Elon Musk'ın büyük acısı: ''İlk oğlum kollarımda öldü''

Ünlü milyarder Elon Musk'ın şirketi Tesla'ya açılan dava, Musk'ın henüz 10 haftalıkken kaybettiği ve hakkında hiç konuşmadığı ilk oğlu için duyduğu acıyı gözler önüne serdi.

Elon Musk denince akla birçok şey geliyor. Dünyanın şu anki en zengin insanı olan Musk, Jeff Bezos'la yaşadıkları uzay yarışıyla, elektrikli otomobil denince ilk akla gelen marka olan Tesla'yla, piyasaların hop oturup hop kalkmasına yol açan kripto para tweet'leriyle hatta aşk hayatıyla sık sık gündeme geliyor.

Bütün bu haberleri alt alta dizince, Musk'ı tarif eden sıfatlar da "devrimci bir vizyoner", "rekabetçi bir iş insanı", "sert bir yönetici" ve benzeri şeyler oluyor.

Peki Musk'ın empati becerisi yüksek, kalbi kırık bir baba olduğu kimin aklına gelirdi? Muhtemelen hiç kimsenin... Ama geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bazı mahkeme kayıtları, Musk'ın kamuoyu önündeki imajını fazlasıyla antipatik bulanların bile yüreğini yumuşatacak detayları gündeme taşıdı.

Dilerseniz hikâyenin en başına dönelim...

TESLA KAZASINDA 18 YAŞINDAKİ GENÇ VE ARKADAŞI CAN VERDİ

Bloomberg Haber ajansının aktardığına göre, her şey 2018 yılının Mayıs ayında yaşanan bir Trafik kazasıyla başladı. 8 Mayıs günü Tesla'nın Model S serisinden bir otomobil, Florida'nın Fort Lauderdale şehrinde saatte 187 kilometre hızla giderken, sürücü kontrolü kaybetti ve bir evin duvarına çarptı. Araç bir anda alev aldı. Direksiyonda oturan 18 yaşındaki Barrett Riley ve yolcu koltuğundaki arkadaşı, ne yazık ki hayatlarını kaybetti.

Kazadan bir süre sonra, Musk ile Barrett'ın babası James Riley arasında bir yazışma başladı.

"Çocuğunu kaybetmek hayatta bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir" diyen Musk, Riley'e baş sağlığı diliyor, yaşanan kazadan ve oğlunun kaybından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiriyordu.

Musk ve Barrett arasındaki yazışmalar 6-7 hafta boyunca karşılıklı olarak devam etti. O kadar ki Musk, gönderdiği e-postalardan birinde kendisinin de benzer bir acı yaşadığını belirterek şu ifadeleri kullanıyordu:

"Sizi çok iyi anlıyorum. İlk oğlum kollarımda öldü. Son kalp atışını hissettim."

MUSK VE OĞULLARI…

51 yaşındaki Elon Musk'ın 6 çocuğu var.

Son olarak 5 Mayıs 2020'de, o dönemki kız arkadaşı Claire Boucher (ya da daha yaygın bilinen adıyla müzisyen Grimes), X Æ A-Xii Musk'ı dünyaya getirdi.

Adı nedeniyle büyük olay yaratan en küçük Musk, babasının zaman zaman yaptığı Twitter paylaşımları sayesinde şimdiden dünyanın tanıdığı bir bebek. Musk, doğumdan kısa bir süre sonra, son günlerin en fazla tartışılan ismi Joe Rogan'ın podcast'ine konuk olmuş ve ufaklığın adının X-Ash-A-Twelve olarak okunduğunu açıklamıştı. 

Musk'ın diğer 5 çocuğunun annesi ise 2000'de evlendiği eski eşi Kanadalı yazar Justine Wilson.

Wilson, 2004 yılında Ikizler Griffin ve Xavier'i, 2006 yılında ise üçüzler Kai, Saxon ve Damian'ı dünyaya getirdi. Tabloid basınında yer alan detaylara göre, her iki hamilelik de tüp bebek yöntemiyle gerçekleşti. Çiftin 2008'deki boşanmalarının ardından, çocukların velayeti anne babaları arasında ikiye bölündü.

NEVADA ALEXANDER'I 10 HAFTALIKKEN KAYBETTİLER

Musk'ın Riley'e gönderdiği e-postada bahsettiği oğlu ise Nevada Alexander Musk. Nevada Alexander 2002 yılında dünyaya geldi. Ne yazık ki henüz 10 haftalıkken ani bebek ölümü sendromu sonucu yaşamını yitirdi.

New York Times'ın eski muhabiri Ashlee Vance'in kaleme aldığı ve 2017 yılında raflarla buluşan "Elon Musk: Tesla, SpaceX, and the Quest for a Fantastic Future" isimli biyografi, Nevada Alexander'ın ölümüne dair bilgi içeren nadir kaynaklardan.

Kitapta anlatıldığına göre, Musk ve Wilson, Nevada Alexander'ı uyandırmaya gittiklerinde, bebeğin soluk almadığını fark ettiler. Üç gün boyunca solunum cihazına bağlı olarak yaşam savaşı veren Nevada Alexander maalesef kurtarılamadı.

Musk, X Æ A-Xii dışındaki oğullarıyla ilgili bugüne kadar hiç açıklama yapmadı. Eski sevgilisi Amber Heard'ün bir sosyal medya paylaşımı ve paparazzilerin yakalamayı başardığı birkaç kare haricinde, çocuklarla ilgili çok fazla bilgi de yok.

Nevada Alexander'ın ölümü de Musk'ın neredeyse hiç dile getirmediği bir konu. Dolayısıyla acılı bir babaya yazdığı e-postada kendi yaşadığı acıyı dile getirmiş olması, Musk için çok alışılmadık bir durum olarak değerlendirildi.

TESLA ARAÇLARINA GETİRİLEN GÜVENLİK ÖNLEMİ BARRETT'A ADANDI

Diğer yandan Riley ile Musk arasındaki yazışma, Tesla'nın otomobillere bir güvenlik önlemi getirmesine de ilham oldu.

29 Mayıs tarihli e-postada Musk, Riley'e, "Tesla olarak güvenlik koşullarını iyileştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Arkadaşlarım, ailem, ben, hepimiz Tesla kullanıyoruz. Onlar bu konuda bir şey yapmasalar bile, ben elimden gelen her şeyi yapardım" diye yazdı.

İki gün sonra Riley, Musk'a verdiği cevapta, "Hayatım boyunca hiç tanınma beklentim olmadı ama Barrett ve Edgar'ın kaybının başkalarının güvenliğinin artırılmasını sağladığını görmek beni çok mutlu eder" dedi ve Tesla otomobillerin maksimum hızının ebevynler tarafından kontrol edilebileceği bir güncelleme yapılmasını talep ediyordu.

Nitekim Haziran 2018'de Tesla otomobillerinin yazılımlarına getirilen bir güncellemeyle, sürücülerin aracın maksimum hızını, akıllı telefon uygulaması ya da dört haneli PIN koduyla girilen kullanıcı arayüzü aracılığıyla saatte 50 ila 90 mil (80 ila 145 kilometre) arasında bir noktaya sabitlemesi seçeneği getirildi. Araçların kullanım kılavuzuna da bu özelliğin Barrett Riley'nin hatırasına adandığını belirten bir ifade eklendi.

İKİ ÇOCUĞUN DA AİLESİ TESLA'YA DAVA AÇTI

Musk ve Riley arasındaki yazışmalar, Barrett'ın arkadaşı Edgar Monserratt'ın ailesinin yaşanan kazayla ilgili olarak Tesla'ya açtığı ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme davasının kanıt dosyasına girdi. Söz konusu davanın avukatı, mahkemenin sorumlu yargıcından Musk'ı Tesla'nın otopilot destekli sürüş özelliğiyle ilgili ifade vermeye zorlamasını talep etti.

Diğer yandan James Riley de bu yazışmalardan iki yıl kadar sonra Tesla'yı mahkemeye verdi.

James Riley'nin Florida Federal Mahkemesi'ne sunduğu şikayet metninde, Tesla otomobilindeki lityum iyon pillerin çarpışma sonrası "kontrol edilemez ve ölümcül bir yangına" neden olduğu belirtilerek, "Barrett Riley'i kaza değil pil yangını öldürdü" ifadeleri kullanıldı.

Şikayetnamede ayrıca, Riley'nin kazadan iki ay önce Tesla'dan oğlunun güvenliği için araca bir hız sınırlayıcı takılmasını istediği, ancak daha sonra bu sınırlayıcının Tesla servisi tarafından Riley'den izinsiz araçtan söküldüğü belirtildi.

Şikayetnamede, "Tesla'nın ihmalkârlığı olmasa, hız sınırlayıcı kazayı önleyecek ve Barrett Riley bugün hayatta olacaktı" satırlarına yer verildi.

Tesla avukatlarının şikâyete verdikleri yanıtta ise pilin tasarımının kusurlu olduğu iddiası reddedildi. Şirket ayrıca aracı Tesla servisine götüren ve "Hızlanma performansında bir sorun var" diyerek hız sınırlayıcıyı çıkarttıran kişinin de Barrett Riley'nin kendisi olduğunu vurguladı.

Tesla, davayla ilgili sorulara yanıt vermedi. Bloomberg, "Riley v. Tesla Inc." davasının duruşmalarının bu yıl içinde başlayacağını hatırlattı.

Sonraki Haber