Rus ve Türk uzmanlardan kutsala saygı çağrısı

Rus ve Türk uzmanlardan kutsala saygı çağrısı

Rus ve Türk akademisyenler, St. Petersburg Devlet Üniversitesi’nde “nefret söylemi” ve “kutsala saygı” temalı yuvarlak masa toplantısı yaptı. Toplantıda IŞİD terör örgütü tarafından gerçekleştirilen ve İslam dininin itibarını...

Rus ve Türk akademisyenler, St. Petersburg Devlet Üniversitesi’nde “nefret söylemi” ve “kutsala saygı” temalı yuvarlak masa toplantısı yaptı. Toplantıda IŞİD terör örgütü tarafından gerçekleştirilen ve İslam dininin itibarını zedeleyen olaylar, batıda inançlara karşı tutum ve nefret söylemi sorunlarının çözüm yolları tartışıldı.

Fakülte Dekanı Prof. Dr. İrina Novikova’nın açılış konuşması ile başlayan oturumda söz alan Rusya Bilimler Akademisi Antropoloji ve Etnografya Müzesi Müdürü Prof. Efim Rezvan, Batı toplumunun son dönemde yaşanan ifade hürriyeti ve diyalog konularında ikilem içinde kaldığını söyledi.

Sovyetler Birliği’nin tarihte kutsala saygı ve nefret söylemi konusunda sosyal bir tecrübeye sahip olduğunu ifade eden Rezvan, “Batının şu an yaşadığı durumları Rusya yıllar önce yaşamıştı. Bu yüzden Rusya’da nefret söylemi çok fazla yer bulmadı. 1922’den 1944 yılında kadar Sovyetlerde “Tanrı tanımazlar” adlı bir dergi çıktı ve bu dergi karikatürlerden oluşuyordu. Dergide, günümüzde yayınlanması imkansız ve iğrenç karikatürler yapıyorlardı. Şu an Avrupa’da bu tür karikatürlerin yayımlanması imkansız. Hz. İsa’yı iğrenç bir şekilde gösteriyorlardı. Zaten dergiyi çıkaranlardan 2 kişi bir süre sonra çok kötü bir hastalığa yakalandı ve sonradan inançlı insan oldular.” Bilgisini verdi.

MÜSLÜMANLARIN KÜRESEL SORUNLARI RUSYA’SIZ ÇÖZÜLEMEZ

İpek Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Bacık, Rusya olmadan Müslümanların küresel sorunlarının çözülemeyeceğini söyledi. Bacık ayrıca, Rusya’nın Suriye, Irak, Ortadoğu gibi Müslümanların yaşadığı birçok bölgede oldukça etkili olduğunun altını çizdi.

Avrupa’da Hristiyanlar, Müslümanlar ve ateistler arasındaki temel problemin fikirler arası diyalog eksikliği ve birbirini tanımama olduğunu söyleyen Moskova Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Velihan Mirzehanov, insanların birbirlerini anlaması ve birbirlerinin değerlerine saygı göstermesiyle bu kitlesel sorunun aşılabileceği vurgusunu yaptı.

Mirzehanov, “Paris’te olan bir olay dünya çapında yankı buluyor ancak batı toplumunun dışında gerçekleşen ses getirecek eylemler bazen gazete sayfalarına bile yansımıyor. Biz bu problemi herkesin bir arada yaşayabileceği normlarla, kurallarla aşabiliriz. Biz çeşitli dini kurumları hatta aralarında ihtilaflar bulunan grupları bir araya getirip, vasıflı bir diyalog zemini oluşturmalı ve mevcut soruna çözüm yolları aramalıyız. Yoksa her gün terörist öldürerek bu sorunu çözemeyiz.” dedi.

AVRUPA TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK ALMALI

Toplantının ardından Cihan Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan St. Petersburg Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aleksandr Sotniçenko, günümüzde dünyadaki farklı toplumlar ve dinler arasında büyük bir kriz yaşandığını belirtti. 20. yüzyılda başta Avrupa olmak üzere dünyanın büyük bir kesiminde kabul edilen seküler sistemde büyük bir çatlak oluştuğunu ve bunun tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Rus uzman, “Özellikle Ortadoğu’daki radikal gruplar Amerikan ve Avrupa değerler sistemine karşı saldırgan bir tutum içine girdi. Avrupa günümüzde bu duruma nasıl bir tepki vermesi gerektiğiyle karşı karşıya kalmış durumda. Çünkü, Avrupa’nın geleneksel metotlarıyla bu sorunu çözme imkanı yok. Bu yüzden, Avrupa’nın geleneksel İslamın kodlarını objektif bir şekilde araştırmaya başlaması ve bu olguyla ciddi bir diyalog kurması lazım. Bence bu sorunun çözümü adına Anadolu İslamının tarafsız bir şekilde sosyolojik bir model olarak çok boyutlu bir şekilde irdelenmesi gerekli olduğu kanaatindeyim.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin, radikal grupların destek bulmadığı, insanların birbirine saygı duyduğu laik bir ülke olduğunu kaydeden Sotniçenko, “Türkiye, Amerika, Rusya ve Avrupa için laik ve dindar grupların diyalog içinde bir arada yaşadığı güzel bir örnek olabilir. Burada toplanan Türk ve Rus akademisyenlerin amacı, farklı kültürler arasındaki problemleri tartışmak ve hangi metot ve söylemlerle bu problemlerin aşılabileceği üzerinde, Türk ve Rus tecrübelerinden yararlanarak görüşlerini ortaya koymaktı.” ifadelerini kullandı.

BU TARZ ORGANİZASYONLARLA SORUNLARA ÇÖZÜM BULABİLİRİZ

St. Petersburg Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Tatyana Bobarikina, günümüzde dünyayı etkileyen ve çözülmesi için üzerinde her dakika düşünülmesi gereken konuların ele alındığını söyledi.

Özellikle Fransa’da gerçekleşen olayda (Charlie Hebdo), dünyanın fikir özgürlüğü ve terörizm konularıyla karşı karşıya kaldığını söyleyen Bobarikina, “Bence, bu problem daha önceden çözülebilir ve ortaya çıkmayabilirdi. Bunu anlamak ve bir şekilde üstesinden gelmek zorundayız. Bu tarz organizasyonlarla, bir daha böyle olayların gerçekleşmemesi için yeni fikirler ortaya koyabilir ve çözüme giden yolu açabiliriz.” dedi.

RADİKALİZMİN REÇETESİ SİVİL İSLAM

Süleyman Şah Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Uğur Kömeçoğlu ise konuşmasında sivil İslam’ın güçlendirilmesi gerektiğine yer verdi. Radikalizmin reçetesinin sivil İslam kavramının iyi bir şekilde incelenmesi ve doğru tanımlanması olduğunu kaydeden Kömeçoğlu, “Bu özellikleri en somut şekilde taşıyan barışçıl global hareket Hizmet Hareketi'dir. Çünkü, eğitim ve yoksullukla mücadelede ulus üstü, ulus ötesi bir sivil toplum hareketi olarak bu mesele karşısında da yasağı ve şiddeti tamamen reddediyor ve kutsala saygı söyleminin güçlenmesini istiyor.” dedi.

St. Petersburg Yasama Meclisi Dış İlişkiler Sorumlusu ve St. Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vatanyar Yagya, “Rus-Türk Kültür Vakfı ve St. Petersburg Kültür Merkezi, bugüne kadar Türk-Rus ilişkileri ve dünya politikasının güncel problemleri hakkında birçok toplantı ve seminer gerçekleştirdi. Bu organizasyonun güzel bir tarafı, bugün burada tartışılan ve konuşulan konuların yazılı bir hale getirilmesiydi. Bu sayede başta Türk ve Rus akademisyenler olmak üzere bu konuya ilgi duyanların istedikleri zaman ulaşabilecekleri bir bilgi kaynağı ortaya çıktı.” ifadelerini kullandı.

İki ülke uzmanlarının katıldığı toplantı, ortak bildirinin okunmasının ardından sona erdi.

St. Petersburg Devlet Üniversitesi, St. Petersburg Rus-Türk Kültür Merkezi, St. Petersburg Uluslararası İşbirliği Derneği, St. Petersburg Türk-Rus Dostluk Birliği, İpek Üniversitesi ve Süleyman Şah Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen toplantıya Türkiye’den Prof. Dr. Adnan Aslan, Doç. Dr. Uğur Kömeçoğlu, Prof. Dr. Gökhan Bacık ve Yrd. Doç. Dr. İsa Afacan katıldı. Rusya’dan ise, Prof. Dr. İrina Novikova, Prof. Dr. Vatanyar Yagya, Prof. Dr. Efim Rezvan, Prof. Velihan Mirzehanov, Doç. Dr. Tatyana Bobarikina, Doç. Dr. Vladislav Sobolev, Doç. Dr. Aleksandr Sotniçenko, Doç. Dr. Gumer İsaev ve Doç. Dr. Vasili Kuznetsov iştirak etti. CİHAN