Cemil Çiçek'ten sert savunma !

Cemil Çiçek'ten sert savunma !

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, 4 eski bakanla ilgili yolsuzluk iddialarını araştıran soruşturma komisyonuna getirilen yayın yasağını değerlendirdi. Yasak kararına ilişkin başvuruyu kendisinin yapmadığını belirten Çiçek, ''Benim böyle bir başvurum olmadı. Başvuru yapmaya hakkım da yok yetkim de yok'' dedi.

İŞTE ÇİÇEK'İN AÇIKLAMALARINDAN SATIRBAŞLARI:

En sıcak konu dört eski bakanla ilgili kurulan komisyonun haberlerine getirilen yayın yasağı. Bu konuda ana muhalefet liderinden eleştiri aldınız ve yanıtladınız. Bunu tekrar değerlendirir misiniz?
Evvela kesinlikle benim böyle bir başvurum olmadı ve başvuruya hakkım da yetkim de yok. Siyaseten tartışılan konunun başka boyutları varsa bunu ortaya koyup ondan sonra bu işleri tartışmak bizi daha doğru yere götürür. Ortaya bir haber çıkıyor bunun arkasında önünde ne var haber doğru mu yanlış mı araştırmadan hemen siluete ateş ediliyor. Ve çok ağır ifadelerde bulunuluyor. Meclis başkanını hırsızlığı yolsuzluğu himaye etmek gibi son derece ayıp bir üslupla bizi suçlamaya çalışıyorlar. Bunu ana muhalefet partisi lideri yapıyorsa bu daha ayıp bir şey. Aramızda bir hukuk var. Bu işi yapıp yapmadığımı sorma imkanı olabilir, o partinin içinde çok değerli hukukçular var, komisyonda olanlar var bunlara sorabilir.

Ondan sonra bir değerlendirme yapması gerekirken meclis başkanının bu yaptığı doğru değildir filan dese yine bir dereceye kadar. Eğer bu haber doğruysa diye bir cümle kullansa onu da anlayışla karşılarım. Ama doğrudan beni zan altında bırakan açıklama yapıyor. Bunu doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Meclis başkanlığının onurunu itibarını korumak en evvel meclis başkanının görevi olduğu kadar bu parlamentoda görev yapan benden sonra görev ve sorumluluk onlara düşüyor.

'ANADOLU AJANSI'NIN BU TÜR SAKAT HABER YAYINLAMASINI ELEŞTİRİYORUM'
Sanki olay gerçek meclis başkanı böylesine akıl almaz bir iş yapmış oluyor ve onun üzerine de ne varsa hemen makineli tüfek ateşine tutuluyoruz biz. O açıklamayla kalıyor ondan sonra da yazılan yazılar bizi işin merkezine oturtarak meclis başkanının böyle bir müracaatı var olduğu kabul edilerek değerlendirmeler yapılıyor. Haberi Anadolu Ajansı vermiş. Kaynağa güvenmiyorsak o zaman o kaynaktan gelen haberle ilgili biraz daha düşünüp o işleri yapmak gerekir. Anadolu Ajansı'nın da bu tür sakat yanlış eksik bilgiye dayalı haber yayınlaması da eleştiriyorum. Sayın genel müdürü aradım gerekli işlemleri yapmasını söyledim bunlarla ilgili.

Karar burada gayet açık. TBMM Başkanlığı 9/8 esas numaralı meclis soruşturması komisyonunun filanca tarih sayılı yazıları ve ekinde bulunan kanıt niteliğindeki belgelerle diyor. Dolayısıyla müracaatı yapan meclis başkanlığı değil soruşturma komisyonudur. Soruşturma komisyonu nasıl bir şey? Bu konuda yazılmış en önemli kitaplardan birisi Sayın Metin Feyzioğlu'nun yazdığı bir kitap. Meclis soruşturması bir siyasi denetim aracı değil adli denetim aracıdır. Çünkü meclis soruşturması açılmasıyla birlikte ceza muhakemesinin soruşturma evresine başlanmış olunmaktadır.

Şu anda meclis soruşturması meclisin bir yasama faaliyeti değil, anayasa madde100'ün verdiği yetkiye dayanarak yürüttüğü adli bir faaliyettir. Evvela adli bir  faaliyet olarak görerek ona göre değerlendirme yapması gerekir herkesin. Madem meclis soruşturmasını konuşuyoruz o zaman bununla ilgili konuşan iş ve işlem yapan kim varsa bir ceza muhakemesi faaliyeti icra ettiğine her zaman dikkat edilmelidir. Meclis iç tüzüğüne geliyoruz 110.madde. Komisyon çalışmaları gizlidir diyor. Eğer bunların hiç birine uymayacaksak herkes her bildiğini söyleyecekse o zaman gece yarılarına kadar çalışmanın anlamı yok. bu kurallar doğrudur yanlıştır bunları değiştirmek bizim görevimizdir. Artık günümüz dünyasında hiçbir şey gizli kalmaz her şey açıkta yapılması lazım diyebiliriz.

O zaman ceza muhakemesi kanunun 157.maddesi soruşturmanın gizliliği başlığı var. Peki bu gizlilik ihlal edilirse ne olur? Ceza kanunu 285 gizliliğin ihlali. Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi diye başlayan madde. Yürürlükte olan kurallara uygun hareket etmeye hepimiz mecburuz. Bir kişi işlemi yaparken kendisinin yetki hududu içinde bu işlemleri yapması lazım. Meclis soruşturmasında da yetkili olan ne başkanlıktır, ne başkanlık divanıdır yegane yetkili meclis soruşturma komisyonudur. 4 ay çalışacaklar bir rapor hazırlayacaklar genel kurula gelecek. Ondan sonra yetki genel kuruldadır. Peki niye aleni yapılmıyor gizli yapılıyor? İki tane benim inandığım sebebi var.

Birisi delillerin ortadan kaldırılmasını önlemek içindir. İkincisi insan onurunu korumaktır. Hüküm kesinleşinceye kadar herkes masumdur. Daha işin başında insanları suçludur hırsızdır, ahlaksızdır, katildir diye hüküm verecekseniz o zaman yargılamanın bir anlamı kalmaz. Geçmişte çok defa ben bunları söyledim. Meclis başkanlığı olarak biz soruşturma komisyonunun hiçbir işine karışamayız. Karıştığımız taktirde yargısal bir işleme yetkimiz olmadığı halde müdahale etmiş oluruz. İç tüzük diyor ki; komisyon çalışmaları gizlidir, bu komisyona kendi üyeleri dışındaki milletvekilleri katılamazlar. Benim yetkim belli başvurmadığım ortada sanki ben başvurdum kıyamet kopuyor.

Ana muhalefet sözcüsü imzası var dedi sizin için.
Hayır. İşte yanlışlık burada yalan demeye utanıyorum ben. Komisyonlar müstakil çalışıyor yazışmaları doğrudan yapar. Gelen yazılarda doğrudan komisyona gider gizli olduğu için. Komisyon üyeleri dışında kimse bu soruşturmanın içeriğini bilmemesi gerekiyor. Şayet meclis başkanlığı bu işe aracı olacaksa o zaman gizlilik ihlal edilmiş olur. Bunları bizim bilmemiz isteniyorsa o zaman bu hükümlerin değiştirilmesi gerekir. Meclis başkanı olarak benim bunu da bir işlemim yoktur.