Libyadaki Türk işçilerin tahliyesi

Libyadaki Türk işçilerin tahliyesi

Libya'daki havaalanında beklerken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Türk işçisi İsmet Yalçın'ın cenazesi toprağa verildi

İZMİR (AA) - Libya'nın güneyindeki Ubari kentinde çalışan ve güvenlik nedeniyle tahliyeleri sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Türk işçisinin cenazesi İzmir'de toprağa verildi.

Libya'da Fizan Çölü'ndeki Ubari Bölgesi'nde elektrik santrali inşaatında çalışırken aşiretler arasındaki çatışmanın arasında kalan, geri dönmeyi beklediği sırada ise Gat Havaalanı'nda geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden işçilerden İsmet Yalçın (50)'ın cenazesi, İstanbul'dan İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na gönderildi.

Yalçın'ın buradan alınan cenazesine İzmir Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapıldı.

Daha sonra Menemen Belediyesi Pir Sultan Abdal Derneği Egekent 2 Şubesi Cem ve Kültür Evi'ne getirilen İsmet Yalçın'ın naaşı burada kılınan cenaze namazının ardından Ulukent mezarlığında toprağa verildi. Evli ve 3 çocuk sahibi olan Yalçın'ın ardından yakınları gözyaşı döktü. 

Yalçın'ın cenazesine Ubari bölgesinde birlikte çalıştığı mesai arkadaşları Mazlum Dündar, Cihan Gül ve Nurettin Özdemir ile dün bu gün çeşitli yollarla İzmir'e gelen diğer işçi arkadaşları da katıldı. 

- "Ölüme terk edildik, Dışışleri Bakanlığımız kurtardı"

İsmet Yalçın'ın cenazesiyle birlikte İzmir'e gelen işçilerden Mazlum Dündar, Libya'ya ENKA İnşaat ve Sanayi A.Ş Ubari Elektrik Santrali'nde çalışmak için gittiklerini, şirket yetkililerinin "sizi güvenli bölgeye götürüyoruz" diyerek kendilerini aldattığını iddia etti.

Şirket yönetimine tepkisini dile getiren Dündar, şirketin isteği doğrultusunda gerekli teminatları aldıktan sonra Libya'daki projede yer almak üzere bir ekip oluşturduğunu ancak Ubari'ye gittiklerinde kendilerine sunulan tablonun tam tersi bir durumla karşılaştıklarını ileri sürdü. 

Dündar, şöyle konuştu: 

"Biz orada resmen bile bile ölüme gönderildik. Biz orada kelimenin bittiği, insanlığın bittiği bir noktaya geldik. Bizi çatışmaların yoğun yaşandığı bir bölgeye çatışma yokmuş gibi teminat vererek götürdüler. Çatışmalar başladığında biz şantiye şefine giderek toplantı talep ettik. Orada 457 işçi vardık. Bize bir tehlike durumunda 6 saat içinde tahliye planlarının olduğunu söylediler, külliyen yalan. Çatışmacı gruplar tam dibimize kadar geldiler. Kaldığımız kamp ortamı sağlık ve hijyen adına çok kötüydü. Biz de ister istemez orayı terk ettik. Çalıştığımız bölgeye 400 kilometre ötede kullanılmayan atıl vaziyetteki Gat Havaalanı'na götürüldük. 12 gün civarında bekledik. Ben dışışleri bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'na ulaştım. Dışışleri bakanlığımızın baskısıyla bir uçak temin edildi. Burada uçuş için gerekli alt yapı desteği de devletimiz tarafından sağlandı. Ancak bu süreçte bir emekçi arkadaşımızı kaybettik. Yine Dışışleri bakanlığımızın yardımıyla cenazemizi İzmir'e kadar getirdik."

Bekleyiş sırasında herkesin korku ve panik içinde olduğunu aktaran Dündar, ihmali olduğunu öne sürdüğü şirket yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını da bildirdi. 

İzmir'e Yalçın'ın cenazesiyle birlikte gelen Nurettin Özdemir de Libya'dan çıkışlarını Dışışleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na borçlu olduklarını, aksi halde bir çok arkadaşının çatışmaların yanında açlık ve hastalık gibi sebeplerle hayatlarını kaybetmekle yüz yüze kaldığını ifade etti.

Öte yandan, Libya'nın Ubari bölgesindeki çalışma alanlarını cep telefonlarına kaydeden işçiler, bölgeye yakın çatışmaları ve yaşadıkları zorlu çalışma koşullarının görüntülerini de gazetecilerle paylaştı.