Şişlideki asansör kazası

Şişlideki asansör kazası

Kazada yaşamını yitiren 10 işçiden Hıdır Ali Genç'in babası Mustafa Genç: "Başbakan ile konuşmamızda, başsağlığı dileklerinde bulundu, ben de kabul ettim. Medyada bazı yanlış anlaşılmalar olmuş. Ben orada Başbakan'a 'sizi şikayet ederim, sizi mahkemeye ve

TUNCELİ (AA) - Şişli'de inşaatta asansörün zemine düşmesi sonucu hayatını kaybeden 10 işçiden 21 yaşındaki Hıdır Ali Genç'in babası Mustafa Genç, ''Başbakan ile konuşmamızda, başsağlığı dileklerinde bulundu, ben de kabul ettim. Medyada bazı yanlış anlaşılmalar olmuş. Ben orada Başbakan'a 'sizi şikayet ederim, sizi mahkemeye veririm' diye bir cümle kullanmadım. Ben, Başbakan'a, çalıştığım şirketi mahkemeye vereceğimi, dava açacağımı ve davamın da peşinde olacağımı söyledim" dedi.

Memleketi Pertek ilçesine bağlı Söğütlütepe köyünde taziyeleri kabul eden Mustafa Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite öğrencisi olan oğlu Hıdır Ali'nin İstanbul'da stajı bittikten sonra yanında çalışmaya başladığını söyledi.

Oğlunun inşaatta işe başladığının 5'inci gününde olayın yaşandığını belirten Genç, asansör düşmeden oğluyla aralarında geçen diyaloğu şöyle anlattı:

"Oğlumun yanına gittim, asansörle aşağı indi. Yanında asansörleri tamir eden bir eleman vardı. İkisi beraber geldi, asansörün tamir edildiğini, sıkıntı olmadığını söyledi. Önceden de 1-2 defa düşmüştü ve düştü de. Ben de oradaydım, gördüm ama insanlara bir şey olmadı. Çocuğa, 'bak oğlum, yük yüklüyorsunuz, dikkatli gidin, kapıları kapatın, öyle git gel' dedim. Bana 'baba ben çocuk değilim, sen beni uyarıyorsun' dedi, ben de 'sen benim için çocuksun' dedim. Bana gülümsedi ve elini salladı, 'baba, sen kendi işine git' dedi." 

Aradan 7-8 dakika geçtikten sonra olayın yaşandığını ve can havliyle asansörün bulunduğu yere gittiğini anlatan Genç, "Asansör yere değmiş, param parça, pestil gibi olmuş, yere yapışmış kalmış. Sadece asansörün üzerinde benim çocuğumun yeleği görünüyordu. Bağırdım, çağırdım, ses seda yoktu" diye konuştu.

 

- "Davamın peşindeyim"

Davanın takipçisi olacağını belirten acılı baba Mustafa Genç, "Ben soruyorum, benim patronlarım acaba kendi çocuğu olsa 'ben vazgeçiyorum' diye bilir mi? Ben bunları mahkemeye vereceğim, avukatlarımı da tuttum. Her şeyim hazır ve sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim. Burada sorumlu kimse hepsinden davacıyım ve davamın da sonuna kadar arkasında duracağım. Bunlar bana para da teklif etse de ne yapsa da vazgeçmem. Ben davamın peşindeyim. Ya beni öldürecekler ya ben bu davayı süreceğim. Kazanırım kazanmam bu, benim için sorun değil" ifadelerini kullandı.

Ölen diğer 9 işçiyi de kendi evladı gibi gördüğünü dile getiren Genç, "Bu (Hıdır Ali), benim fidanımdı, onlar benden fidanımı aldılar, ben de bunlara karşı mücadelemi vereceğim. Başka fidanlar da orada ölmesin, oradaki gencecik insanlar ölmesin diye bu adamların cezalandırılmasını istiyorum. Ben kimseden başka bir şey talep etmiyorum" şeklinde konuştu.

 

- Başbakan Davutoğlu ile telefonda görüşmesi 

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başsağlığı dilemek için kendisini aradığını ifade eden Genç, şunları söyledi:

"Başbakan ile konuşmamızda, başsağlığı dileklerinde bulundu, ben de kabul ettim. Medyada bazı yanlış anlaşılmalar olmuş. Ben orada Başbakan'a 'sizi şikayet ederim, sizi mahkemeye veririm' diye bir cümle kullanmadım. Ben, Başbakan'a, çalıştığım şirketi mahkemeye vereceğimi, dava açacağımı ve davamın da peşinde olacağımı söyledim. Başbakanım da bana 'herhangi bir ihtiyacın varsa istediğin zaman bizi arayabilirsin, bize ulaşabilirsin, sana her türlü yardım ve desteğimizi sağlarız' dedi. Burada bir yanlış anlaşılma olmuş, onu düzeltiyorum. Başbakan'ı veya Cumhurbaşkanı'nı dava edeceğim diye bir şeyim yok, onları niye mahkemeye vereyim, ben şirketi mahkemeye vereceğim, bu yanlışın düzeltilmesini istiyorum. Benim onlardan beklentim, eğer kendilerini benim yerine koyarlarsa, bu davayı onlar da araştırsın, suçlu kimse bulsunlar. Benim onlardan isteğim bu. Yardım olarak kimseden bir şey istemiyorum."