Müjdat Gezen: ''61 yıldır oyuncuyum böyle şey görmedim''

“Haddini bil” ifadesi nedeniyle Metin Akpınar ile birlikte hakkındaa 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istenen Müjdat Gezen “1960 yılından beri politik tiyatro yapıyorum hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım” dedi.

Katıldıkları bir televizyon programında 21 Aralık 2018’de “Haddini bil” ifadeleri nedeniyle ‘Cumhurbaşkanına alenen hakaret’ suçlamasıyla yargılanan usta oyuncular Metin Akpınar ve Müjdat Gezen, bugün hâkim karşısına çıkıyor.

Haklarında 4'er yıl 8'er aya kadar hapis cezası istenen Akpınar ve Gezen’in 3’üncü duruşması, Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde saat 14.00'te görülecek.

ELEŞTİRİ GÖZE ALINMALI

Birgün gazetesinden Dilan Esen'in haberine göre beraat kararı verilmesini bekleyen Müjdat Gezen, haklarında açılan davayı, istenen cezayı ve yargılama sürecini BirGün’e değerlendirdi. “Haddini bil” demenin cezasının yaklaşık 5 yıl hapis olamayacağının altını çizen Gezen, “Biz Metin Akpınar’ı ve Müjdat Gezen’i bile mahkeme mahkeme süründürürüz, kimse bizi eleştiremez, demek istiyorlar. Eğer politikayla uğraşıyorlarsa eleştiriyi de göze alacaklar” dedi.

NE OLMUŞTU?

Halk TV’de Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası programına katılan Akpınar ve Gezen hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında polis eşliğinde Anadolu Adalet Sarayına gelen Gezen ve Akpınar sevk edildikleri Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğince adli kontrol tedbirleri kapsamında serbest bırakılmıştı. Gezen ve Akpınar hakkında haftada bir gün en yakın polis merkezinde imza atma ve yurtdışına çıkış yasağı şeklinde verilen adli kontrol kararı, savcılığın kararıyla kaldırılmıştı.

Davanın normal bir şekilde sonuçlanmasını isteyen Gezen, “1960 yılından beri politik tiyatro yapıyorum hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım” diye de ekledi.

KABUL EDİLEMEZ

Gezen’in avukat Celal Ülgen ise ifade özgürlüğünün bilgilenme ve bilgilendirme, düşünce ve kanaatleri herhangi bir engelleme olmadan açıklama, yayma hakkı ve özgürlüğünü kapsamında olduğuna dikkat çekti. “Devletler iç hukuklarında bu özgürlüğü sağlamaya çalıştıkları gibi, uluslararası hukuk düzenlemelerinde de bu haklar koruma altında” diyen Ülgen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de bu düzenlemelerden birisidir. Sözleşmenin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Madde hükümleri ile ifade özgürlüğünün çerçevesi belirlenmiştir. İfade özgürlüğü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) uygulamada en çok önüne çıkan konulardan birisidir. Bu kararlarda çok önemli ilkeler geliştirilmektedir. Türkiye hakkında da verilen kararlar ile bir kısım ilkeler ortaya çıkmıştır.”

Ülgen, sözlerini şöyle sonlandırdı: “İki mizah üstadının ekranda söylediği sözleri nedeniyle haklarında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ gerekçesiyle soruşturma açılması, mahkûmiyet istenmesi daha geniş bir korumaya mazhar olan, MİT’in, Jitem’in, polis istihbarat birimlerinin, Devletin tüm kolluk güçlerinin, silahlı kuvvetlerin ve dokunulmazlığının korum altına aldığı partili Cumhurbaşkanı’na yeni bir koruma zırhının kanunla tanınması AİHM'in eleştirdiği konular arasındadır. Demokrasilerde siyaset yapanların daha geniş bir hoşgörüye sahip olmaları gerektiği kabul edilir. Eleştiri kırıcı ve hatta yıkıcı da olabilir. Oysa burada iki mizah üstadının demokratik koruma altına alınması gerekirken haklarında iddianame düzenlenmesi ve mahkeme koridorlarına davet edilmeleri kabul edilemez.”

Sonraki Haber