilen 7  milyon insanı seyretmeye bahane olabilir mi? Yine soruyorum; Sünni olmak, türbelere yapılan saldırıları, terör örgütlerini, seçilmiş yöneticilerin darbeyle görevden uzaklaştırılmasını, hakkını arayanların sokakta vurulmasını meşrulaştırabilir mi?”