Erdoğan: İmralı ile Kandil kopuk

Erdoğan: İmralı ile Kandil kopuk

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’a giderken uçakta çarpıcı değerlendirmelerde bulundu...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Görünen o ki şu anda İmralı ile Kandil arasında ciddi bir kopukluk var. Siyasi hareket olarak da, parti içinde bir bölünmenin olduğu ortaya çıkıyor. İmralı’ya gidip gelenlerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman İmralı silahların bırakılmasını istiyor. Fakat partinin başındaki zatın yaklaşımı çok daha farklı” dedi. Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan'ın korumalarının değiştirilmesi konusunda da açıklamalarda bulundu.

Suudi Arabistan’a giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan özetle şunları söyledi:

Yapılan son açıklamalardan sonra çözüm sürecinde hangi aşamadayız?

Yalçın Bey’le (Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan) yapılan toplantı ile Demirtaş’ın (HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş) söyledikleri birbiriyle çelişiyor, ben örtüşen bir yan göremedim. Demirtaş adeta orada hükümeti hesaba çeker bir tavır içinde. Yani hükümet ona göre silahları bırakacakmış. Silahları bırakması gereken bölücü terör örgütü. Burada güvenlik güçlerimizin silah bırakması gibi bir şey olamaz. Onlar, güvenliğin ve huzurun teminatıdır. Fakat görünen o ki şu anda İmralı ile Kandil arasında ciddi bir kopukluk var. Ayrıca siyasi hareket olarak da parti içinde bugünkü (öncekigün) açıklamalardan sonra bir bölünmenin olduğu ortaya çıkıyor. İmralı’ya gidip gelenlerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman İmralı silahların bırakılmasını istiyor. Fakat partinin başındaki zatın yaklaşımı çok daha farklı, o adeta ‘Hükümetin uygulamasına bakacağız’ diyor. Hükümetin uygulamasına ne bakacaksınız? Hükümet zaten Çözüm Süreci’nin garantörü. Bu biliyorsunuz: ‘Demokratik Açılım’ ile başladı. ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ ile devam etti. ‘Çözüm Süreci’ ile de yürüyor. Netice almaya dönük adımlar var. Burada tutumlar temenni ediyoruz ki bu şekilde devam etmez, bir yerde bütünleşir. Bu seçimlerde kimin nerede durduğunu görme imkanımız açık şekilde olacak. Bütün temennimiz de silahların olmadığı, birlik beraberlik içinde seçimlerin yaşanmasıdır.

Kandil ayak mı diriyor?

Şu anda Kandil ile İmralı’nın farklı olduğu çok açık, net ortada. O (Selahattin Demirtaş) faturayı hükümete kesiyor. Hükümetin elinde silah yok ki. Devletin güvenlik güçleri var. Onun silahları da her zaman enstrümanıdır. Onunla beraber huzurumuzu temine çalışıyor. Her zamanki gibi olumsuz bir yaklaşımla sürece bir farklılık getirmiş oldu ki üzücü bir şey. Süreci olumsuz etkiliyor.

Hükümet hangi istikamette devam edecek sürece?

Hükümet hangi istikamette devam ediyorsa öyle devam edecek. Bunu Cumhurbaşkanlığı makamında olan bir kişi olarak konuşmuyoruz, bu makama geldik diye çözüm sürecinin dışında değiliz. Cumhurbaşkanlığı makamı bu işlerin dışında değil. Hükümetle, Genelkurmayımızla bunları zaten haftalık rutin toplantılarımızda görüşmek suretiyle sevk ve idare ediyoruz. Milli Güvenlik Kurulu’nda ve önümüzdeki hafta yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısında da zaten ağırlıklı konu bu.

Yapılan açıklama kimi bağlıyor?

Bu açıklama onları bağlar. Kandil’i de HDP’yi de bağlıyor. İmralı kendi üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Açıklanan 10 madde var, Demirtaş’ın açıklamaları var. İkisi de birbirini tutmuyor. Gelinen durum huzur ve güvenliğe tehdittir. Bunların her biri aktördür. Bunları görmezden gelemeyiz. Kim bu ülkede çözüm sürecinden yana, kim ülkenin huzuruna, refahına destek vermek istiyor. Bunları gözden geçirmek gerekir.

Suriye’nin toprak bütünlüğü bundan sonra söz konusu olabilir mi? Türkmenlerin durumu ne olacak?

Biz buralar bölündü, bölünüyor bunları arzu etmeyiz. Ciddi bir yönetim boşluğu olduğu ortada. Rusya ve İran’ın destekleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Ciddi manada lojistik destek kaybediyor. Biz birilerinin planladığı şekilde uluslararası hukuka ters bir adım içinde olmak istemeyiz, böyle bir şey söz konusu değil. Fakat batıda Bayırbucak Türkmenlerinin hukukunu korumak gibi bir görevimiz söz konusu.

400 milletvekili hedefinden söz etmiştiniz. Mümkün görünüyor mu?

Ben 400’ü bir hedef olarak veriyorum millete ki 367 bu işin bam telidir ama her zaman sıkıntılıdır. Dolayısıyla yeni Türkiye’ye ve bağımsızlığa inanıyorsak, A partisi B partisi olur bu işi çözsün bitirsin. Aksi halde bu olmadı yaşadık. Biz üzerimize düşeni yaptık, biz rahatız. 4 siyasi parti bir araya geldik...  Öyleyse artık iş başa düştü. Şimdi 367’nin üzerinde 400 güzel bir rakam. Evet buna denirse, buna hazırlıklı olan bu işi çözer, bitirir. Millet bu sıkıntılardan kurtulmuş olur.

Haziran seçimlerine yönelik bir kalkışma olabileceği iddia edildi? Güvenlik Yasası bununla mı ilgili?

Biz bazı şeyleri duyuyoruz ama altından neler çıkacak görmemiz lazım. Gezi ile ilgili benzer şiddetli şeylerde artık bu ülkede devlet iktidar bu işlere öyle çok sıcak bakmaz. Devlet kargaşaya müsaade etmez. Demokratik hak kullanacaksan bunu nasıl kullanılacağı bellidir. İç Güvenlik Yasası, önümüzdeki birkaç hafta içinde çıkması halinde önleyici tedbirler olarak geliyor. Bunların gelmesiyle birlikte çok daha farklı bir Türkiye’ye gideceğiz.

Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi için bizim beklentimiz nedir?

Yeni bir açıklaması olmuş (Mısır lideri Sisi’nin), ‘Türkiye bizim içişlerimize karışmasın’ diyor. Mısır’ın içişlerine karışmayız. Demokratik taleplerimiz var. Burada zulüm içinde olan Mursi başta olmak üzere, siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekir. Aynı zamanda bu insanlara siyaset yapma hakkı vermeleri gerekir. Bu Mısır’ın huzuru için gereklidir. Beklenti de budur. Şu anda ekonomik olarak büyük destekler alıyor olmasına rağmen, düzlüğe çıkmış değiller. Biz de arkadaşlarımıza alt düzeyde çalışmaya devam edebilirsiniz diyoruz, bizim bu ülkeye pres yapma gibi bir düşüncemiz olmamıştır.

Fethullah Gülen’in iadesi konusunda ABD ne yapacak?

Fethullah Gülen ile ilgili ABD’ye ilettiğimiz bakışımız, duruşumuz aynen devam ediyor. Türkiye’den bol bol kaçıyorlar bunlar, kaçışlar başladı. Mahkemeler kararlarını verecek. Bunların içinde sınırdan kaçarken veya yakalananlar olduğunda zaten yasalarımızın gereği neyse bu muamele yapılacaktır. Ne kadar yurtdışında kalırlar bilemiyorum. Her geçen gün yargı çok daha farklı belgeler elde ediyor. İşte Hrant Dink meselesinde bile son gelişmeler enteresan. İşin aktörleri ortaya çıkmaya başladı. Bunların sinir uçları tespit edilecek diye düşünüyorum.

Ramazan Akyürek ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Paralel Yapı’nın Dink cinayetindeki rolüyle ilgili iddialar var?

Ben hukukçu değilim ama ihmal diye bir şeyi görmem mümkün değil. O hadisede, kasti olarak işlenen bir cinayet var ortada. İhmalle ilgisi yok. Bu işin bağlantıları ortaya çıktıkça daha da aydınlanacak bu mesele.

Sümeyye Hanım’ın korumaları değiştirildi deniyor, siz mi istediniz?

Güvenlik teşkilatlarımız kendi üzerine düşeni yapıyor. Biz onlara müdahale etmek durumunda değiliz, nasıl kararlar verirlerse onlara uymak durumundayız. Bazı durumlarda üzülmüyor değiliz. Bazılarıyla senelerdir bir arada olduğumuz için... Böyle bir zanla da olsa... Hakikaten ailem için de üzücü şeyler ortaya çıktı. Hatta kendileri ‘Baba değiştirmeyelim, aramızda bir hukuk var, onlar da rahatsız olduklarını anlatıyorlar’ dediler. Ben de kızlarımın insani noktadaki hassasiyetleri nedeniyle hak veriyorum. Onlar diyorlar ki bunun kesin tespitini yapamadığımıza göre tamamını değişmesi gerekiyor fakat bu bir sürgüne gönderme gibi cezalandırma değil. Farklı yerlerde görevlendirme şeklinde halletmiş bulunuyoruz.

Suikast iddiaları ne olacak?

Savcılık medyada çıkan haberleri görmemezlik edemez, bir anlamda suç duyurusu niteliğindedir. Adımların biz de takipçisiyiz, onlar da takipçisi.

Bir Fenerbahçeli olarak Beşiktaş’ın başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beşiktaş’ın bu başarısı her türlü takdirin üstündedir, rastgele alınmış bir galibiyet değil. Beşiktaş eze eze bir galibiyet aldı. Hele hele Demba Ba’nın üst direkten dönen topu gol olsaydı o zaman çok daha neşeli olacaktı. Olayı farklı süslüyor. Netice çok daha iyi olurdu ama yine de Beşiktaş çok ciddi başarı elde etti. Başarılar diliyorum. Beşiktaş’ın Türkiye’de oynayacağı maçına gidip izleyebilirim.