Kelebeğin Rüyası'nı hala izlemediniz m?

Kelebeğin Rüyası'nı hala izlemediniz m?

Kıvanç Tatlıtuğ'a tekrar aşık olacaksınız!

Vizyonda Oscar’a aday olmuş ve ödül kazanmış bunca film varken yerli film izlemeyi tercih edip de Kelebeğin Rüyası’na gidenler zaten bilirler biz gitmeyenlere söyleyelim: “Bu filmi kesin izlemelisiniz!” Bir Türk yapımın nasıl olur da Hollywood standartlarında bir görüntü kalitesi yakalayabileceğini ve onlardan farklı olarak dramın ağırlıklı olduğu bir senaryoyu da işin içine katarak nasıl olur da böylesine bir film çekebileceğini merak ediyorsanız hazır vizyondayken bu filmi izleyin.

Hollywood standartlarında bir görselliği bize özel ve daha güzel kılacak olan tek şey samimi bir senaryoysa eğer, doğru adrestesiniz. Bu film tüm beklentilerinizi bu yönden fazlasıyla karşılıyor. Kusur bulmak için uğraşırken kendimize filmin gidişatına kızarken buluyoruz. Fakat söz konusu gerçek bir hikâye olunca bu ne Mert Fırat’ın ne Yılmaz Erdoğan’ın ne de Kıvanç Tatlıtuğ’un suçu öyle değil mi?

Gerek görüntüler, gerek lokasyon seçimleri ve hepsinin önüne geçen oyunculuk kabiliyetleriyle bu film diğerlerine fark atıp bir adım da önlerine çıkıyor. Kıvanç Tatlıtuğ bu filmde kimliğini ve geçmişini bir kenara bırakarak bambaşka bir isim olarak karşımıza çıkıyor. Öylesine güzel oynuyor ki bizi hikâyeye anında sürüklüyor derken Mert Fırat ekranlara gülümsüyor ve bizi madenlerin içine sokuyor. Yılmaz Erdoğan’ın canlandırdığı karakter bir o kadar öğretici ama bir o kadar da esprili oynuyor ki böylesine bir dramın içinde ufacık olaylara kahkahalarla gülüyorsunuz.

Onların mutlu olması için film boyunca da içten bir çaba harcıyorsunuz. İddia ediyoruz salonda gözyaşlarına boğulanların sayısı hiç de az olmuyor.

Lafı fazla uzatmadan sizi bu görsel şölenin fragmanıyla baş başa bırakıyoruz.

Editörün tavsiyesi: Film vizyondan kalkmadan kesinlikle izleyin.