KKM hesaplarındaki ''vergi kıyağı'' ortaya çıktı

AK Parti iktidarı tarafından rekor üstüne rekor kıran Dolar kurunun önünü kesmek için devreye aldığı ancak yapılan kur garantisi ödemeleri nedeniyle eleştirilen KKM hesabında, hesap sahiplerine 112.6 milyar TL de vergi istisnası sağlandığı ortaya çıktı.

AK Parti iktidarının dövizin Türk Lirası karşısındaki rallisine "dur" diyebilmek için devreye aldığı ve neredeyse tüm ekonomistler tarafından eleştirilen Kur Korumalı Mevduat hesabı sisteminin kur garantisi faturasının yanındaki bir başka maddi yükü daha ortaya çıktı.

Önceki gün Bloomberg'e konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KKM sisteminden çıkış konusunda ciddi bir ilerleme sağlandığını söylerken, “Bence para politikasındaki bu normalleşme ile birlikte herhangi bir teşvike ihtiyaç olmadan KKM’den çıkış tamamlanacaktır. KKM’nin getirdiği en büyük teşvik vergi istisnasıdır. O konuda da önümüzdeki sene bir değerlendirme yapacağız” demişti.

Bakan Şimşek'in bu açıklamasının arkasındaki "fatura" belli oldu...

Sözcü gazetesinden Erdoğan Süzer'in haberine göre bankalarda Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı açtıranlara Hazine ve Merkez Bankası kaynaklarından bugüne kadar 312 milyar liralık kur garantisi ödenmesi yetmiyormuş gibi ayrıca bu hesap sahiplerine 112.6 milyar liralık da vergi istisnası sağlandığı hesaplandı. KKM hesabı sahiplerine kur garantisi ve vergi istisnası yoluyla aktarılan kamu kaynağı şimdiden 424.6 milyar lirayı buldu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen torba yasa teklifinin etki analizinde yer alan teknik verilere göre, KKM hesaplarından elde edilen gelirlere sağlanan vergi istisnası nedeniyle hesap sahiplerinin 2022 yılında 32.6 milyar TL vergi ödemesinden vazgeçildi. Bu yıl da istisna edilen tutara 60 milyar lira daha ilave edilecek.

20 MİLYAR DAHA

Normalde bu yılın sonunda bitmesi gereken istisnalar yeni teklifle 30 Haziran 2024 tarihine kadar uzatılıyor. Dolayısıyla 2024'ün ilk 6 ayında da 20 milyar liralık daha istisna sağlanacağı hesaplandı. Böylece toplam istisna tutarı 112.6 milyar lirayı bulacak. KKM hesabı sahiplerine temmuz sonu itibarıyla bütçe kaynaklarından 152 milyar TL, Merkez Bankası kaynaklarından da haziran sonu itibarıyla 160 milyar lira olma üzere toplam 312 milyar lira kur garantisi aktarıldı. 2024 ve 2025 yıllarında enflasyon muhasebesi uygulanmaması nedeniyle bankalardan 70 milyar lira vergi alınacağı da hesaplandı.

Mükelleflerin kişisel vergi bilgilerinin 25 kuruş karşılığında satılması sonucunda yılda 300 milyon lira gelir elde edilmesi bekleniyor. Aylık 100 milyon sorgu yapıldığı her bir sorgudan 25 kuruş alınacağı bildirildi. Etki analizinde sosyal medya fenomenlerinden 2022 ve 2023 yılında 228 milyon lira vergi alındığı, fiyat farkı kararnamesiyle müteahhitlere 83 milyar lira aktarılacağı, genel sağlık sigortası primini ödeyemeyen 1 milyon 879 bin kişinin de 1 milyar 835 milyon liralık borcunun silineceği hesaplandı.

İşte Bakan Şimşek'in açıklamaları:

Cumhurbaşkanımızın tespiti doğru. Bizim gibi dezenflasyon programı uygulayan ülkelerde, dezenflasyonda başarı genelde kurda reel değerlemeyi beraberinde getirebiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği bu. Ben, prensip olarak kur konularında seviyeye ilişkin çok yorum yapmam. Çünkü bizim bir seviye hedefimiz yok ve Türkiye şu anda dalgalı bir kur rejimine sahip. Burada lira değerli mi, değil mi tartışmasına da prensip olarak girmek istemiyorum. Ama şu bir gerçek; bu sene cari açığa altın hariç bakarsanız, milli gelirin yüzde 1.4’üne denk geliyor. Dolayısıyla sürdürülebilir bir cari açık, yani dış borcun milli gelire oranını artırmayan bir cari açık, şu anda sağlanmış durumda. Analistler tartışmaları eğer temel göstergeler üzerinden yapacaksa, bu hususu da kaçırmamaları lazım.

Şimdi döviz piyasasında göreceli bir normalleşme var. Kurdaki oynaklık, gelişmekte olan ülkelerdeki oynaklık bandının alt seviyesinde. Enflasyonun hala yüksek olduğu bir ülkede zaten nominal bir istikrar söz konusu olmaz. Şimdi kurda nominal istikrar öngörümüzün bir parçası değildir. Reel kurda istikrar, evet. Ama bu tür programlar reel kurda değerlenmeye yol açıyor mu? Evet. Biz başından beri şunu söyledik; rezerv birikimine gideriz ama piyasa koşulları el verdiği ölçüde dedik. Dolayısıyla biz rezerv birikimini yaptık.

 Sadece kur korumalıdan dönüşlerde Merkez Bankamız döviz talebini karşıladı. Onun ötesinde şu an itibariyle bir müdahalemiz söz konusu değil, olmayacak.

Kur korumalıya gelince... Kur korumalıdan çıkış sürecimiz fiilen başlamış durumda ve çok ciddi bir ilerleme sağladık. Bence para politikasındaki bu normalleşme ile birlikte herhangi bir teşvike ihtiyaç olmadan KKM’den çıkış tamamlanacaktır. KKM’nin getirdiği en büyük teşvik vergi istisnasıdır. O konuda da önümüzdeki sene bir değerlendirme yapacağız. Rezerv birikimi bu şekilde devam ederse tabii ki sürecin hızlandırılmasına ilişkin bir değerlendirme olabilir.

Var ama herhalde daha çok olmasını bekliyorsunuz.. Yoksa giriş var. Yatırımcı ilgisi de var. Bir de şöyle bakmak lazım, biz hep yabancı yatırımcı diye olaya yaklaşmıyoruz. Bizim için önemli olan yatırımcılar. Türk vatandaşlarının, vatandaşlarımızın portföy tercihlerinde çok bariz programa inanç yönünde bir değişiklik var. Yoksa bu kadar rezerv birikimi olmaz. Ben neden gelecek sene hızlanır diyorum; şu anda uyguladığımız politikanın sonuçlarının görülmesi zaman alıyor. Para politikası gecikmeyle çalışıyor.

 Yani şu anda program çalışıyor, sonuçlarını görüyoruz. Ama özellikle dezenflasyon anlamında bakıyorsanız yıllık enflasyon anlamında bakıyorsanız önümüzdeki yılın ikinci yarısında bu çok bariz olarak ortaya çıkacak. Bu sadece baz etkisinden kaynaklanmayacak, bugün alınan politika kararlarının gecikmeli etkileri o zaman tezahür edecek.

Biz gittiğimiz hiçbir yerden para istemedik. Bunu açık konuşayım. Hatta birçok yerde biz “biz sizden para istemiyoruz” dedik. Biz ortaklığımız geliştirmek istiyoruz. Bakın piyasa üzerinden Türkiye fonlanıyor şu anda. Türkiye’nin vadesine 12 aydan az kalmış yani kısa vadeli borcu neydi? Yaklaşık olarak 210 milyar dolar. Peki 6-7 aydır biz bunu yönetmiyor muyuz? Bunu yönetirken rezerv artıyor mu? Bakın cari açık var, ciddi bir kısa vadeli borç var. Demek ki biz başarılıyız, para girişi var. Onun için biz olaya öyle bakmıyoruz. BAE dedi ki biz 51 milyar dolarlık bir programa çıkacağız. Biz de çok teşekkür ederiz dedik.

Bizim birincil önceliğimiz getiri eğrisi inşa etmek, orada başarılı olduk. Yani bu yoksa swap piyasası işlevsel olsa da olmasa da çok önemli olmaz. Önemli olan, kredibilitesi olan güvenilir bir para politikası ve bunun bir yansıması olarak getiri eğrisi inşası, yani köprü inşası, bunu yaptık. Swap konusunu önümüzdeki dönem değerlendireceğiz. Doğrusu gerek rezerv, gerek cari açık, gerekse dezenflasyon bunlara bir bütün olarak bakıyoruz. Bu konularda elimiz rahatladıkça birtakım kısıtlayıcı unsurları peyderpey kaldıracağız. Ama size bu konuda bir tarih vermek, yönlendirmek istemiyorum.

 

Sonraki Haber