Erdoğan'ın tarihi ziyaretinde Lozan anlaşması çıkmazı

Türkiye'den 65 yıl sonra Yunanistan'a yapılan Cumhurbaşkanlığı seviyesindeki ilk ziyarete imzasını atan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunan mevkidaşı Pavlopulos ortak basın toplantısı düzenledi.

Yunanistan'a 65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaret yapılıyor.

Yunan Parlamentosu önündeki Meçhul Asker Anıtı'na çelenk bırakan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda resmi törenle karşılandı.

Erdoğan ile Yunan mevkidaşı Prokopis Pavlopulos arasındaki görüşme öncesi basın toplantısı düzenledi. Toplantıya her iki Cumhurbaşkanı'nın da Lozan anlaşmasıyla ilgili yorumları damgasını vurdu..

PAVLOPULOS: LOZAN'I YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMEYE GEREK YOK

Yunanistan ile Türkiye arasındaki sınırı çizen Lozan anlaşmasının tartışılacak bir sözleşme olmadığını söyleyen Pavlopulos, "Yeniden gözden geçirmeye gerek yok. Reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz. Bu anlaşma gereğince iki ülkede de yaşayan azınlıklar belirgin bir şekilde dile getirilmiştir. Azınlıklar Yunanistan açısından dini azınlık olarak tanınmıştır. Yunanistan bu azınlığı hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır" diye konuştu.

Kıbrıs konusuna da değinen Pavlopulos "Kıbrıs konusunda Yunanistan'ın çözüm aramasında olduğunu acil ve sürdürülebilir bir çözümün kısa zamanda hayata geçirilebileceğini umuyorum ve elimizden geldiğince çaba sarf ediyoruz" dedi. 

ERDOĞAN: "LOZAN'I KONUŞMALIYIZ"

Ardından söz alan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün ülkelerimiz adına önemli bir gün. 65 yıl aradan sonra ilk defa böyle bir resmi ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bana nasip olması sebebiyle mutluyum. Bu anlamlı ziyaretin iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcına zemin olmasını diliyorum. bazı gerçekleri ben de açık ve net ortaya koyacağım. Lozan konusunda sanıyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılan bir anlaşma. Sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan bir anlaşma değil. Bu anlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Düşünün ki Japonya bile var. Hepsini kapsayan bir anlaşmayı konuşuyoruz. 94 yıl içerisinde dünya yeniden inşa ediliyor. Türkiye ile Yunanistan arasında bu arada bir çok şey değişti.

Lozan'da buradaki Türklerle ilgili Müslüman azınlık ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz doğru ama AİHM'de Türk ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarıyla da orada vardır. Oradaki insanların yaşam koşullarının ne durumda olduğunu değerlendirme noktasında buraya iyice bir göz atmak lazım. Batı Trakya'daki Müslümanlar inançlarını yaşayabiliyorlar mı? Müslümanlar bugün atanan bir başmüftü ile yönetilme gayretleri var. Türkiye'de patrik atanan bir patrik değildir. Patrik seçilmiş bir patriktir. 

Lozan'a göre de malum belirli bir sayıda Sen Sinod Meclisi oluşur. Bunların da Türk vatandaşı olması lazım. Bu sayı azaldığı için siz bize isimler verin biz onları Türk vatandaşlığına alalım. Bize verilen bu isimleri biz vatandaş yaptık. Patriği seçecekse bu 17 kişi seçecek. Ama biz Batı Trakya'da hala başmüftüyü oradaki imamlar seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan Anlaşması'nın yürürlükte olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil. Lozan'ın uygulanabilirliğini ortaya koymamız lazım. Bunu herkes ile görüştük ama netice alamadık. 

Yatırım noktasında gerekli olan destekler onlara verilmemektedir. Orada bir ayrımcılık söz konusudur. Türkiye'de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethanelerde bir ayrımcılık göremezsiniz. Batı Trakya'da ise Türk kelimesinin yazılmasını bile hazmetmek mümkün değil. Bence bizim bunları bir defa aşmamız lazım. Benim güncellenmesi gerekir dediğim konu bunlardır.

Askeri konularda sıkıntı yaşanıyor. Siz NATO'dan çıktınız, tekrar girişinizi siz sağladınız. Biz engel olsak siz NATO'ya giremezdiniz. Bir ülkenin muhalefeti NATO'ya girişinizi engellerdi ama biz öyle bakmadık. Biz komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz. Kıbrıs ile ilgili görüşmelerin içerisinde siz olmadınız ben içerisindeydim. Yunanistan garantör ülke olduğu gibi Türkiye de garantör ülke. İşin çözüme kavuşması gerekirken alınan kararlar uygulamaya girmedi. Kıbrıs'taki Türkler yüzde 60'ın üzerinde evet oyu verdiler. Güneyda Rumlar hayır oyu verdiler. AB'nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Mali noktada vercekleri destekleri uygulamaya sokmadılar. Bugün bile hala bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi sürdürüyoruz. 

Hedefimiz Kıbrıs'ta kalıcı ve adil bir çözüm bulalım. Aynı şeyi Ege'de bulalım. Lozan'da lşöyle olmuş böyle olmuş... Olması gerekenleri bir an önce yapalım. Kolay değil 94 yıl geçti. 94 yılda çok şey değişti. Arzu ettiğimiz şeylerin başında Batı Trakya'daki soydaşlarımızın haklarının korunmasıdır. 65 yıl aradan sonra buraya büyük bir heyecan ile geldik. Birileri bu ziayret provoke ediyor. Dağıtılan broşürlerden tutunuz kapılara çizilen işaretlere varıncaya kadar. Her toplumun içinde artı ve eksiler vardır ayrı konu. Ama bunların 65 yıl aradan sonra böyle bir cesareti ortaya koyarak bir cumhurbaşkanı geliyorsa bunların kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyorum. 

Bunları ayrıca aramızda detay görüşme imkanımız da olabilir. Bu ziyaretimizin ben istiyorum ki çok farklı, zengin barışa yönelik yürümesi tarafların gayreti doğrultusunda önem arzediyor. Aramızdaki siyasi, askeri, kültürel ilişkileri süratle yoğunlaştırmamız lazım. Turizmdeki gelişmelere bakıldığında turistler hatırı sayılır oranda yükseliyor. Çünkü bizde bir kara parçasından diğer tarafa bağırıldığında duyulur. Öyleyse bunu zenginleştirmemiz lazım.

Cumhurbaşkanı olarak arzum şudur; biz bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bardağın dolu tarafına bakalım ve ilişkilerimizi güçlendirelim. Bu ziyaretimizin de inanıyorum ki 65 yılı bir kenara koyup artık ileri bakacak bir ziyaret olacağı düşüncesindeyim."      

Sonraki Haber