Örgüt Üyeliğinden Tutuklanan Tıp Öğrencisi, İlk Duruşmada Tahliye Edildi

Örgüt Üyeliğinden Tutuklanan Tıp Öğrencisi, İlk Duruşmada Tahliye Edildi

SURİYE'nin Kobani bölgesinde yaralıları tedavi ederken IŞİD tarafından düzenlenen havan topu saldırısında yaralanan ve tedavi için getirildiği Türkiye'de 'örgüt üyesi olmak' suçlamasıyla tutuklanan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 6'ncı...

SURİYE'nin Kobani bölgesinde yaralıları tedavi ederken IŞİD tarafından düzenlenen havan topu saldırısında yaralanan ve tedavi için getirildiği Türkiye'de 'örgüt üyesi olmak' suçlamasıyla tutuklanan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 6'ncı sınıf öğrencisi Esra Yakar, ilk duruşmada tahliye edildi.

Geçen yıl Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 5'inci sınıf öğrencisiyken IŞİD saldırıları nedeniyle Suriye'nin Rojava bölgesine giderek yaralıları tedavi eden ve Kobani'de havan topu saldırısında yaralanan Esra Yakar, tedavi için Türkiye'ye getirildikten sonra tutuklandı. 'Örgüt üyesi olmak'la suçlanan Esra Yakar hakkında Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Davanın bugün görülen ilk duruşmasına, tedavi amacıyla Ankara'da bulunan tutuklu sanık Esra Yakar, SEGBİS sistemi üzerinden katıldı. Duruşmaya Diyarbakır Barosu'na bağlı 35 avukat ve Esra Yakar'ın sınıf arkadaşları da katıldı.

'ACİL DOKTOR ÇAĞRISI YAPILIYORDU'

Duruşmada Kürtçe tercüman aracılığı ile ifadesi alınan Esra Yakar, örgüt üyeliği iddiasıyla yaralı haldeyken tutuklandığını ifade ederek, "PKK ve KCK üyesi değilim. Dosyada bulunan bir fotoğraftan örgüt üyesi olduğum iddia ediliyor. Ancak o fotoğraf kırsalda çekilmedi. Bu görüntüler Suriye'nin Serekaniye bölgesinde çekildi. O dönemde orada şiddetli bir çatışma vardı. Sorumlular sürekli yardım çağrısı yapıyordu. Binlerce insanın katledildiği ve yaralandığı söyleniyor ve acil doktor ihtiyacı olduğu söyleniyordu. Ben o dönemde Tıp Fakültesi 5'inci sınıf öğrencisiydim. İntörn doktor olarak pratiğim oraya yardım edebilecek düzeydeydi. O tarihte uluslararası bir heyetin Rojava'ya geçeceğini duydum. Ben de o heyetle birlikte geçmek istedim. Bu şekilde Serekaniye bölgesine geçtim" dedi.

SALDIRI OLMASAYDI TÜRKİYE'YE DÖNÜP OKULUMA DEVAM EDECEKTİM

Bir süre Serekaniye bölgesinde hastanede yaralıları tedavi ettiğini belirten Yakar, şunları söyledi:

"Dosyada örgüt üyeliği ile suçlandığım fotoğraf o dönemde çekildi. Sadece üzerimdeki kıyafetten dolayı örgüt üyesi olduğum varsayılıyor. Ancak herkes bu kıyafetleri giyiyordu. Ben de güvenlik amacıyla bu kıyafeti giydim. Çatışmaya dünyanın dikkatini çekmek için sürekli yardım çağrısı yapılıyordu. Daha sonra IŞİD Kobani'ye saldırmaya başladı. Ben de Kobani'ye geçmek istedim. Eğer Kobani'ye saldırı olmasaydı Türkiye'ye dönüp okuluma devam etmek istiyordum. Ben de vicdanen bu seferberlik çağrısına uydum ve Kobani'ye geçtim. Kobani'ye gittikten sonra şiddetli bir saldırı başladı ve IŞİD her tarafımızı kuşattı. Bu nedenlye Türkiye'ye geçme fırsatım olmadı. Oraya gidip hastenede yaralıları tedavi etmek istedim. Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın hemen yakınında bir yer hastane yapılmıştı. Orada bir doktor ile birlikte yaralıları tedavi ediyorduk. Doktor sayısı çok azdı ve ben de vicdanen burada çalışmak istedim. Bir aya yakın orada yaralı tedavi ettim. Aralık ayında IŞİD'in havan topu saldırısı ile ağır yaralandım. Türkiye'ye getirildikten sonra tutuklandım. Getirildiğimde bilincim açık değildi. 3 gün sonra uyandığımda kolumda Emine Mahmut isminin yazılı olduğunu gördüm. Kimin beni bu isimle kaydettiğini bilmiyorum. Kendime geldikten sonra polisler beni gözaltına aldı. Gözaltına alındıktan sonra Esra Yakar olarak ifade verdim."

CEZAEVİNDE TEDAVİ OLAMIYORUM

Şu anda yüzünde ve kafasında şarapnel parçaları olduğunu belirten Yakar, "Sağ gözüm tamamen görmüyor. Cezaevinde tedavi şartları yok. Tedavim burada geciktiriliyor. Sağlık ve Adalet Bakanlığı aracılığı ile zorlukla hastaneye götürüldüm. Tıp Fakültesi 6'ncı sınıf öğrensiyim. Cezaevinde okul okuyamıyorum. Okulumu bitirebilmem için devam etme zorunluluğum var. Gerekli sınavlara gidip gelemiyorum" dedi.

Duruşmada söz hakkı verilen Cumhuriyet Savcısı, kuvvetli suç şüphesi nedeniyle sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Esra Yakar'ın avukatı Resul Tamur ise müvekkili ile ilgili dosyada bir tek kare fotoğraf olduğunu ifade ederek, "Esra herhangi bir silahlı eğitim görmedi. Zaten evden ayrıldıktan 8 ay sonra yaralandı. Esra yapılan vicdani çağrı üzerine Serekaniye'ye gitmiş. Esra YPJ'ye katılsa bile bu Türkiye'de yargılanma gerekçesini doğurmaz. PYD ve YPJ tamamen Rojava halkını korumak amacıyla örgütlenmiş yapılardır. Türkiye'ye karşı bir eylemleri yoktur" dedi.

Esra Yakar'ın Kobani'de insanlığı savunanların yanında yer aldığını belirten avukat Meral Danış Beştaş ise "IŞİD'çilerin yüzlerce kez Türkiye'de tedavi olduğuna ilişkin görüntüler var. Kobani'de herkes barbar bir çeteye karşı savaşıyor. Aylardır bütün dünya bu sese kulak verdi. YPG güçlerinin Türbenin naklinde Türkiye'ye destek verdiği bir dönem yaşıyoruz.Orada halklar kendini koruyor ve Türkiye'ye karşı bir saldırıları yok. Esra zaten resmi ambulansla Suruç'a getirildi. Dünya Kobani'ye yardım yaparken bir doktorun yargılanması anlamsızdır. Kobani'ye yardım edenleri yargılayacaksak Türkiye'nin 6'da 1'inin yargılanması lazım. Esra'nın tutuklu olması büyük bir hukuk skandalıdır" dedi.

MAHKEME PYD'NİN TÜRKİYE'YE KARŞI EYLEMİ OLUP OLMADIĞINI SORACAK

Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, daha sonra kararını açıkladı. Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık Esra Yakar'ın ciddi sağlık sorunlarının olması ve alacağı muhtemel cezanın dikkate alınarak tahliyesine karar verdi.

Mahkeme heyeti, ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazarak Suriye'de faaliyet gösteren PYD'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir terör eyleminin olup olmadığının sorulmasına karar verdi. Duruşma eksiklerin tamamlanması için ertelendi.