Kayseride Prof Dr. Esad Coşan Hatıra Ormanı Oluşturuldu

Kayseride Prof Dr. Esad Coşan Hatıra Ormanı Oluşturuldu

Kayseri Eğitim Kültür Ahlak ve Çevre Derneği’nce oluşturulan ‘Prof. Dr. Es’ad Coşan Hatıra Ormanı’na bin adet sarıçam fidanı dikildi.

- Kayseri Eğitim Kültür Ahlak ve Çevre Derneği’nce oluşturulan ‘Prof. Dr. Es’ad Coşan Hatıra Ormanı’na bin adet sarıçam fidanı dikildi.

Orman İl Müdürlüğü tarafından Kayseri-Niğde karayolu üzeri Boğazköprü mevkinde tahsis edilen 30 dönümlük alana fidan dikimi nedeniyle tören düzenlendi. Çok sayıda dernek üyesi ile yavrukurt ve izcinin katıldığı etkinlikte bin adet sarıçam fidanı toprakla buluşturuldu. Kayseri Eğitim Kültür Ahlak ve Çevre Derneği (CAKUD) Başkanı Prof. Dr. Bünyamin Kaplan, giderek artan sanayi ile birlikte yeşil alanların azaldığını belirterek, ‘Azalan ormanlar, birçok tehlikeyi beraberinde getirmektedir. Günümüzde birçok felaketin nedeni, yeşil alanların azalmasıdır. Bizler de dernek olarak bu bilinçten yola çıkarak, Orman Müdürlüğüne başvurarak, orman alanı istedik. Onlar da isteğimizi yerinde görerek, derneğimize 30 dönüm alan tahsis ettiler. Bu alana 2 bin adet fidan dikeceğiz. Bugün itibariyle bu fidanlardan bin âdetini diktik. Kalanları da zamanla toprakla buluşturacağız.’ dedi.

Kayseri CAKUD Başkanı Prof. Dr. Bünyamin Kaplan, tahsis edilen orman alanına 2001 yılında Avustralya’da elim bir trafik kazası sonrası yaşamını yitiren Prof. Dr. Es’ad Coşan’ın ismini verdiklerini söyledi. Prof. Dr. Kaplan, ‘Türkiye’de çevre derneklerinin kurulmasına öncülük etmiştir. Ayrıca, Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği’nin (ÇEKÜD) kurulmasında emeği geçmiştir. Bu nedenle Prof. Dr. Es’ad Coşan’a vefa göstergesi olarak, ismini verdik.’ diye konuştu. ÇEKÜD Yönetim Kurulu Üyesi Vural Kerim İslam da çevreye karşı farkındalık oluşturmak amacıyla birçok çalışma yaptıklarını söyledi. Kayserili çevre dostlarına bu çalışmalrından dolatı teşekkür eden Vural Kerim İslam, çevrenin önemini fark etmiş insanların da kişilere ve toplumlara değer katacağını vurguladı. Emekli öğretmen Eyüp Çor’un yaptığı duanın ardından fidanlar toprakla buluşturuldu.

PROF.DR. MAHMUD ESAD ÇOŞAN KİMDİR?

Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan, 14 Nisan 1938’de, Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde dünyaya geldi. Babası Hafız Halil Necati Efendi, 1942’da çocuklarının tahsili için İstanbul’a göç etti. Es’ad Coşan ilköğrenimini Eminönü Vezneciler İlkokulu’nda, 1950’da tamamladı. Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmından da 1956’da mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960’da bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-İslâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid Kotku Efendi’nin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi. Mezuniyetinin ardından Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı. Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlik yapan Es’ad Coşan Hocaefendi, 1965 yılında XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı çalışmasıyla “İlâhiyat Doktoru” ünvanını aldı. İlâhiyat Fakültesi öğretim üyeliği yanısıra 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu’nda “Türkçe ve Hümaniter Bilgiler” dersi verdi. Es’ad Coşan, 1972’da Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-İslâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü. 1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’nde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi. Matbaacı İbrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.

TRAFİK KAZASINDA YAŞAMINI YİTİRDİ

Doğup büyüdüğü vatanından 20 bin kilometre uzakta bulunan Avustralya’da, 4 Şubat 2001’de bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat sırasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakk’a yürüdü. Naaşı Türkiye’ye getirildi. 9 Şubat 2001’de Fatih Camii’nde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazından, sonra Eyüpsultan Mezarlığı’nda toprağa verildi.