Akşener: ''Hesap sormaya önce hırsızdan başlanacak''

Millet İttifakı'nın seçimden zaferle çıkacağını ve 14 Mayıs akşamı bir devri kapatıp Erdoğan'ı yolcu edeceklerini söyleyen İYİ Parti lideri Meral Akşener, halkın parasını çalanların da yargı önünde mutlaka hesap vereceğini vurguladı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Ankara'da "15 Mayıs gününden itibaren Türkiye'de sizin paranızı çalanlar, sizin hakkınızı yiyenler hesap verecekler. Çalanlar ve yiyenler, kayıranlar hesap verecek. Hukukla, yargıyla verecek. Siyasetçi parmağını uzatıp şunu yargılayın demeyecek. Cumhurbaşkanı çıkıp da 'Ey Meral Akşener, bu daha iyi günlerin senin. Yarın başına neler gelecek' diyemeyecek. Çünkü siyasetçi, intikam makamı değildir. Ama çalanın, çırpanın, haksızlık yapanın, hırsızlık yapanın ensesinde olması içinde yargıyı hür, korkusuz, bağımsız, objektif, korkusuz kılandır" dedi.

Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte İstasyon Caddesi Alternatif Bulvarı ve Altyapı Projesi Açılışı ile Etimesgut-Sincan Projeleri Tanıtım Törenine katıldı. Akşener, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Bugün burada Millet İttifakı'nın hem milletvekili adayları, hem belediye başkanları, hem parti yöneticileri bir aradayız. Türkiye; uzun zamandır birbirlerini ittirip kaktıran bir sistemden bugüne; farklı görüşlerde, farklı anlayışlarda, farklı çözüm önerilerinde yol yürüyen pek çok siyasi partinin bir araya gelip, ortak görüşlerde uzlaştığı bir Millet İttifakı'nı kurdu. Dolayısıyla Millet İttifakı'nın bileşenleri, mensupları kendi görüşlerini elbette muhafaza etmek kaydıyla; Türkiye için, Türk milleti için, gençler için, kadınlar için, emekliler için, işçiler için, işsizler için ortak projelerde, ortak çalışmalarda bir araya geldiler ve birbirine saygı duyarak bir yolculuk başlattılar.

"BEŞ MAAŞ, ON BEŞ MAAŞ DANIŞMANLARINA HEM DE YAN GELİP YATAN DANIŞMANLARINA ÖDEYENLERE YUH OLSUN"

Saygı kelimesi çok önemli… İki üniversite mezunu torunu, yıllardır işsiz. İşte asıl derdimiz bu. Yani, Dursun ağabeyimi, asabileştirenler utansın. Torunu iki üniversite bitirip, yıllardır evde oturmuşsa, devlet ataması için girdiği sınavlardan yüksek puan almasına rağmen, AK Parti bünyesinde tanıdığı olmadığı için, 'ayısı, dayısı' olmadığı için atanmamışsa; özel sektörde bile 'tanıdığın var mı' denilmişse, Dursun ağabeyimin burayı yakması gerekirdi, yakması… İlgileneceğim ağabey, ilgilenmediğim takdirde çık şurada bağır, de ki 'Meral Akşener ilgilenmedi.'

Bu ülkenin genç kızlarını, bu ülkenin kadınlarını, bu ülkenin genç delikanlılarını işsiz bırakanlar… Buna karşılık beş maaş, on beş maaş danışmanlarına, hem de yan gelip yatan danışmanlarına ödeyenlere yuh olsun. Yandaş koruyanlar, akraba-i taallukatı zengin edenler… Yani o meşhur park… Başkanım beraber gezdik. Harcanan parayı düşünün. O üç kişiye verilen o paranın karşılığı kaç haneye doğal gaz verebilirdin başkanım? Kaç öğrenciye burs verilebilirdi? Ne yapıldı bunun karşılığı? Üç tane AK Partili zengin edildi, zengin. Sizin vergilerinizle, sizin paralarınızla; 800 milyon dolar çöpe atıldı, çöpe… Türk parasına çevirdiğiniz zaman, gençlerimizin elinde bilgisayarsız genç kalmazdı; tabletsiz genç kalmazdı. Ayda bir kilo et verilen evlere belki iki kilo et verilebilirdi. Haram zıkkım olsun hepsine.

"SU PARALARINI, ELEKTRİK PARALARINI TOPLAYACAK OLAN DHKP-C YA DA PKK'LIYDI. SİZİN EVİNİZE PKK'LI GELDİ Mİ KARDEŞİM?"

20 yıldır her gelen bakanın, her gelen hükümetin, her gelen milletvekilinin söz verip yerine getirmediği, bu hizmeti yapmak bana nasip oldu dedi. Hep hayırlar sana nasip oluyor başkanım. Niye? Çalmıyorsun. Kayırmıyorsun. Cebe atmıyorsun. Birilerini zengin etmiyorsun. Demek ki neymiş; harama el uzatmadığın zaman, vergileri hayra kullandığın zaman, yandaş kayırmadığın zaman; yapılamayan hizmetler hem de son derece uygun paralarla yapılabiliyormuş.

14 Mayıs günü kullanacağınız oyların önemi, burada. Sayın Mansur Yavaş Ankara'da aday olduğu zaman su paralarını, elektrik paralarını toplayacak olan DHKP-C ve PKK'lıydı. Sizin evinize PKK'lı geldi mi kardeşim? Ama sizin gibi ailelerin, iş bulamamaktan yorulmuş çocukları getiriyor. Onlar okuyor. Demek ki neymiş? İftiranın bir gün son bulduğu bir an gelirmiş. Bunlar gerçekten iftira atmaktan korkmuyor, çekinmiyor. Bu insanlar bizi birbirimize düşürmekten çekinmiyor. Sen şucusun ben bucuyum. Sana ne kardeşim? Şu ailede doğmuş olmak benim kendi elimde mi? Şu bölgede doğmuş olmak benim elimde mi? Benim elimde olan bir şey var: İnancımı seçmek, kul hakkını duymak, ahlaklı olmak, iftira atmamak, dürüst olmak, namuslu olmak, hırsız olmamak… Bütün bunlar, benim insan olarak seçtiğim alanlar.

"13. CUMHURBAŞKANI DÜRÜSTLÜĞÜNE, NAMUSUNA HEPİMİZİN KEFİL OLDUĞUMUZ SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU OLACAK"

Ben derin yoksulluk çalışıyorum. Daha evvel, hiç söylememişti, Mansur Başkan bana. Her evde bir engelli çocuğun yaşadığı, kağıt toplayarak geçinmeye çalışan ailelerin bulunduğu bir sokağı tek tek gezdim. O sokakta, erkeklerin de kadınların da dişlerinin çoğu yoktu. O sokaktakilerin büyük çoğunluğu, okula giderken sabah kahvaltısını, sabah kahvaltısı adı altında yapamıyordu. Bir kız çocuğuna sordum: 'Sana ne alayım, ne istersin' dediğimde; dediği şey; 'Ben bir poğaça ile bir dilim kek istiyorum.' Bugünün Türkiye'sinin başkentinde… Annesi dedi ki, 'Biraz evvel, doğal gazımız ödendi.' Büyükşehir ödemiş. Gösterdi bir kart, 'bu kartla sadece et alabiliyoruz başkanım' dedi, 'güzel bir şey' dedi. Çünkü 'normal şartlarda bu eve et girmiyordu' dedi, 'şimdi giriyor' dedi.

Bodurluk başladı gençlerde. Senin o bir kilo etin var ya, öyle şeylere sebep oluyor ki… Allah bin kere razı olsun. Gençten bir kadın. Ama ağzında diş yok. Buna karşılık, o eve doğal gazın ödenmesine dair katkı var. O çocuklar üşümüyor… Anne, eskiden ev temizliğine falan gidermiş eskiden, çocuk küçük olduğu için onu yapamıyor. Baba kağıt ve karton topluyor. Şimdi o ev en azından açlık çekmiyor. Sosyal belediyeciliği hayata geçiren Mansur Başkan'ın şahsında, 15 Mayıs'ta, inşallah Millet İttifakı iktidar olacak. İYİ Parti bu ülkenin sigortasıdır. İYİ Parti inşallah çok önemli bir başarı elde edecek ve 13. Cumhurbaşkanı dürüstlüğüne, namusuna hepimizin kefil olduğumuz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak ve 15 Mayıs gününden itibaren Türkiye'de sizin paranızı çalanlar, sizin hakkınızı yiyenler hesap verecekler.

Çalanlar ve yiyenler, kayıranlar hesap verecek. Ne ile hesap verecek? Hukuk ile verecek; yargıyla verecek. Siyasetçi parmağını uzatıp şunu yargılayın demeyecek. Cumhurbaşkanı çıkıp da 'Ey Meral Akşener, bu daha iyi günlerin senin. Yarın başına neler gelecek' diyemeyecek. Çünkü siyasetçi, intikam makamı değildir.  Ama çalanın, çırpanın, haksızlık yapanın, hırsızlık yapanın ensesinde olması içinde yargıyı hür, korkusuz, bağımsız, objektif, korkusuz kılandır. Hukukun üstünlüğünü tam anlamıyla uygulayandır. Demokrasiyi tam anlamıyla uygulayandır.

"DEĞERLİ GENÇLER, UMUTLARINIZ HAYATA GEÇECEK"

Değerli gençler bu ülkeden gitmek istiyorsunuz. Çok az zaman kaldı, az sabredin. Siz burada kalıp iş, güç sahibi olacaksınız. Umutlarınız hayata geçecek. Yurt dışına giden çocuklarımız da inşallah ülkelerine hizmet etmek için geri dönecek.

"ERDOĞAN'I ELBETTE GAYET BÜYÜK BİR SAYGIYLA YOLCULAYACAĞIZ"

14 Mayıs günü, her bir kardeşim bir başka kardeşini sandığa götürecek, sandıklara sahip çıkılacak ve 14 Mayıs akşamı Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ı elbette gayet büyük bir saygıyla yolculayacağız. Sayın Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanlığı makamında alkışlayacağız."

Sonraki Haber