GYV Başkanı Yeşil: Darbe, güçlünün zayıfa yaptığı operasyondur

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, "Bu ülkede darbe, güçlünün zayıfa yaptığı operasyondur. İşin doğrusu devlet kim ise darbeyi o yapar. Siz, darbe dediğiniz şeyin arkasından onbinlerce insanı sürebiliyorsunuz veya yüzlerce savcıyı, yargıcı yerinden edebiliyorsunuz. Burada görünen o ki şu anda yürütmenin kontrolü altında bir yargı mekanizması oluşmuştur” dedi.

GYV Başkanı Mustafa Yeşil, Samanyolu Haber TV Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar’ın sorularını cevapladı. Yeşil, gündemle ilgili önemli açıklamalarda buludu.

Özgür medyaya yönelik 14 Aralık operasyonu kapsamında gözaltı ve tutuklamaların hukuksuz olduğunu aktaran GYV Başkanı Yeşil, yaşanılan hukuksuz sürecin bazı insanları mağdur ediyor gibi görünmesine karşın aslında bütün bir ülkeyi, özgürlüğüne, hürriyetine düşkün olan herkesi tedirgin ettiğini söyledi. Yeşil, şöyle devam etti: “Eğer siz hukuksuzluğun önünü açmışsanız ve birilerine hukukun temel esasları çerçevesinde değil de keyfi ve size göre kriterlerle yargılamaya başlamışsanız bunun sonu gelmez. Yani bugün birileri, yarın bir başkası, öbür gün bir başkasıdır. Tabii bu süreç içerisinde zannediyorum Türkiye, hele hele 10 yıllık bir demokratik sürecin, 10 yıllık müspete doğru gidişatın çizgisini görmüş ve referandum gibi 2010 yılında yüzde 58 oyla çok temel haklarda önemli gelişmeler sağlamış olan bu ülkenin insanlarının bundan sonra özgürlüklerdeki kısılmaya taraf olacağını düşünmenin gerçekten çok boş ve beyhude bir düşünce olduğunu görüyorum. “

GYV Başkanı Mustafa Yeşil, ülkede sahip olunan değerleri korumaya kararlı kitleler bulunmadığı sürece, özgürlükleri de, demokrasiyi de, eşitlikleri de, sahip olunan temel değerleri de koruma şansının olmadığını dile getirdi. Yeşil, “Olanı da kaybedersin. Artık orda bir zihniyetin, bir düşüncenin, bir anlayışın topyekün bir millet olarak esiri haline geliriz.” ifadelerini kullandı.

Yürütmenin hiçbir zaman yargıya müdahalede bulunamayacağını, yürüyeceği haritayı ve yolu veremeyeceğini belirten Yeşil, “Eğer bir ülkede yürütmeyi temsil eden güç, yargının yürüdüğü yolun haritasını çiziyorsa, yapması gerekli olan işleri talim ediyorsa, karar merciinde hakimin, savcının, yargıcın vicdanı değil de, ‘otorite’nin hakim düşüncesi varsa; siz o ülkede ne hürriyetten, ne hukuktan, ne temel hak ve özgürlüklerden bahsetmeniz mümkün değildir.” şeklinde konuştu.

"DARBE, GÜÇLÜNÜN ZAYIFA YAPTIĞI OPERASYONDUR"

Darbeyi, güçlünün zayıfa yaptığı bir operasyon olarak niteleyen GYV Başkanı Yeşil, şöyle konuştu: “İşin doğrusu, devlet kim ise darbeyi o yapar. Siz, darbe dediğiniz şeyin arkasından onbinlerce insanı sürebiliyorsunuz veya yüzlerce savcıyı, yargıcı yerinden edebiliyorsunuz. Siz, mevcut yargı ve yargıçlarla yetinmeyerek yeni kanunlar, yeni düzenlemeler, uluslararası arenada bile yargı bağımsızlığını tartışır değil, olumsuz bir manada pozisyona gelecek kadar siyaseten müdahale ettiğiniz zaman sizin kalkıp da ‘yargı bağımsız’ demeniz mümkün değil. Burada görünen o ki şu anda yürütmenin kontrolü altında bir yargı mekanizması oluşmuştur.”

Yürütmenin şu anda taraf olduğunu aktaran GYV Başkanı, yürütmenin cenahında olanların hatalar yapsa da, suça bulaşsa da masum olarak görüldüğünü belirterek, “Ama eğer siz muhalifseniz, yapılanları doğru bumluyorsanız, mevcut yürütmenin hatalarına dikkat çekiyorsanız; 50 yıllık ömrünüzde hiç mahkeme görmüş görmemiş olabilirsiniz, savcıyla muhatap olmamış olabilirsiniz, bir anda kendinizi terör örgütünün baş sorumlusu olarak görebilirsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.

"İDDİALAR FEVKALADE KOMİK"

Hidayet Karaca’nın avukatlarının ‘ilk defa Hidayet Bey hayatında nezarete girdi, ilk defa emniyette savcının sorusuna muhatap oldu’ sözünü hatırlatan GYV Başkanı Yeşil, Karaca'nın tutuklanma gerekçesinin ise komik olduğunu söyledi. Yeşil, “Şimdi bu insan hayatında ne bu ülkenin ne hakimini meşgul etmiş, ne savcısını, emniyetini ve polisini meşgul etmiş, hayatında bu manada suç tanımına giren hiçbir şey yok. Şimdi siz, bu adamı alıyorsunuz, terör örgütü organizasyonunun önemli ve etkin bir noktasına getirtip oturtuyorsunuz. Ne ile? Sorumlusu olduğu televizyonun yaptığı dizideki bir içerikle ilgili olarak. Şimdi bunun bir senaristi vardır, yönetmeni vardır, müdürü vardır; şimdi siz bütün bunları es geçiyorsunuz ve bu dizi yüzünden kurumun başındaki zatı alıp yargılıyorsunuz. Fevkalade komik, buna değer verip de buna inananların gülünç duruma düştüğü bir manzarayla karşı karşıyayız.” diye konuştu.

"OTORİTER YAPININ BORAZANLIĞINA SOYUNMUŞ EVRAK-I PERİŞANİYLER"

Medyayı da eleştiren Mustafa Yeşil, merkez medyanın karnesinin çok parlak olmadığını belirtti. Medyanın genellikle gücün hakim olduğu, otoriter yapının hakim olduğu noktalarda yer aldığını dile getiren GYV Başkan Mustafa Yeşil, “Şu anda bakıyorsunuz bazı gazetenin köşe yazarları, otoritenin borazanlığına soyunmuş olan kalemler, tek merkezden tamamen kendilerine dikta edilen bilgi ve malzemeyi servis etme haline getirmiş olan bazı evrak-ı perişaniyeler (perişan evraklar) şu anda neyin peşindeler? Dünyanın haykıra haykıra bağırarak gündeme getirdiği hukuksuzluklarda bunlar hala suçlardan bahsediyor, kendilerine göre yargılıyorlar, karar veriyorlar ve icraya geçirilmesini söylüyorlar. ‘Evet suç sabittir, yapılması gerekli olan da yayın organlarına el koymaktır’ diye söylüyorlar. Hangi dönemdeyiz? 2014 yılındayız. Bunu kim söylüyor? Köşesinde eline bir çubuk kalem geçirmiş sabah akşam hukuk katili olarak, itibar katili olarak, insanların değer ve kıymetlerinin canisi olarak kalem oynatanlar yazıyor. Yahu, suçu nerde tespit ettin? Tespit ettiğin suçun cezasının ‘el koymak’ olduğuna kim karar verdi? O kararı sana kim deklare eti ve sen onu bir netice olarak kaleminle köşende yazıyorsun?” şeklinde tepki gösterdi.

"PROBLEM BÜTÜN ÜLKENİN PROBLEMİDİR"

“Bugün ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıyı birileri ‘camaat-AKP arası çatışma’ diye hala vermeye çalışıyorsa, bazı zavallılar hala ‘bırakın yesinler birbirlerini, ne halleri varsa görsünler’ gibi birçok dar açıdan ve çok bencilce bir yaklaşım içinde bulunsalar da, inanın bugünkü problem memleket meselesidir.'' diyen GYV Başkanı Yeşil, şöyl devam etti: ''Mesele cemaat meseli, hizmet meselesi asla değildir. Eğer ülkede insanlar farklılıklarına rağmen hep beraberce ‘nefes alamıyoruz’ diyorlarsa, problem, mevzi olmaktan çıkmıştır. Problem bütün ülkenin, ülkede yaşayan herkesi ilgilendiren bir problemdir. Her ne kadar şu anda otoritenin himayesi altında çadır içerisinde oksijen alıp keyfi yerinde olduğunu düşünenler varsa da unutmayın; bütün bir ülkenin boğulduğu bir yerde sizin rahat nefes alışınız uzun vadeli değildir. Çünkü bugün insanların nefes alıp vermelerinin sıkıntısı ülkenin bütün aydınlarını, bütün farklı kesimdeki insanlarını sarmışsa, bu problemin oluşturacağı, sosyal tabanda meydana getireceği tepki, o çadırın içerisinde bol oksijenli yaşayan insanların keyiflerinin çok uzun sürmeyeceğinin alameti ve işareti olduğunu düşünüyorum.”

AK Parti'nin, elindeki bütün imkan ve fırsatları, ülkeye ait değerleri iç siyasete malzeme yapmak için hovardaca tükettiğini dile getiren Yeşil, ''Attığı bir adım içerde bir algıya vesile oluyor ama dışarda büyük kayıplara, büyük kırıklıklara, itibarımız açısından çok büyük dökülmelere yol açıyor. Fakat böyle bir dert yok şu anda. Güneydoğu’da yaşanan yol kazmalarından yol tutmalarına kadar devlet otoritesinin zayi olmasını gündemlerine almayan bir noktaya geldik. Dışarıdaki itibarımız son medya mensuplarının içeriye alınmasının ülkemiz adına neleri kaybettirir, dış dünyada oluşturduğu etki, ülkemizle ilgili olumsuz anlayış zannediyorum eğer ki birazcık düşünülebilseydi, böyle bir operasyon hayal bile edilmezdi.” diye konuştu.

"SÜREÇ FARKLI KESİMLERİ YAKLAŞTIRDI"

Bu süreçle birlikte düne kadar birbirlerini anlamayan, tanımayan, önünde duvarlar örülü kesimlerin arasındaki duvarların kalktığını beliten GYV Başkanı Mustafa Yeşil, ''Yani sol deyin, sağ deyin, bugün o insanların ortak dertlerde birleştiğini, ortak kaygılar taşıdığını ve bu ülkede artık farklılıkları kabul, diyalog, paylaşımla birlikte yaşamaya mecbur olduğumuzu, demokrasiden de dönüşün söz konusu olmadığını hepimiz yaşayarak, hissederek ve hepimiz gerçekten bu duyguyla yeniden anlayışlarımızı tazeleyerek yakınlaştığımızı görüyorum.'' diyerek sözlerini noktaladı. CİHAN