Ölüm Fakirin Gölgesidir

Güncelleme:

Geçtiğimiz salı günü Karayiplerin 10 milyon nüfusa sahip fakir ülkesi Haiti’de 7.3 şiddetinde deprem oldu. Tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşayan Haiti, yaralarını sarmaya çalışıyor. Tam bir insanlık dramı yaşanıyor. En az üç milyon insanın depremden etkilendiği açıklanıyor.

Emperyalist ülkeler ve kuruluşlarca zaten fakirleştirilmiş ve yıllardır iç savaş yaşayan bir ülke olan Haiti'de, depremden sonra doktor yok, ilaç yok, hastane yok, para yok...İnternet haber sitelerine ulaşan fotoğraflar insanın içini karartıyor. Bazı ölülerin üzeri beyaz çarşaflarla örtülü, diğerleri ise açıkta yatıyor, kiminin kolu bacağı bir diğerine dolanmış...

Türk Kızılay’ı da Haiti’ye arama-kurtarma ekibi gönderdi.

SkyTürk’te İlkin Ündeş’in programına bağlanan Kızılay Başkanı durumun göründüğünden çok daha kötü olduğunu söyledi.Kızılay Başkanı Tekin Küçükali’ye göre artık önemli olanın göçük altında kalanların kurtarılması değil yaralıların tedavi edilmesi.

200 bin’e yakın insanın hayatını kaybettiği ve cesetlerin kaldırımlara dizildiği, binlerce kişinin de enkaz altında hayat mücadelesi verdiği fakir Haiti’de fakirlik oranı yüzde yüze yakın. İşsizlik oranı yüzde 80'lerde geziyor.

Zaten fakir ve işsiz olan Haiti'de depremden sonra talanların artması normal karşılanabilir. Her insan bu tarz trajediler yaşanırken bencildir. Önce kendisinin ve ailesinin açlığını gidermek ve barınma ihtiyacını karşılamak ister.

Fakirlik bir kader gibi görünse de kimisinin gittikçe fakirleşmesi, bir başkasının zenginleşmesini sağlıyor. İşte küçük bir ada ülkesi Haiti’deki madenler emperyalistlerin göbeklerini büyütürken, Haitili yerlilere ölmemek için karın tokluğuna çalışmak anlamı taşıyor. Başta yıllarca burayı sömüren ve fakirleştiren Fransa dahil dünyanın unuttuğu bu ülke, şimdi her zamankinden daha fazla yardıma ihtiyaç duyuyor. İnsanlık en büyük sınavını bekliyor.

Hırsızın çok olduğu yerde deprem fakiri öldürür

Deprem ilahi bir son diyenler, her gün beşik gibi sallanan Japonya'nın neden büyük yıkımlar yaşamadığını düşünmeli ve araştırmalı. Veya deprem neden fakir ülkelerde çok daha fazla can alıyor diye sormalı. Kimse güneşe de suç atmasın. Depremlerin sorumlusu güneşin tutulması değil insan ahlakının çürümesidir.

Bir küçük azınlığın daha fazla zengin olması içiniktidarlarını zenginlere borçlu olan, onlara göbekten bağlı olan ülke yöneticileri daha fazla iktidar ve daha mutlu azınlık yaratmak için daha çok fakirin ölmesine göz yumuyor.

Haiti'de dedepremden en fazla etkilenen binalar kamu kurumları binaları olmuş. Hırsızlığın, vurgunun, en kolay yapıldığı yerler kamu ihaleleri. Dünya'nın her yerinde en fazla depremlerden kamu binalarının etkilenmiş olması, adam kayırmanın ve denetimsizliğin bir faturası. Bu faturayı gariban insanlar canları ile ödüyorlar.

Kendi binalarını denetlemeyen bir kamunun, devlet ile ver-kaç yapan işadamları ve müteahhitleri denetlemesini kim bekleyebilir? Bunun en acı örneğini Körfez depreminde yaşamış olmamıza rağmen Türkiye'nin acıdan ders çıkarmadığını söyleyebiliriz. Türkiye'de Körfez depreminin yaşandığı 1999 yılından beri okullar dahil istenen yenileşme yapılamıyor. Okullara deprem ödenekleri kesiliyor.

Birçok fakir ülke ve Haiti gibi Türkiye'de de fakiringölgesi gibi dolaşıyor ölüm.Ve birileri sadece seyrediyor. Anadolu'yubesleyen damarlar İstanbul merkezli. Yıllardır deprem uzmanları tarafından geleceği söylenen, bir misafir gibi beklenen körfez depremi için hangi uygulama hayata geçirildi?

Tehlike var... İstanbul'u dağıtın diye yazmıştım bu köşede. İstanbul’un depremden zarar görmesi sadece çok fazla can kaybı yaşatmayacak, Anadolu’nun da soluk borularını kesecektir. Ne zaman ders alınacak? İnsanlar göçük altında kalınca mı?

http://yolagiden.blogspot.com/

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar