TCMB'nin faiz kararı için sürpriz tahmin

Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Mart ayı politika faizi kararı için dikkat çeken bir tahmin açıkladı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bir hafta önce enflasyon oranlarını açıkladı. Şubat verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 67,07. Piyasanın beklentisiyse yüzde 66’ydı.

Enflasyon verilerinin beklentiyi aşmasından dolayı yabancı bankalar faiz tahminlerini güncelliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son olarak yılın ikinci faiz kararı olan Şubat 2024 politika faiz kararında faizi sabit tutma kararı almıştı. Fatih Karahan başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu toplantısında TCMB tam sonrasında piyasaların beklediği gibi politika faizini yüzde 45 seviyesinde sabit tutarak 8 aydır süren faiz artırım sürecini sonlandırmıştı.

TCMB'den yayımlanan karar metninde enflasyon oranlarında bozulma görülürse, 'Para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır' ifadeleri yer almıştı.

Deutsche Bank’a göre faiz yüzde 50’ye çıkabilir

Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın bu ay 500 baz puanlık faiz artışına gidebileceğini tahmin ediyor.

 Bloomberg HT’nin aktardığına göre Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın bu ayki toplantıda 500 baz puanlık faiz artışına gitmesini ‘yüksek ihtimal’ olarak değerlendiriyor. Böylelikle faiz oranı yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıkabilir.

 Banka, yayınladığı notta şunları dile getiriyor: “Politikalar doğru yönde ilerliyor. Fitch’in son kredi notu artışı da ortodoks politikalara dönüşün bir yansıması. Ancak kısa vadede ekonomide zorluklar devam ediyor. Bunların arasında kalıcı enflasyonist baskılar ve bankanın net rezervlerindeki belirgin düşüş de var. Yaklaşmakta olan yerel seçimler belirsizlik oluşturuyor. TL’deki değer kaybının döviz talebini artıracağı endişesi de var. Uzun vadede TCMB’nin son çeyreğe kadar beklemede kalmasını ve faiz indirimlerinin kademeli olmasını bekliyoruz. Yıl sonu politika faizi tahminimiz yüzde 45.”

Bank of America ve Morgan Stanley'den Türkiye için faiz tahmini

Hatırlanacağı gibi TCMB'nin Şubat 2024 politika faiz kararı sonrasında Bank of America (BofA) Securities ve Morgan Stanley, bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yeniden faiz artırması olasılığını göz ardı etmediğini açıklamıştı.

BofA Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu yayımladığı notta “Ücret artışlarının talebe etkisi beklenenden daha güçlü çıkarsa, ikinci çeyrekte ek faiz artışları mümkün. Ancak bu bizim baz senaryomuz değil” dedi. İmamoğlu bu yıl için faiz indirimi öngörmedi.

Morgan Stanley ekonomisti Hande Küçük “Politika faizinin yılın son çeyreğine kadar yüzde 45’te sabit tutulacağına ilişkin tahminimizi koruyoruz ancak ikinci çeyrekte ek faiz artırımı risklerinin arttığını görüyoruz” dedi.

Bloomberg HT'nin aktardığına göre, raporda “Enflasyon risklerinin daha güçlü vurgulanması, bizce, geçen aya kıyasla ek faiz artırımlarının daha muhtemel olduğu anlamına geliyor” değerlendirmeleri yer aldı.

Küçük, Merkez Bankası’nın ek faiz artırımı yapıp yapmayacağına karar vermeden önce Şubat ve Mart ayı enflasyon verilerini bekleyeceğini öngördü.

TCMB ek faiz artışı yapar mı sorusuna Bakan Şimşek mesajı vermişti

Bakan Şimşek, Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Araştırma Merkezi ve DEİK işbirliğiyle İstanbul'da düzenlenen "İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week)" etkinliğinde konuştu.

Türkiye'nin eylül ayından bu yana uyguladığı ekonomi programına değinen Bakan Şimşek,"Program, fiyat istikrarını sağlamayı, mali disiplini yeniden tesis etmeyi, cari açığı azaltmayı, büyümede yeniden dengelenmeyi ve tabii ki verimliliği ve rekabet gücünü artıracak yapısal reformları hayata geçirmeyi hedefliyor. Fiyat istikrarı hedefimiz doğrultusunda para politikasında gerekli adımlar atılarak, sıkılaşma süreci başladı. Ayrıca bazı seçici kredi sıkılaştırmaları, niceliksel sıkılaştırmalar yaptık. Destekleyici maliye ve gelir politikaları uyguladık. Önümüzdeki dönemde de daha destekleyici gelir ve maliye politikalarını uygulamaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"TCMB, yeterli sıkılaştırma yaptığını düşünüyor" diyen Mehmet Şimşek, uygulanan ekonomi programının işe yarayacağına inandıklarını dile getirerek, programın henüz çok erken aşamalarında olunduğunu, sabırlı ve ileriye dönük kararlı olunması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin büyüme sorunu olmadığını belirten Şimşek, şöyle devam etti:

"Dengeli bir büyüme patikasıyla cari açığı azaltmak istiyoruz. Türkiye'nin büyüme sorunu yok. Başta da söylediğim gibi Türkiye büyüklük açısından Çin ve Hindistan değil ama kesinlikle en iyi performansı gösteren gelişmekte olan piyasalarla aynı seviyede. Neden? Çünkü burası girişimci bir ülke. Nüfusta nispeten olumlu bir demografik yapıya sahibiz. Yani iyi bir altyapımız var. Biliyorsunuz, sadece iç talebe baktığınızda Türkiye son 20 yılda ortalama yüzde 5,5 büyüdü, net ihracatı da eklerseniz yüzde 5,4 büyüdü. Sorunun olduğu yer burasıdır. Kompozisyonu geliştirmemiz gereken yer burası."

"MERKEZ BANKASI REZERVLERİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE İYİLEŞTİ"

Merkez Bankası rezervlerinin geçen yıl Mayıs ayından bu yana önemli ölçüde iyileştiğini ve ihracatçıların liranın zayıflaması yönündeki çağrıları nedeniyle son birkaç haftadır baskı altında olduğunu söyleyen Şimşek, şunları kaydetti:

"Seçim yaklaşırken birçok spekülasyon var. Dün katıldığım bir televizyon programında da seçim sonrası bakış açımızı anlattım. Ama elbette, biliyorsunuz, insanlar geçmişe bakma ve geçmişi geleceğe taşıma eğilimindeler. Geçen yılın seçim öncesi ile karşılaştırıldığında mevcut koşullar önemli ölçüde farklı olduğundan para politikası seyrinin düzeltilmesi önemlidir. Attığımız diğer adımlar da var. Derecelendirme kuruluşları attığımız adımların sonunda görünümü yükseltti. Piyasaya baktığımızda ise Türkiye'nin risk algısı kredi notundan iki kademe daha iyi ve gerçekten önemli olan da bu."

Bakan Şimşek, sunumu sonrasında panelde yaptığı konuşmada ise yapay zekanın önemine dikkati çekerek, "Elbette insanlara yatırım yapmak, becerileri geliştirmek, yeni kabiliyetler kazandırmak gerekiyor. Yapay zeka ortaya çıkana kadar üniversite diplomasına sahip insanlar ayrıcalıklıydı çünkü kaliteli işlere sahiplerdi ve gelirleri artıyordu. Ancak yapay zekayla birlikte eğer iyi bir altyapımız ve ekosistemimiz yoksa üniversite diplomaları bile tehdit altında" ifadesini kullandı.

Sonraki Haber