İnci markası devredildi!

Ayakkabı sektörünün en eski markalarından İnci Deri ile çalışanları arasındaki krizde orta yol bulundu. Firma ücret ve tazminatını alamayan çalışanlara "marka devredildi, planlama yolda" dedi.

İnci Deri çalışanları hak arayışında. Sosyal medyadan bir süre önce yaptıkları kampanyanın yanı sıra change.org üzerinden de bir imza kampanyası başlattılar.

Cumhuriyet gazetesinden Olcay Büyüktaş'ın haberine göre ayakkabı sektörünün en eski markalarından İnci Deri, iki yıl önce döviz kuru kaynaklı maliyetler nedeniyle en ağır deri ve ayakkabı sektöründe yaşanan kırılma ile zora girmişti. Aldığı krediler ve borçlar nedeniyle mağazaları kapatan şirket, emekçilerin ücret ve primlerini de ödeyemez hale gelmişti. Sonunda mağazaları kapatan şirketin sahibinin yurtdışında olduğu ileri sürülmüştü. 

İnci Deri emekçileri de 2018 yılının ortalarından beri çeşitli mağduriyetlerle karşı karşıya. Konuştuğumuz emekçiler, şirket kapanmadan bir süre önce maaşların eksik ya da geç yatırılmaya başlandığını, primlerin ödenmediğini hatta yemek kartlarının bile bloke edildiğini anlattı. Durum böyle olunca emekçiler, halen hak edilmiş alacaklarını tahsil edemediler. İşverene dava açıp kazanan İnci Deri çalışanları da, henüz paralarını alabilmiş değiller.

"EMEĞİMİZİ İSTİYORUZ"

Hatta mağazalar kapanmadan ayrılan bazı emekçiler, alacaklarına karşılık senet aldıklarını, ancak senetlerin bir kısmını paraya çevirebildiklerini anlattı. Sayılarının 600-700 civarında olduğunu, ancak tedarikçilerle birlikte sayının bini aştığını dile getiren emekçiler, İnci Deri gibi köklü bir markanın en azından devlet tarafından alınmasını, bu olmayacaksa bile çalışanların alacaklarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ya da benzer bir formülle ödenmesini istiyor.

Twitter’da #İnciDeriÇalışanlarıHaklarınıİstiyor etiketiyle kampanya sürdüren İnci Deri emekçileri, change.org üzerinden bir de imza kampanyası başlattı. Emekçiler, özetle “İnci Ayakkabı çalışanları olarak hakkımızı arıyoruz. Kıdem tazminatlarımız, maaşlarımız ve primlerimiz verilmedi.

Şirket yetkilileri yurtdışına yerleşme planları yapıp borçlarından kaçacaklar. Yetkililere sesleniyoruz: Firmanın iflas davası var ve bir an önce davayı sonuçlandırıp haklarımızı almak istiyoruz. Markayı TMSF’nin almasını ve satışını gerçekleştirmesini talep ediyoruz” diyor.

Şirkette kiminin 5 bin, kiminin 20 bin, kimisinin ise 90 bin liranın üzerinde alacağının kaldığını söyleyen İnci Deri mağdurları, durumla ilgili “Biz bu firmaya yıllarımızı verdik, ailemiz gibi gördük ama şimdi bakıyoruz da bize ihanet ettiler” ifadelerini kullanıyor.

KIZILTAŞ: MAĞDUR ETME NİYETİMİZ YOK

Emekçileri aileden biri gibi gördüğünü söyleyen ve konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan İnci Deri’nin sahibi Ali Murat Kızıltaş’ın anlattıkları özetle şöyle:

- Türkiye ekonomisi, 2019’dan beri zor bir dönemden geçiyor ve zorlukların etkisi öncelikle bizim sektörümüzde görüldü. İnci Deri, 100 yılı aşkın tarihinde büyük zorlukları köklü kültürü, değerleri ve çalışanları ile kurduğu güçlü dayanışmayla aşmayı başardı. Son olarak 2011’deki darboğazı da bu yaklaşımla hasarsız aşmıştık. Umarım bu süreç sonunda Türkiye’nin başka değerli markaları da benzer süreçler yaşamaz.

- Şirketimize alacaklılar tarafından açılan üç iflas davası vardı. Bunlardan ikisi anlaşmayla tamamlandı, davalar çekildi. Üçüncü dava ise mahkemece reddedildi. Amacımız 102 yıllık bir Türk markası İnci Deri’nin yaşaması. İnci Deri’yi büyükbabamdan babam, ondan da ben emanet aldım. Bu marka benim için evlatlarımdan farksızdır.

- Sosyal medyada tepki gösteren bazı eski çalışanlarımızın yaşadıkları hayal kırıklığını anlıyor ve haklı buluyorum. 

- Mevcut durumda yurtdışından geçmişte alınan bir kredinin yapılandırılması için markanın kullanım hakları, kredi veren kuruluş tarafından yabancı bir şirkete devredildi. Bu şirket, markanın Türkiye’de isim hakkının kiralanmasıyla yapılandırmış oldukları borcu tahsil edecek. Bu sürecin tamamlanmasıyla başta çalışanlarımız olmak üzere diğer alacakların hangi sırada ve ne şekilde karşılanacağı planlanabilecek. Hiçbir zaman çalışanlarımızı mağdur durumda bırakma gibi bir niyetimiz olmadığı gibi, çalışma prensiplerimiz gereği kazandıkça paylaşmak ve emek veren tüm çalışma arkadaşlarımızın haklarını teslim etmek gibi ilkeler ile çalıştık. Bu görüşümüzden kesinlikle vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
 
 

Sonraki Haber