KILIÇDAROĞLU'NDAN YILDIRIM'A AÇIK ÇAĞRI

KILIÇDAROĞLU'NDAN YILDIRIM'A AÇIK ÇAĞRI

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz şehitlerine sağlanan hakların diğer şehitlere sağlanmadığını söyledi ve "Bu farkı ortadan kaldırmak için kanun teklifi vereceğiz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Terörle mücadele konusunda gereken desteği vereceğimizi söyledik. Bizden ve parlamentomuzdan ne istiyorsunuz? Bitiremiyorlar, işin gerçeği bu. Geçen hafta burada şehitler arasında ayrılık gayrılık olmasın dedim. 

Ayrılık yaparsanız dorğu olmaz dedim. 15 Temmuz ve diğer şehitler gibi bir ayrım ihanettir dediler. Hiçbir ayrım yapmıyoruz dediler. Bal gibi ayrım yapıyorsunuz. Ülkeyi yönetenler şehit ve gaziler arasında ayrım yapıyorsa bölücü bir hükümettir. 

Bu açıklamayı yaptık, başta havuz medyası olmak üzere koro halinde saldırdılar. İktidardan beslenen havuz medyası yarın ne yazacak. İktidara ilk geldiklerinde bedelli askerlikten elde edilen gelir şehit ailelerine verilecek dediler, bir kuruş vermediler. 

Havuz medyası bununla ilgili tek satır yazdı mı? Para ile yazıyorsan sen adam, gazeteci değilsin. Şehit ve gazi ailelerine iş verilecek dediler. Şehit ailelerine her zaman veriliyordu, gazi ailelerine hiçbir zaman verilmedi. Beni ziyaret eden gaziyi işten çıkardılar.

Gazilik sektör oldu dediler. O gazinin hangi şartlarda gazi olduğunu biliyor musun? hangi şartlarda görev yaptığını biliyor musun? Ankara'daki beyler kendi çocuklarını o dağlara gönderiyorlar mı? Yandaşlar yine TV'ye çıktılar. Şehitlere 450 bin lira tazminat, gazilere 6 bin lira maaş veriliyor dediler. Bunların hayatı yalan. 

15 Temmuz şehidine 101 bin veriyorsun, helali hoş olsun ama diğer şehide neden vermiyorsun? O bizim şehidimiz de diğer kimin şehidi? Dağın tepesinde şehit olan kimin şehidi? Derecelere göre gazilere nakdi tazminat ödeniyor. PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadelede şehit olanlara tanınmayan hak, 15 Temmuz'da şehit olan polis, asker ve sivillere tanındı. Bu kararnameyi imzalarken elin titremedi mi? 

Derik Kaymakamı'nı düşünün, teröristler şehit etti. Çocukları, 15 Temmuz şehitlerine sağlanan imkanlardan yararlanamayacak. AKP'nin Özalp ilçe başkanı çocukları önünde şehit edildi, onun çocukları da bu imkandan yararlanamıyor. Hayatı çifte standart üzerine kurmuşlar. Ömer Halisdemir şehit oldu, ismini üniversiteye verdiler. Daha fazlasını hak ediyor. Çocukları 15 Temmuz şehitlerine sağlanan imkanlardan faydalanamıyor.

Ayrım yapmayın dediğim zaman kıyameti koparıyorlar. Şehitler ve gaziler arasındaki farkı ortadan kaldırmak için bir kanun teklifini bu hafta TBMM Başkanlığı'na grup olarak vereceğiz. Sayın Binali Yıldırım'a açık bir çağrıda bulunuyorum. Şehitliğin ne kadar önemli olduğunu ikimizde biliyoruz. Ayrımcılık yapılmaması gerektiğini ikimiz de biliyoruz. Gel el ele verelim, hazırladığımız kanun tekliflerini parlamentoya getirelim.

Şehitler arasında ayrım yapıyorlar, gaziler arasında da yapacaklar. Binali Yıldırım, 15 Temmuz'da tırnağı bile zarar görmüşse gazi sayacağız dedi. İtirazımız yok, önleyen bütün vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunarız. Ama diğer gazilerimize de yapılsın. Ona bazı haklardan yararlanamazsın diyorlar. Terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayanlar var. Para için değil, bize gazilik unvanını verin diyorlar. Binali Yıldırım'a çağrım, şehitlerimiz için ne ise gazilerimiz için de odur.

"ESNAFI YOK ETMEK İÇİN ÇOK ÇABALADILAR"

Esnaf kan ağlıyor. Esnafın derdini kim dile getiriyor? Esnafın derdini sadece ve sadece CHP dile getiriyor. İktidardakiler sizi yok etmek için çok çaba harcadılar. Her yeri AVM ile doldurdular. AVM'de de esnaflarımız var ama kiralarını dolarla ödüyorlar. Bir esnaf iki ay primini ödeyemedi diyelim, hastalandığında hükümetin doktoru 'kusura bakma senin borcun var sana bakamam' diyor. Ölüme terk ediyor. Buna kimseden ses çıktı mı, çıkmadı.

Esnaf çoğu zaman kiralık dükkanda çalışır. Esnaf stopajı da öder. Bu adil mi, değil. Esnaf buna itiraz ediyor mu, etmiyor. İş yerini kapattı diyelim. Bir işçi işinden olduğunda yeni iş buluncaya kadar işsizlik parası alıyor. Ama esnafa para ödenmiyor. Buna da belirli bir para ödeyelim, iş buluncaya kadar. Esnaf gerçeği bilmesine rağmen itiraz etmiyor. Bir milletvekilimiz kanun teklifi verdi. Esnaf iş yerini kapattığında ücret güvencesi sağlansın. Hükümet olarak esnafı destekliyoruz diyorsan gelin bu kanunu çıkaralım. Başbakan Binali Yıldırım'a açık ve net çağrımdır. Esnafın beklediği sicil affı. Borçları yapılandırıyorsun, sicil affını neden getirmiyorsun? 

Esnafların da krediye ihtiyacı oluyor. Bir kooperatif kurmuşlar. Size kredi verecek olan kuruluşun başındaki kişi ayda 50 bin lira alıyor. Sana verecek kredi kalmıyor ki. Sen bunun hesabını soruyor musun? Ben bunun hesabını soruyorum. esnafı sömürüyorlar. Mücadele edeceğim, esnafın hakkını sonuna kadar koruyacağım.

Ekonomiyi iyi yönetseler esnaf bu durumda olmazdı. Tehditle ekonomiyi yönetebileceklerini sanıyorlar. Bankalar faizlerini düşürdü, dolar düştü mü, kredi alan oldu mu? Ne oldu, tehdit ettiğiyle kaldı. Cumhurbaşkanı neden bu kadar işsizlik var diyor. Sanki iktidarda biz varız. İktidardakileri sen daha iyi bilirsin. Merkez Bankası'na 'faizi düşür' dedi. Tam tersi yükselttiler. Senin dediğini değil, ekonominin gereğini yapıyorlar. Ekonomiden anlamayan ekonomiyi yönetemez. Bir ekonomi dehası olan Bİnali Yıldırım, 'her şeyi dolara bağlamanın anlamı yok, dolar çıkıyor iniyor' diyor. Daha zamlar yansımadı, en büyük zararı işçi ve memur görecek.

"EKONOMİK DEĞİL SİYASİ"

Bütün bunlara sebep olan ekonomi değil. Ekonomideki dar boğazın neden siyasi kriz. Türkiye'yi kim yönetiyor belli değil. Başbakanlık koltuğunda biri oturuyor adı Binali Yıldırım. Ama ne yaptığı belli değil. OHAL kalkabilir diyor, kalkacak diyemiyor. Derse abisi kızabilir. Birisi senin yetkilerine müdahale ederse, 'ben başbakanım, benim yetkilerime müdahale edemezsin' de. 

"18 ADAYI GERİ ALACAK MISIN?"

Dış politikada tarihin en büyük yenilgisini yaşıyoruz. Suriye'den şehitlerimiz geldi. Kimin vurduğunu söyleyemiyorlar, birileri kızar diye. ABD, Rusya, İran orada herkesin yetkisi var bir bunların yok. Dış politikayı bu noktaya getirdiler. Bu hükümet dış politika konusunda her türlü tavizi verebilecek durumdadır. Cumhurbaşkanı'na soruyorum, Putin'e ne söz verdiniz, ne taviz verdiniz? Bunu bilmek en doğal hakkımız. 

Şangay Beşlisi diyorlar. Şangay Beşlisi diye bir şey yok. Özbekistan üye oldu ve Şangay Altılısı var. Ne olduğunu bilmiyorlar. Ülkeyi ekonomiyi nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar. Türkiye bir bataklığın içerisine doğru gidiyor. Ege'de Yunanistan'a verilmemiş 18 ada var. Yunanistan'ın bayrağı var. Dillerinden milliyetçilik düşmüyor. Binali Yıldırım'a soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın almayacak mısın? Milliyetçi misin değil misin? Kıbrıs'ı da satmak istiyorlar."