Olası büyük Marmara depremi için bir ezber bozan açıklama daha
Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Silivri açıklarında 23 Nisan'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından "Marmara Denizi'nde büyük deprem olacak / olmayacak" diye ikiye bölünen uzmanlar arasındaki yerini aldı. Marmara Denizi'ndeki 4 büyük çukuru işaret eden Prof. Dr. Bektaş'tan dikkat çeken bir açıklama geldi.
Marmara Denizi'nde Silivri açıklarında 23 Nisan'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem ve bu depremin ardından kaydedilen yüzlerce artçı depremin yarattığı endişe sürerken ünlü yerbilimcilerden de birbirinden farklı açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi'nin derinliklerinde yer alan dört büyük deniz çukurunun, beklenen büyük depremin tek bir parçada gerçekleşmesini engellediğini öne sürerek bu çukurların depremin enerjisini yurttuğunu açıkladı.
Bektaş, yaptığı açıklamada Marmara Denizi'nde yer alan Trakya, Orta Marmara, Çınarcık ve Kumburgaz çukurlarının, ana fayın kilitlenip devasa bir kırılmayla yıkıcı bir deprem üretmesini engellediğini belirtti.
Bu çukurların bölgedeki sismik aktivite üzerinde yavaşlatıcı ve dağıtıcı bir rol oynadığını savunan Bektaş, çarpıcı iddiasını dört maddede açıkladı.
İşte Prof. Dr. Osman Bektaş'ın o açıklamaları:
1. Yüksek Isı ve Akışkanların Etkisi
Bektaş’a göre deniz çukurlarının altındaki yüksek sıcaklık ve akışkan varlığı, fay hattının kilitlenmesini engelleyerek ‘creep’ veya ‘slow sliding’ olarak bilinen yavaş kayma hareketlerine neden oluyor. Bu yavaş hareketlilik, deprem enerjisinin birikmeden zamana yayılarak sönümlenmesini sağlıyor.
2. Zayıf ve İnce Kabuk Yapısı
Çukurların altındaki yer kabuğunun kalın ve sağlam olmadığını belirten Bektaş, bu bölgelerin yeterince dayanıklı olmadıkları için büyük depremler üretebilecek enerji birikimine uygun olmadığını vurguladı. “Bu zayıf ve ince yapı, kırılgan değil; dolayısıyla yıkıcı bir depremin ön koşulları burada oluşamıyor” dedi.
3. Normal Fayların Gerilimi Paylaşması
Bu dört çukuru oluşturan daha küçük ölçekli normal fayların, ana Marmara Fayı üzerindeki gerilimi dağıttığını belirten Bektaş, bu durumun ana fay hattındaki tekil ve büyük bir kırılma riskini azalttığını ifade etti. Bu tür bir stres paylaşımı, büyük yıkımları önleyici nitelikte olabilir.
4. Deprem Odak Derinliklerinin Dağılımı
Bektaş ayrıca bölgedeki depremlerin odak derinliklerinin de bu teoriyi desteklediğini belirtti. Derinlik farklılıkları, tek bir odakta toplanan büyük enerji patlaması yerine çoklu küçük hareketlerle enerji boşalmasına işaret ediyor.
Tek Büyük Deprem Yerine Parçalı ve Dağınık Sarsıntılar Mı?
Prof. Dr. Bektaş’ın bu yaklaşımı, Marmara Denizi’ni çevreleyen fay sistemlerinin tek bir büyük depremle kırılacağına dair yaygın görüşe farklı bir bilimsel pencere açıyor. Bölgedeki jeolojik yapıların karmaşıklığını ve deprem enerjisinin nasıl bölgesel olarak dağılabileceğini gözler önüne seriyor. Bektaş’ın dikkat çeken bu yorumu, İstanbul ve çevresi için hazırlanan deprem senaryolarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gündeme taşıyor.