Erdoğan'ın BM'deki konuşmasında mikrofonu bilerek mi kapatıldı ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki tarihi Filistin konuşmasında sonlarına doğru mikrofon sesi kesildi. Mikrofunun bilinçli olarak kapandığı iddialarına ilişkin İletişim Başkanlığı'ndan açıklama geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Coğrafyamızda yaklaşık iki yıldır İsrail hükümetinin artan saldırıları sebebiyle büyük bir insani felaket yaşanıyor. 65 bini aşkın insanın hayatına mal olan Gazze‘deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez. Dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz" dedi.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin konuşmasının sonlarına doğru mikrofonun sesi kesildi.
Sosyal medyada ise Erdoğan'ın mikrofunun bilinçli olarak kapatıldığı iddiaları gündem oldu.
İddialar sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan bir açıklama yapıldı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; " Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında düzenlenen “Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi” başlıklı Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’ın usullerine göre, Devlet ve Hükümet Başkanlarının konuşmaları için 5 dakika, diğer konuşmacılar için ise 3 dakika süre öngörülmüştür.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması da bu çerçevede 5 dakikalık süreyle sınırlı tutulmuştur. Dolayısıyla, konuşma sırasında Cumhurbaşkanımızın konuşturulmaması ya da sözünün kesilmesi söz konusu değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşması, zaman zaman alkışlarla kesildiği için belirlenen süreyi aşmış; teknik düzen gereği mikrofon 5. dakikanın sonunda otomatik olarak kapanmıştır. Cumhurbaşkanımız konuşmasını kısa bir süre sonra tamamlamıştır. Benzer şekilde, Endonezya Cumhurbaşkanının konuşmasında da mikrofon aynı usule uygun şekilde kapanmıştır.
Türkiye, her platformda olduğu gibi BM Genel Kurulu’nda da en üst düzeyde temsil edilmekte, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmaları küresel gündeme yön veren ve geniş yankı uyandıran mesajlar olarak takip edilmektedir."
"FİLİSTİN DAVASI ARTIK DÜNYAYA MAL OLMUŞTUR"
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Fransa ve Suudi Arabistan'a teşekkürlerimi sunuyorum. Filistin devletini tanıyan devletleri tebrik ediyorum. Coğrafyamızda yaklaşık iki yıldır İsrail hükümetinin artan saldırıları sebebiyle büyük bir insani felaket yaşanıyor. 65 bini aşkın insanın hayatına mal olan Gazze‘deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez. Dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz. Netanyahu hükumetinin amacı Filistin devletinin kurulmasını imkansız hale getirmek, Filistin halkını da mümkün olduğunca göçe zorlamaktır. Bu olumsuz gelişmelerin ortasında birleşmiş milletler güvenlik konseyi üyelerinin de dahil olduğu bir grup ülkenin Filistin devletini tanıma kararı alması son derece önemli ve tarihi bir adımdır.
"FİLİSTİN DAVASI ARTIK DÜNYAYA MAL OLMUŞTUR"
Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın bugün bizimle birlikte olmasını arzu ederdik. Bugün söz olan tüm katılımcıların aynı zamanda Filistin halkının da sesi olmasını çok ama çok kıymetli buluyorum. Şu da bir gerçek ki bugün Filistin davası artık dünyaya mal olmuştur. Avrupa’da Asya’da Amerika’da ve Afrika’da; sokakta, sosyal medyada başında Özgür Filistin‘e daha önce hiç duymadığımız kadar tanık oluyoruz. Netanyahu hükümeti aynı toprağı, suyu, havayı ve denizi paylaştı binlerce yıllık komşularına soykırım uyguluyor.
"İSRAİL’İN GAZZE’DEN GÜÇLERİNİ ÇEKMESİ GEREKİYOR"
Uluslararası toplumun hukuki bir görevi olduğu kadar, vicdani sorumluluğu uluslararası toplum Batı Şeria‘daki yayılmacılığı, Doğu Kudüs’teki oldu bittileri ve bölgede istikrarsızlığı yayma girişimlerini durdurmak zorundadır. Aksi taktirde ne bir uluslararası düzenden ne de evrensel değerlerin savunulmasından söz edilebilir. Derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefi açıktır, iki devletli çözüm vizyonunu öldürmek Filistin devletinin yaşayabileceği zemin bırakmamak, Filistin halkını sürgün etmek ve bölgede yayılmacı emellerini hayata geçirmektir. Buna asla izin verilemez. Bu konferansta Filistin devletini tanıma cesaretini gösteren ülkelerin kararlı somut ve caydırıcı adımlarla bu tarihi duruşun arkasını doldurmalarını temenni ediyorum. Artık ateşkesin ilanı Gazze’ye insani yardımların engelsiz şekilde girişinin sağlanması ve İsrail’in Gazze’den güçlerini çekmesi gerekiyor.