Fransa ve Almanya’dan Türkiye için küstah çıkış!

Fransa ve Almanya Türkiye'yi Doğu Akdeniz'deki eylemleriyle Avrupa Birliği'ni provoke etmeye devam etmekle suçladı ve tutumunu netleştirmesi için bir hafta süre verdi.

Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasında aylardır devam eden ve Avrupa Birliği ülkelerinin de devreye girdiği gerilim ile ilgili Almanya ve Fransa’dan yeni bir hamle geldi.

Fransa ve Almanya, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki eylemleriyle AB’yi provoke etmeye devam etmekle suçladı ve tutumunu netleştirmesi için bir hafta süre verdi.

Ankara’yı Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın karşı çıktığı sularda doğalgaz aramaya son vermeye ikna etmeyi amaçlayan 2 Ekim’de AB zirvesinde varılan anlaşmaya rağmen, Türkiye dün bir araştırma gemisinin faaliyetlerini yeniden başlattığını açıklaması Avrupa’dan tepki çekti.

Avrupa Birliği, Aralık ayında yapılacak Avrupa zirvesinde Türkiye’ye yaptırım olasılığını gözden geçireceğini açıklasa da geçen haftalarda toplanan AB liderleri, Türkiye’ye yaptırım kararı almamıştı. Uluslararası medya kuruluşlarında yer alan haberlerde Rum Kesimi’nin Türkiye’ye yaptırım istediği fakat bütün üyelerden “evet” oyu alamadığı için Belarus’a yaptırım kararının da önünü tıkadığına dair ifadeler yer almıştı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian Alman ve Polonyalı mevkidaşlarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye’nin sürekli olarak kabul edilemez provokatif eylemler gerçekleştirdiği bizim için açık” dedi.

Le Drian sorumluluğun Ankara’da olduğunu, ancak Türkiye’nin diyaloğa dönmemesi halinde AB’nin güç dengesini değiştirmeye hazır olduğunu söyledi.

ALMANYA: BİR HAFTA BEKLEYECEĞİZ

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye’nin gemiyi Akdeniz’e geri gönderme kararının “kabul edilemez” olduğunu söyledi.

AB yaptırımlarını gündeme getirme olasılığı hakkındaki soruya Maas, AB’nin nasıl tepki vereceğine karar vermek için bir hafta bekleyeceğini söyledi. Maas “Beklenen görüşmeler iki seferdir yapılamıyor ve ne zaman yapılacağını bilmiyoruz. Bir hafta içinde ilerleme olup olmadığını görmek için beklemeliyiz ve sonra AB tarafından hangi tavrın benimsenmesi gerektiğini göreceğiz” dedi.

Sonraki Haber