Fed'in faiz kararı öncesi piyasalar allak bullak

Küresel piyasalar, çarşamba günü açıklanacak ABD Merkez Bankası'nın faiz kararına odaklandı. Karar öncesi piyasalar negatif bir seyir izliyor.

Başta ABD'de olmak üzere küresel ölçekte yükseliş eğilimini sürdüren enflasyon piyasalardaki fiyatlamalar üzerinde de etkili olmaya devam ediyor.

Cuma gün ABD'de açıklanan verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), mayısta aylık yüzde 1 artarken, yıllık yüzde 8,6 ile Aralık 1981'den bu yana kaydedilen en yüksek artışı gösterdi.

Beklentilerin aksine enflasyonun yükseliş eğilimini koruması, Fed'in agresif şahin politikalarına öngörülenden daha uzun süre devam edebileceği endişesiyle piyasalarda risk iştahını düşürdü.

Söz konusu gelişme tahvil piyasalarında da satış baskısını artırırken, bazı varlıklarda getiri eğrisinin tersine dönmesi resesyon korkularının güçlenmesine sebep oldu.

Buna göre, ABD'nin 2 yıllık tahvil faizi yüzde 3,20 ile 2007'den bu yana en yüksek seviyesine çıkarken, 3, 5, 10 ve 30 yıllık ABD tahvil faizlerinde getiri eğrisi tersine dönerek resesyon riskini fiyatlamaya başladı.

Öte yandan, Fed yetkililerinin daha önce olasılık dışı olarak nitelendirdikleri 75 baz puanlık politika faizi artışı ihtimali tekrar fiyatlamalara dahil oldu.

Para piyasalarında bu hafta yapılacak toplantıda yüzde 25 ihtimalle Fed'in enflasyonu kontrol altına almak amacıyla 75 baz puan faiz artışına gidebileceği fiyatlanırken, temmuz ayında yapılacak toplantıda 75 baz puanlık faiz artışı ihtimali yüzde 53 seviyesine çıktı.

Çin'de yeni tip Coronavirüs (Covid-19) salgının tam olarak kontrol altına alınamamış olabileceği ihtimali petrol fiyatlarını baskılasa da, ABD'de benzinin ortalama fiyatı galon (yaklaşık 3,8 litre) başına 5 dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Bu gelişmelerle cuma günü New York borsasında S&P 500 endeksi yüzde 2,91, Nasdaq endeksi yüzde 3,52 ve Dow Jones endeksi yüzde 2,73 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli işlem kontratları yeni haftaya da satıcılı başladı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), geçen hafta beklentiler doğrultusunda politika faizinde değişikliğe gitmezken, bu hafta bölgede gözler İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) para politikası kararlarına çevrildi.

BoE'nin perşembe günkü toplantıda 25 baz puan faiz artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılırken, bankanın daha yüksek bir faiz artışı yapabileceği ihtimali de fiyatlanıyor.

Öte yandan, cuma günü beklentileri aşan ABD enflasyonu Avrupa'da tahvil getirilerinin hızla yükselmesine neden olurken, Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,52 ile Nisan 2014'ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

ECB ve BoE yetkilileri yaptıkları sözle yönlendirmelerde makroekonomik verilerin para politikasının gidişatında önemli yer tutacağını belirtirken, bu hafta bölgedeki yoğun veri takvimi dikkati çekiyor.

Söz konusu gelişmeler bölgede pay piyasalarındaki satış baskısını derinleştirirken, cuma günü Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 3,08, İngiltere'de FTSE 100 yüzde 2,12, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 2,69 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 5,17 değer kaybetti. Avrupa'da endeks vadeli işlem kontratları yeni haftaya da düşüşle başladı.

Asya borsaları da küresel piyasalara paralel cuma günkü satıcılı seyri yeni haftaya taşırken, halihazırda düşük olan risk iştahını olumsuz etkileyecek haber akışı devam ediyor.

Çin'de artan Kovid-19 vakaları sonrası bazı tedbirler yeniden uygulamaya alınırken, Çin ile ABD arasında Tayvan üzerinden yükselen gerilim piyasalardaki riskleri artırıyor.

Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) cuma günü alacağı para politikası kararları öncesinde dolar/yen paritesi Fed'in agresif politikalarına devam edeceği endişesiyle Ocak 2002'den bu yana en yüksek seviye olan 135,16 seviyesine çıktı.

BoJ Başkanı Haruhiko Kuroda, konuya ilişkin açıklamasında Japon yenindeki keskin değer kaybını arzu etmediklerini belirtirken, kurdaki hareketleri ve ekonomiye etkisini yakından izlediklerini ifade etti.

Japon ekonomisinin hala Kovid-19 salgının etkisi altında olduğuna dikkati çeken Kuroda, ücretlerde yükselişi sağlamak için ekonomiyi gevşek para politikası ile desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Güney Kore wonunda artan oynaklık sonrası ise Maliye Bakanlığı ve merkez bankasından yapılan açıklamalarda gelişmelerin yakından takip edildiği ifade edildi.

Bu gelişmelerle, kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,94, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,2, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 3,24 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 3,3 değer kaybetti.

Yurt içinde, cuma günü küresel piyasalara paralel satış ağırlıklı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,11 azalışla 2.543,10 puandan tamamladı.

Dolar/TL ise geçen haftanın son işlem gününde yüzde 0,45 azalışla 17,1192'den kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 17,2600 seviyesinde işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde ödemeler dengesi ve sanayi üretimi, İngiltere'de büyüme ve sanayi üretimi verilerinin takip edileceğini belirterek, çarşamba günkü Fed kararlarına kadar piyasalarda oynaklığın devam edebileceğini kaydetti.

Yatırımcıların bu süreçte temkinli davranması gerektiğini ifade eden analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.500 ve 2.440 seviyelerinin destek, 2.570 puanın direnç olarak öne çıktığını söyledi.

Beklenti anketlerine katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının nisanda 3 milyar 390 milyon dolar açık vermesini, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin ise nisanda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artmasını bekliyor.
Paylaş
    

Sonraki Haber