''Yargı bağımsızlığını kaybetmiştir''

''Yargı bağımsızlığını kaybetmiştir''

Adalet Bakanı Bozdağ, Zekeriye Öz'ün paylaştığı mesajları eleştirdi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ü paylaştığı mesajlar nedeniyle eleştirerek, "Yargı görevi yapanların anayasa ve yasalar çerçevesinde bağımsız ve tarafsız bir şekilde görevlerini yürütmeleri esastır.

Herkes yargıya ve yargı görevi yapanlara güvenmek ister. Ama yargı görevi yapan birisinin ismini zikretmeden adresi belli tehditler savurması, görevinde bağımsız ve tarafsız hareket etme özelliğini kaybettiğini gösterir" dedi. Bekir Bozdağ, Düzce Valiliği'ni ziyaret etti. Düzce Valisi Ali İhsan Su'nun makamında gazetecilerin sorularını cevaplayan Bozdağ, Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün bağımsız ve tarafsız hareket etme özelliğini kaybettiğini söyleyerek, "Yargı görevi yapanların anayasa ve yasalar çerçevesinde bağımsız ve tarafsız bir şekilde görevlerini yürütmeleri esastır. Herkes yargıya ve yargı görevi yapanlara güvenmek ister. Çünkü onların adaletle hükmedeceğine inanır. Başı dara düştüğünde, devletle ihtilaf olduğunda veya herhangi bir vatandaşla arasında ihtilaf bulunduğunda yargıya gider ve inanır ki orada lehine veya aleyhine ama esasında adaletli bir karar çıkar. Bu inanç insanlarda yargıya güveni sağlar ama bu inanç zayıflarsa o zaman insanların yargıya ve verilen kararlara güveni ortadan kalkar. Bolu savcılarından Zekeriya Öz'ün yaptığı açıklamalar yürüttüğü bir yargısal faaliyetle ilgili değil, yargısal bir faaliyetle ilgili adli bir işlem değil, adli bir karar değil. Tamamıyla kişisel nitelikte sosyal paylaşım siteleri üzerinden yaptığı açıklamalar nedeniyle bir soruşturma başlatıldığını biliyoruz. Bu yasalar çerçevesinde kişisel bir durum olduğu için soruşturulabilir. Bu konuda HSYK'nın iznine gerek yoktur. Hakimler ve savcılar da vatandaşlar gibi görevi dışında bir suç isnadıyla karşı karşıya kaldığında normal bir vatandaş gibi soruşturulurlar. Bunda herhangi bir anormallik yoktur. Cumhuriyet savcıları, başbakanları, cumhurbaşkanlarını, meclis başkanlarını tehdit eden açıklamalar yapamaz. Hiç kimsenin de yapmaması lazım. Bırakın bir savcıyı normal bir vatandaş da başkalarını tehdit eden bir açıklama yapmaması lazım. Ama yargı görevi yapan birisinin ismini zikretmeden adresi belli tehditler savurması, görevinde bağımsız ve tarafsız hareket etme özelliğini kaybettiğini gösterir" dedi.Bozdağ, İsrail'in saldırıları sırasında insan haklarının unutulduğunu belirterek, "İsrail yönetiminin Gazze'ye dönük saldırıları haktan, hukuktan, insaftan, insanlıktan ve vicdandan uzak saldırılardır. Tamamıyla bir devlet terörüyle 21. yüzyılda karşı karşıyayız. Avrupa Birliği ülkeleri, ABD, Rusya ve dünyanın pek çok ülkesi insan hakları konusunda hassasiyetini dile getiriyorlar. Özellikle AB bu noktada çok hassas tavır ortaya koyuyor. Türkiye'de bir şey olduğu zaman kıyamet koparıyorlar. Gezi olayları oldu orada kıyamet kopardılar, neler yaptılar. Ama şimdi İsrail savunmasız insanlara havadan ve karadan ölüm yağdırırken insan hakları ne oluyor, burada insan onuru yok ediliyor, burada insanın en önemli hakkı olan yaşama hakkı yok ediliyor. Diğer bir açıklamayı ben duymadım, bilmiyorum sizler duydunuz mu? İnsan hakları konusu İsrail bunu yok edince, çiğneyince maalesef hemen gündemden düşüyor. İsrail'in hakkı ve menfaati insan hakları yerine ikame ediliyor. Biz bunu hep görüyoruz. Bu ikiyüzlü çifte standardı doğru görmüyoruz. Bir defa insan hakkı rengi, dini, dili, yaşadığı ülkesi fark etmeksizin kim insansa herkesin eşit bir şekilde sahip olduğu haktır. Herkes insan olması nedeniyle en şerefli şekilde yaratılmıştır ve en şerefli yaratılma özelliğine uygun olarak bizim insana değer vermemiz lazım. Bu noktada ayrımcılık yapılmaması lazım. Ama görüyoruz ki mesele İsrail olunca ve İsrail'in saldırıları olunca insan hakları birdenbire unutuluveriyor ve onun yerine İsrail'in güvenliği geliyor fakat İsrail'in hayatlarını yok ettiği, ocaklarına ateş düşürdüğü insanların güvenliği, huzuru ve barışı kimsenin aklına gelmiyor. Biz 21. yüzyılın bu iki yüzlü tavrını İsrail konusunda ve başlıca pek çok konularda sürekli görüyoruz" diye konuştu.Birleşmiş Milletler'in görevini felsefesine uygun olarak yapamadığını açıklayan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Esasında Birleşmiş Milletler savaşlar olmasın diye kurulmuş bir örgüttür. İki tane cihan savaşı yaşamış dünya bir daha böyle acı olaylar yaşanmasın diye Birleşmiş Milletleri kuruyorlar. Ama gelinen noktada Birleşmiş Milletler'in mevcut sistemi esasında iflas etmiş durumda. Çünkü çalışmıyor, böylesi hadiseler karşısında bir tavır geliştirmiyor. Geliştirmiş olsa bu ölümler olmazdı. Gazze'de şu ana kadar ölen yüzlerce insan uluslararası toplumun dünya ülkelerinin bu konudaki duyarsızlığı nedeniyle de ölmüştür. Sadece İsrail'in haksız ve keyfi saldırıları nedeniyle değil. Onu engelleme imkanı olup da engellemeyenlerin duyarsızlığı nedeniyle de hayatını kaybetmişlerdir. Bu ölümlerden herkes mesuldür. Susan, destek veren ve açıklamaları ve tutumuyla İsrail'i teşvik eden herkes İsrail kadar bu ölümlerden mesuldür. Umarız ki bu geçici de olsa gelinen nokta muhafaza edilir ve bundan sonra böyle arzu edilmedik hadiseler olmaz. Türkiye bu noktada üzerine düşenleri yaptı, bundan sonrada yapmaya devam edecektir. Ramazan zehir oldu umarım bayram zehir olmaz"