Kanser görülme sıklığı iki kat çıktı

Kanser görülme sıklığı iki kat çıktı
Güncelleme:

Türkiye’de kanser görülme sıklığı her yıl artıyor.

Türkiye’de kanser görülme sıklığı her yıl artıyor. Son 40 yılda kanser, ölüm nedenleri arasında dördüncü sıradan ikinci sıraya yükseldi. Ülkemizde 2002 yılında yüz binde 133 olan kanser görülme sıklığı, 2012 yılında yüz binde 266 oldu. Yani iki katı yükselmiş durumda. Kanserler arasında ise akciğer kanseri başı çekiyor.

Türkiye, kanser ilaçları için yılda yaklaşık 457 milyon lira ödüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Özer, kanser ilaçlarına ödenen paranın Sağlık Bakanlığı’nın yıllık bütçesinin beşte birine denk geldiğini söylüyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre kanser, son 40 yılda ölüm nedenleri arasında dördüncü sıradan ikinci sıraya yükseldi. İlk sırada ise kalp ve damar hastalıklarının neden olduğu ölümler yer alıyor. Kanserin ulaştığı tehlikeli boyutlara dikkat çeken Prof. Özer, TÜİK verilerine göre 2002 yılında 175 bin kayıtlı ölümün 25 bininin ölüm nedeninin kansere bağlı olduğunu ifade ediyor. Kanserin genetik bir hastalık olduğuna işaret eden Özer, hastalığın mutasyona uğrayarak genlerdeki değişikliklerle ortaya çıktığını anlatıyor: “Anne ve babadan gelen bu değişiklikler, kimi durumda da ileri yaşlarda sigara gibi kimyasal ve radyasyon gibi fiziksel etkiler, hatta virüslerin etkileri ile oluşuyor. Radyasyonun etkisi de elbette göz ardı edilemez.”

Kanser kayıtçılığı şart!

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Yılmazbayhan da tıbbi patoloji ile hastalığın neden ortaya çıktığının belirlendiğini söylüyor. Patoloji incelemesinin doğru tanı için mutlaka gerekli yöntem olduğunu belirten Yılmazbayhan, vücuttan çıkartılan her parçanın mutlaka patolog tarafından incelenmesi gerektiğini ve tedavinin buna göre şekillendiğini kaydediyor. Mücadelede kanser kayıtçılığı yapılması gerektiğini dile getiren Yılmazbayhan, bu noktada önemli adımlar atıldığını ve kanser kayıtçılığı ile bölgesel risklerin de belirlenebileceğini dile getiriyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutsal Yörükoğlu da “Kanser hastalığının tanısında,  riskli hasta gruplarının belirlenmesinde ve kişiye özel kanser tedavisinin belirlenmesinde patoloji raporlarının bilimsel önemi çok büyük.” diyor.