Cemaat okulları kapatılıyor mu ?

Cemaat okulları kapatılıyor mu ?
Güncelleme:

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, cemaat okulları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara'da basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yurt dışındaki okullarla ilgili konuşan Avcı, "Yurt dışındaki okulların büyük bir bölümü milletin okullarıdır. Bunlar milletten toplanan paralarla değişik adlar altında milletten toplanan paralarla yapılmış yani milletin emeğine dayanan yapılanmalardır. Bunların kötü amaçla kullanıldığına dair farklı ülkelerden Türkiye'ye şikayetler gelmiştir. Türkiye'de olup bitenlere bakarak o ülke otoriteleri benzer bir uygulamanın benzer bir eğitim dışı çalışmanın kendi ülkelerinde yapılmasına endişe ettiklerini bize ifade ediyorlar. Zamanında bu okulların büyük bir bölümü ya cumhurbaşkanı ya başbakan ya da bakan düzeyinde verilmiş referanslarla bugünlere gelmişlerdir. Bu referansların tekrar teyidini istemek bu ülkelerin hakkıdır. Bu teyit verilir mi? Hayır bu teyit bugün verilmiyor. Yaşananlardan sonra böyle bir kefalet hiçbir makam tarafından verilmiyor. Verilmez. Bunlarla ilgili yapılacak düzenlemelerde o ülkenin otoriteleri bizden yardım isterse ki bazı ülkelerde istiyorlar, o yardım kendilerine nasıl verilir, nasıl bir kurumsallaşma içinde bu destek sürdürülebilir, onun arayışı içerisinde bu çalışmalar yapılmıştır" dedi.

"MAĞDURİYETLERİ GİDERMEK İÇİN YÖNETMELİKTEN 40 YAŞ KOŞULUNU KALDIRDIK"

15 bin öğretmen ataması ile ilgili olarak açıklama yapan Bakan Avcı, "Öğretmenler Gününde yaptığı açıklamada başbakan, 15 bin rakamını telaffuz etti. Biz de hazırlıklarımızı 15 bine göre yaptık. Beklenenin üzerinde bir sayıda atamayı gerçekleştirmiş oluyoruz. Bunlarla ilgili hangi branştan ne kadar öğretmen atanacağını da hangi ilkeye göre nasıl hesapladığımızı daha önce açıkladım. Gördüğüm kadarıyla da ilgili kamuoyunda olumlu karşılandı. Yönetmelikte yaptığımız küçük bir düzenleme ile yönetmelikte daha kapsamlı bir düzenleme yapmak için çalışıyoruz ama bu şubat atamalarına yetişmesi için küçük ama önemli düzenleme yaptık. O da başvurularda 40 yaş şartının aranmaması. Bunun gerekçesini de açıkladık. Özellikle 28 Şubat döneminde öğretmen adaylarından hak kazandıkları halde bir bölümünün o günün koşullarıyla göreve başlatılmadığını, bir mağduriyet oluştuğunu mağdur adaylar bize iletiyorlardı. Mağduriyetleri gidermek için yönetmelikten 40 yaş koşulunu kaldırdık. Böylece herkes müracaat edebilecek" diye konuştu.

"OKULLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ DE KAPANMASI DA ÜLKELERİN MEVZUATINA GÖRE YAPILACAK"

Yurt dışındaki okullar hakkında konuşan Avcı, "Aşağı yukarı 150'yi aşkın ülkedeki kurumlardan söz ediyoruz. Değişik isimler altında açılmış okulları düşünürsek bunların bazıları yerel bir sivil toplum örgütü görüntüsü altında açılmıştır. Bazıları bir ticari kuruluş statüsünde açılmıştır. Bazıları o ülkenin yetkili makamlarının izniyle dolayısıyla o ülkenim eğitim otoritesine bağlı olarak açılmıştır. Her birinin açılış ve kapanış veya dönüştürülme açılması da dönüştürülmesi de kapanması da o ülkelerin mevzuatına göre yapılacak demektir. Burada bizim üzerinde yüzde 100 tasarruf yetkimiz olan okullar elçiliğimize bağlı olan okullardır. Bakanlar Kurulu'nda yaptığımız sunumda Türkiye'nin yurt dışındaki bütün eğitim hizmetlerine yapacağı katkının bir vakıf bünyesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşü ön plana çıktı. Farklı statüdeki okullar ve farklı mevzuatlara yönelik bir çalışma yapılacağı için değişik ülkelerde her biri farklı mevzuatı olan ülkelere götürülmesine ilişkin düzenlemelerin de sivil bir yapılanma içerisinde olmasının daha makul olacağı görüşü ağır bastı" ifadelerini kullandı.

"EĞİTİM KURUMLARININ SADECE EĞİTİM VEREN KURUMLAR HALİNE GELMESİ İÇİN NE MÜMKÜNSE YAPACAĞIZ"

Yurt dışındaki okullara yönelik somut önerinin vakıf olacağını belirten Avcı, "Vakıf esnek bir yapılanmadır. Sivil bir yapılanmadır. Yurt dışındaki okulların büyük bir bölümü milletin okullarıdır. Bunlar milletten toplanan paralarla değişik adlar altında milletten toplanan paralarla yapılmış yani milletin emeğine dayanan yapılanmalardır. Bunların kötü amaçla kullanıldığına dair farklı ülkelerden Türkiye'ye şikayetler gelmiştir. Türkiye'de olup bitenlere bakarak o ülke otoriteleri benzer bir uygulamanın benzer bir eğitim dışı çalışmanın kendi ülkelerinde yapılmasına endişe ettiklerini bize ifade ediyorlar. Zamanında bu okulların büyük bir bölümü ya cumhurbaşkanı ya başbakan ya da bakan düzeyinde verilmiş referanslarla bugünlere gelmişlerdir. Bu referansların tekrar teyidini istemek bu ülkelerin hakkıdır. Bu teyit verilir mi? Hayır bu teyit bugün verilmiyor. Yaşananlardan sonra böyle bir kefalet hiçbir makam tarafından verilmiyor. Verilmez. Bunlarla ilgili yapılacak düzenlemelerde o ülkenin otoriteleri bizden yardım isterse ki bazı ülkelerde istiyorlar, o yardım kendilerine nasıl verilir, nasıl bir kurumsallaşma içinde bu destek sürdürülebilir, onun arayışı içerisinde bu çalışmalar yapılmıştır. Bunun da en uygun yönteminin sivil bir yapılanma bir vakıf yapılanması olduğu, devletin de bu yapılanmaya eskiden olduğu gibi destek olması. Mümkün olan en kısa zamanda yurt dışındaki eğitim kurumlarının gerçekten sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için ne mümkünse yapacağız" şeklinde konuştu.