Öldüren dayak dava dosyasında

Öldüren dayak dava dosyasında

İstanbul'daki cezaevinde mescitteki öldüren dayağın görüntüleri dava dosyasında... İşte şok ayrıntılar...

Maltepe Cezaevi’nde gördüğü şiddet nedeniyle yaşamını yitiren 15 yaşındaki Onur Önal’ın komaya girmeden bir gün önce dövüldüğü anlar dava dosyasına konuldu.

Cumhuriyet gazetesinden Hilal Köse'nin haberine göre Maltepe Çocuk ve Gençlik cezaevi’nde gördüğü şiddet nedeniyle beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiren 15 yaşındaki Onur Önal’ın davası, 23 Temmuz’da başlıyor.

Cumhuriyet'ten Hilal Köse'nin haberine göre, Onur’un, komaya girmeden bir gün önce, koğuş bahçesinde dövüldüğü anlara ait görüntüler, dava dosyasına konuldu. İnfaz koruma memurlarının müdahale etmediği 'Simit' adlı oyuna ilişkin görüntüler, koğuştaki şiddeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Neredeyse kamera görüntülerinin her dakikasında Onur’a yönelik şiddet var. Onur’la aynı koğuşta kalan, M.Ö. (19) ve C.B. (17), “kasten insan öldürme” suçundan, İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkacak. Onur’un ölümünden sorumlu tutulan 6 infaz koruma memuru hakkındaki “görevi ihmal” davası ise 9 Ekim’de, İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.

O ÖLDÜRESİYE DAYAĞIN DAVA DOSYASINA GİREN GÖRÜNTÜLERİ - GALERİ

Cezaevindeki annesi gazetelerden öğrendi
Onur Önal, 20 Mayıs 2014’te tutuklandı. 30 Temmuz’da koğuştakiler tarafından 'Simit' oyunu bahane edilerek dövüldü. 31 Temmuz’da, mescitteki kör noktada yaşadığı şiddet sonucu komaya girdi. 1 Eylül’de beyin kanaması nedeniyle Marmara Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Komada yaşam savaşı verdi ve 27 Eylül’de yaşamını yitirdi. Tutuklandığı, komaya girdiği ve öldüğü, o tarihte cezaevinde olan annesi Nurcan Önal’a bildirilmedi. Oğlunun cenazesine katılamayan anne Önal, gazetelerden  öğrendiği şiddete ilişkin, suç duyurusunda bulundu. Dava dosyasındaki tanık ifadelerine göre, Onur, daha önce de kameraların görmediği noktalarda, şiddete maruz kalıyordu. Onur’la aynı koğuşta kalan M.K., tanık olarak verdiği ifadede, koğuşta, Onur’un idareye ispiyonculuk yaptığı izleniminin uyandığını belirterek, şunları anlattı:

'Tehdit edildiğim için olayı anlatmadım'
“Simit oyunundan bir kaç gün önce M.Ö. ve C.B.’nin, Onur’u kameraların görmediği merdiven altı boşluğunda dövdüklerini gördüm. Onur, sağ omzunun üstünde yerde yatıyordu. C. ve M. de ayaklarıyla Onur’un kafasına vuruyorlardı. Sonra Onur’u koğuşa götürdüler. Sayıma kadar dinlensin diye yatırdılar. Sayımda baş memur geldi. Onur’u sıranın en sonuna koydular. Yüzü gözü mor olmasına rağmen dikkat çekmedi. M.Ö. tehdit ettiği için olayı anlatmadım. Simit oyunun oynandığı gece de yüzünde gözünde morluklar vardı. Aksayarak yürüyordu. Morluklar önceki dayaktan kalmıştı.”

Koğuş değiştirmek istedi
M.K. kör noktadaki şiddeti ise şöyle anlattı: “Mescitte Kuran okuyordum. M.Ö. de masada kameranın görmediği noktada Kuran okuyordu. İçeri R.Ü. girdi. M.Ö.’ye, Onur’un koğuş değiştirmek istediğini söyledi. M.Ö. Onur’u çağırttı ve kameranın görmediği noktada sandalyeye oturttu. ‘Koğuştan gidecekmişsin, beni mi öteceksin lan’ dedi ve kafasının duvara vurmaya başladı. Onur’un saç telleri duvarda kaldı. C.B. de namaz kılıyordu. Namazı bozup, Onur’un kafasını duvara vurmaya başladı. Sonra Onur yarı baygın vaziyetteydi. M.Ö. Onur’u sandalyeye oturttu. Onur düştü. Bu sırada gardiyan içeri girdi.”