Emeklilik başvurusunu 2026 yılına bırakanlara kötü haber
Çalışma hayatı ve sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun emeklilik hakkı gelen çalışanların aklındaki "2025 yılında mı emekli olmalıyım yoksa 2026 yılında mı" sorusuna yanıt verirken "ertelenler maddi kayba uğrayacak" diyerek nedenlerini de tek tek anlattı.
Her yıl sene sonu yaklaşırken emeklilik hakkı kazanan çalışanlar için de kritik bir hesaplama gündem oluyor. Emeklilik hakkı kazananların yıl sonu yaklaştıkça yanıt bulmaya çalıştığı "bu yıl mı emekli olmak daha kârlı, yoksa seneye mi" sorusuna işin uzmanı yanıt verdi.
Çalışma hayatı ve sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun 2025–2026 dönemi için emeklilik planlaması yapan çalışanlara uyarılarda bulunırken "Yüksek enflasyon, kıdem tazminatı tavanı artışı ve emekli aylıklarındaki güncellemeler, bir yıl beklemenin mali avantaj veya kayıp yaratmasına neden olabilir” dedi.
Erdursun’un analizine göre, EYT kapsamındaki yurttaşların emekli olamamasının başlıca nedenleri arasında eksik prim günü, dondurulmuş veya silinmiş BAĞ-KUR günleri, hizmet birleştirmesinin yapılmamış olması, son 2520 gün kuralı nedeniyle statü değişikliği, kamuda veya özel sektörde emeklilik sonrası çalışamama durumu ve yurtdışı borçlanmasındaki karmaşık mevzuat yer alıyor. Erdursun, 2025 ve 2026 yılları, emeklilik kararının ekonomik sonuçları açısından kritik öneme sahip olduğunu belirterek "2026 itibarıyla borçlanma oranlarının yükselmesi bekleniyor; diğer borçlanmalarda oran yüzde 32’den yüzde 45’e, BAĞ-KUR ihya oranı ise yüzde 34,5’ten yüzde 45’e çıkacak. Bu artış, yaklaşık yüzde 60 ila yüzde 80 arasında maliyet farkı yaratacak. Asgari ücrete yapılacak olası artışlar borçlanma tutarlarını daha da yükseltecek." ifadelerini kullandı.
EYT sonrası emekli maaşları, enflasyon, büyüme oranı ve kazanç güncelleme katsayısı üzerinden hesaplanıyor. Katsayı her yıl değiştiği için 2025 veya 2026 yılında emeklilik başvurusu yapmak farklı maaş sonuçları doğurabilir. Erdursun, “2026’da başvuran bir çalışan, aynı primle bile 2025’te başvuran birine göre daha düşük maaş alabilir” uyarısını yapıyor.
Kıdem tazminatı tavanı brüt asgari ücrete bağlı olduğu için, 2026’da asgari ücrette yapılacak artış tazminat miktarını yükseltecek; ancak bu durum herkes için avantaj anlamına gelmiyor. Erdursun, “Emekli olacaklar yalnızca maaş değil, kıdem tazminatını da hesaplamalı” diyerek kararın bütüncül değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Erdursun’un yazısında “Emeklilik sadece ‘hak kazandım mı?’ sorusuyla sınırlı değil. Hangi tarihte emekli olunursa maaşın nasıl değişeceği, prim gününün hangi yöntemle tamamlanacağı ve kıdem tazminatının hangi yılda avantajlı olacağı da hesaba katılmalı” ifadelerinde bulundu.
Sonuç olarak, 2026’ya kadar başvurusunu yapmayan EYT’liler, hem borçlanma maliyeti hem de maaş ve tazminat farkı nedeniyle ciddi maddi kayıplarla karşılaşabilir.
Erdursun daha önce de yaptığı açıklamada brüt 100 bin TL, net 75 bin TL maaş alan ve 10 yıldır aynı işyerinde çalışan bir kişinin mevcut emekli aylığı 30 bin TL seviyesinde bulunuyor. Erdursun, “2025 yılında emekli olursa aylığı yaklaşık 33 bin 900 TL olurken, 2026 yılında emekli olursa 32 bin 200 TL seviyesinde olacak” ifadelerini kullanmıştı.