''Pensilvanya'dan emir alanlar hesabını verecek''

''Pensilvanya'dan emir alanlar hesabını verecek''

Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara Arena'daki AK Parti il kongresinde konuştu. Davutoğlu'nun gündeminde 14 Aralık soruşturması vardı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara'da  AK Parti il kongresinde konuştu. 6-7 Ekim olaylarına da değinen Başbakan'ın hedefinde 14 Aralık soruşturması vardı. Davutoğlu, ' Her ne suretle olursa olsun devlet yapımızda ve bürokrasimizde paralel bir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. Demokrasimizin bir gereği olarak sadece ve saedce milli iradeden güç alan, milli iradeyi temsil edenler bu ülkeyi yönetecekler. Birileri perde gerisinden Pensilvanya'dan yada başka yerden bürokraside örgütlenerek devleti yönetmeye kalkarsa hak ettiği cevabı alacak. Biz emaneti milletten alır, hesabı da sadece millete veririz. Şimdi son günlerde yargı süreci ile ilgili haksız spekülasyon yapanlara mesaj vermek istiyorum.' dedi.

İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları...

GEZİ OLAYLARI

İşte, geçen sene Gezi olayları ile birlikte bir büyük provokasyon başlatıldı. Sonrasında 17-25 Aralık kumpaslarıyla hep milletimizin özgüveni tahrip edildi. Hep beklediler ki millet özgüvenini kaybetsin, paniğe kapılsın, milletin temsilcileri ile milletin arasına uçurum girsin istediler müsade etmedik. Size verdiğimiz ilk söz kim ne yaparsa yapsın özgüvenle yolumuza devam edeceğiz. AK Parti ayaktayken bu partinin yücelltiği değerler ayaktayken milletimizin özgüveni ayakta olacaktır. Kimse bunu yıkmaya tahrip etmeye muktedir olmayacaktır. Milletle bütünleşmiş AK Parti kadroları özgüven içinde geleceğe yürümeye devam edecektir.

MUHALİF PARTİLER BAŞKA OYUNLARA GİRDİLER

Biz Anadolu'yu dolaşırken muhalefet partileri Ankara'da başka oyunlar içine girmeye başladılar. Sayın Cumhurbaşkanımızın emanet olarak tevdi ettiği çözüm sürecine sahip çıkacağımızı ilan ettik. 116 gün içinde çözüm süreci yönünde çok kararlı adımlar attık. Haziran ayında çıkan çözüm süreci bağlamındaki yasanın uygulanması için çözüm süreci mekanizması oluşturduk arzu ettik ve planladık ki çözüm süreci bir an önce başarıya ulaşsın. Biz bu kararlı yürüyüşümüzü sürdürürken 6-7 Ekim'de vandallar dışardan aldığı talimatlarla büyük şehirlerimizi bir şiddet sarmalına sokmak istediler. Zannettiler ki biz bunun esiri olacağız, olmadık! Hemen gereken tedbirleri aldık ve yasa paketimizi hazırladık. Kararlı şekilde iki vurgu yaptık. Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirinin alternatifi değildir. Buradan bir kez daha aziz milletimize teyiden taahütle söz veriyoruz ki kamu düzenini kim bozmak isterse onun karşısında çelik yürekle duracağız. Çözüm süreci yönünde kim adım atarsa onun önünde merhamet ve rahmetle yürümeye devam edeceğiz. Onlar tahrip etseler de biz inşaa etmeye devam edeceğiz.

Vatandaşlarımızın saçının bir tek teline dokunanlar hesabını verecektir. Öte yandan, çözüm sürecimizi bu konudaki kararlılığımızdan hiç bir zaman fedakarlık etmeyeceğiz. Vatandaşlarımızın dilini, kültürünü örfünü yaşama özgürlüğünü koruduk ve korumaya da devam edeceğiz. Yine, bu çerçevede alevi sünni ihtilafı çıkarmak isteyenlere karşı da son 116 gün içinde muharrem ayı bereketiyle de büyük bir gayret sarfettik ve bizzat hem Hacı Bektaş'a hem de Tunceli'ye giderek aziz Alevi vatandaşlarıma seslendim. 

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreci ile igili önemli adımlar attık. Çıkan yasanın uygulanması için çözüm süreci mekanızlaraı oluşturduk. Çözüm süreci konusnda kararlı bir şekilde devam ederken. 6-7 Ekim'de vandallar Güneydoğu Anadolu'yu şiddet sarmalına sokmaya çalıştılar. Biz bunun içine girmedik ve yasa paketi hazırladık. Kararlı bir şekilde 2 vurguda bulunduk.  "Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirinin alternatifi değildir. Aziz milletimize söz veriyoruz ki kamu düzenini kim tahrip etmek isterse, onun karşısında çelik bir iradeyle duracağız. Aynı şekilde çözüm süreci yönünde kim adım atarsa onunla birlikte tam bir merhamet ve rahmet yolunda yürümeye devam edeceğiz." 

ALEVİ-SÜNNİ İHTİLAFI ÇIKARMAK İSTEYENLER...

Alevi-Sünni ihtilafı çıkarmak isteyenlere karşı da büyük gayret sarfettik. Aziz Alevi kardeşlerimize seslendik. Bizim tarih anlayışımızda Alevi-Sunni gibi ayrımlar olmamıştır, olmayacktır. Demokratikleşme çerçevesinee milli birlik ve beraberliğimizi teminat altına alacağız. 

"Biz, AK Parti kadroları sadece milletle birlikte yürümeye devam edeceğiz. CHP'ye ve onun arkasındaki paralelci anlayışa da sesleniyoruz, sizin vesayet arayışınız bizim dik duruşumuz karşısında iflas edecektir."

DARBE VE VESAYETE İZİN VERMEYECEĞİZ
 
Buradan bir kez daha bizi bağrına basan ve muhabbetle karşılayan alevi sünni, türk kürt zaza bütün kardeşlerimize, Hacı Bektaş'a Tunceli'ye selam ediyorum. Demokratikleşme çerçevesinde beraberliğimizi teminat altına alacağız. AK Parti'nin ve milli birliğimizin teminatı olan kadrolarımıza soruyorum. Yeni Türkiye için aynı kararlılıkla yürümeye hazır mısınız? Aramıza fitne sokmak isteyenlere karşı saf saf omuz omuza durmaya hazır mısınız? İşte biz de bu emaneti sürdürmeye kararlıyız.
 
Siyasi alanda yapacağımız restorasyonu zikrettik. Dedik ki milli iradeyi her halukarda mutlaka egemen kılacağız. Darbe ve vesayete izin vermeyeceğiz. AK Parti son 12 yılda bir çok darbe ve vesayet çabaları gördü. Biz bunların karşısında dim dik durduk ve durmaya devam edeceğiz. Muhalefet partilerinin hepsi hesap verecek. AK Parti ile CHP arasındaki fark abakınız. Biz kongremizi büyük bir şölen içinde yaptık bütün il ve ilçelere gittik. Bu siyasetin yeniden inşaasıdır. CHP'de kongre yaptı parçalandı ve bölünmeye başladılar. Kılıçdaroğlu, Meclis görüşmesinde Mısır darbesini destekleyince kendisine sordum. Darbelere karşı mısınız değilseniz çıkın söyleyin dedim. Meclis'te bunu söylediğime alındı. Ama o günden bu yana Kılıçdaroğlu'ndan darbelere karşı tek bir cümle duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü, CHP'nin zihniyet köklerinde darbe anlayışı vardır.
 
KİM YOLSUZLUK YAPARSA...

Kimler ne hesap yaparsa yapsın, biz milletle yürümeye devam edeceğiz. 2015 Haziranını Türk demokrasisinin altın yılı yapmaya hazır mıyız?

"Kim şu veya bu gerekçeyle milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir şekilde harama bulaşırsa, kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız. Ama yolsuzluk iddiaları üzerinden yalan yanlış ithamlarla, birtakım komplolarla milli iradeye karşı kim harekete geçerse onu da durdurmaya aynı şekilde kararlıyız."

Paralel yapılanmaya asla izin vermeyeceğiz. Birileri perde gerisinden Pensilvanya'dan yargıya, emniyete müdahale edemez. Buna izin vermeyiz. Biz emaneti milleten alırız, millete hesap veririz.

Herkes yaptığı eylemler nedeniyle hesap verecektir. Devletimizi ve büroksasimizi yeni Türkiye'de daha güçlü şekilde yapılandırmaya devam edeceğiz.

17-25 ARALIK OPERASYONLARI...

17-25 Aralık operasyonların arkasında yolsuzluklara karşı bir mücadele anlayışından çok milli iradeyle iktidara gelmiş bir hükümeti devirme çabası vardır. Daha yürüyen bir soruşturma olduğu iddia edilen bir soruşturmada, iddianamede 'dönemin başbakanı' diyerek, iktidarda milli iradeyle bulunmuş bir başbakana dönük gerçekleştirilen bir komplo yolsuzluklara mücadele olarak adlandırılabilir mi? İşte buradan haykırarak söylüyoruz, onların 'dönemin başbakanı' dediği sayın Başbakanımız bugün gerçek cumhurbaşkanlığı makamındadır. Onların dönemin başbakanı diye adlandırmaya çalıştıkları Erdoğan bugün halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olma onurunu kendisine de AK Partiye de milletimize de yaşatmıştır.

YARGI BU ZULÜM KARŞISINDA HEMEN HAREKETE GEÇTİ
 
Her bir bakanlıktan brifingler aldım. Bakanlıklarımızın, kurumlarımızın 2023'e yürürken nasıl bir yapılanma içine gireceği konusunda kapsamlı bir çalışma başlattık. Bu çalışmalarla birlikte 2015 Haziran'ı sonrası yapılacakların adım adım planlarını yapıyoruz. Hemen her hafta yaptığımız reformlarla yapacaklarımızın işaretlerini vermeye başladık. Her ne suretle olursa olsun devlet yapımızda ve bürokrasimizde paralel bir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. 

PENSİLVANYA'DAN EMİR ALANLAR...

Demokrasimizin bir gereği olarak sadece ve sadece milli iradeden güç alan, milli iradeyi temsil edenler bu ülkeyi yönetecekler. Birileri perde gerisinden Pensilvanya'dan yada başka yerden bürokraside örgütlenerek devleti yönetmeye kalkarsa hak ettiği cevabı alacak. Biz emaneti milletten alır, hesabı da sadece millete veririz. Şimdi son günlerde yargı süreci ile ilgili haksız spekülasyon yapanlara mesaj vermek istiyorum.

14 Aralık'ta başlayan süreç siyasi bir süreç değildir. Siyasi müdahale ile başlamış değildir. 2010 Yılında 30'u aşkın vatandaşımızın yalan bir takım delillerle bürolarına yerleştirilen silahlarla kurulan kumpaslarla 17 ay hapis yatmasının sonucunda başlatılan bir şikayet ile başlamıştır. Bir grup vatandaşımız bu çete tarafından haksız yere ceza çekmişler. 17 ay tamamiyle uydurma delillerle hapse atılmışlar. Bu mağdur edilen insanlar gerçek anlamda şiddete başvurmayan bu insanlar yargıya başvurmuşlar. Yargı ne yapacaktı bunun karşısında susacak mıydı? Araştırıyor, soruşturuyor ve süreç başlıyor. Hemen harekete geçtiler. Bir pazar günü operasyon yapıldı ve içeriği dahi bilinmeden hemen bunu basına saldırı gibi gösterildi. Pazar günü, tatil günü AB açıklama yaptı. Bu operasyonlarda basın özgürlüğünü ilgilendiren bir konu söz konusu değildir, basın özgürlüğü teminat altındadır. Hiç kimse hesap sorulamaz değildir. 

DÖNEMİN BAŞBAKANI DEDİKLERİ, BUGÜN GERÇEK VE HALKIN SEÇTİĞİ İLK CUMHURBAŞKANIDIR
 
Ahlakı, erdemi siyasetimizin toplumsal kültürümüzün iktisadiyatımızın temeli zemini yapmaya kararlıyız. AK Parti hareketi 2001'de yola çıktığında erdemliler hareketi olarak yola çıkmıştı. Bunun dokusunu ve erdemini zeminini korumaya kararlıyız. Burada, 2 kongreyi karşılaştırdığınızda bizim kongremizdeki vefa ve sadakat bilinciyle CHP'nin kongresindeki ve sonrasındaki fark aslında siyasetimizin ahlak ve erdem boyutunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yolsuzluklara karşı mücadele bizim en temel şiarımızdır.

YENİ ANAYASA

Siyasetimizin, adaletimizin, yargımızın ve bütün anayasal kurumlarımızın tam ve doğru yerine oturması için 2015 haziranından sonra yeni bir anayasa için yola çıkacağız."

Onlar vesayet altında koşarken biz ülkemizin dünyanın ilk 10 ekonomisine girmesi için önümüzdeki engelleri bir bir kaldırıyoruz.