149 gündür tutuklu Ümit Özdağ için tahliye kararı


Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, 7 yıl 10 aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davada hakim karşısına çıktı. 149 gündür tutuklu Özdağ'ın tahliyesine karar verildi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı 18. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi gereken duruşması, salon kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle Silivri Cezaevi iki numaralı duruşma salonunda görüldü.
Mahkeme, Özdağ'ın üzerine atılı suçun sabit görüldüğüne kanaat getirerek 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasına hükmederken, herhangi bir adli kontrol hükmü uygulanmadan tahliyesine karar verildi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 21 Ocak'tan bu yana tutuklu bulunuyordu. Özdağ'ın, "Zincirleme biçimde basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" iddiasıyla yargılandığı dosya kapsamında, 7 yıl 10 aya kadar hapsi isteniyordu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 'Zincirleme biçimde basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan yargılandığı ve tutuklu bulunduğu dosya kapsamında, 7 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Çağlayan Adliyesi 18. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi gereken duruşma, salon kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle Silivri Cezaevi 2 numaralı duruşma salonunda görüldü. Duruşma saat 11.00 sıralarında başladı. Duruşmaya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Zafer Partisi yöneticileri, milletvekilleri ve çok sayıda partili katıldı.
ÖZDAĞ'DAN SAVCIYA TEPKİ
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, duruşmada savcının değişmesi dikkat çekerken mevcut savcı önceki savcının mütalaasını yineleyerek Özdağ’ın cezalandırılması ve tutukluluk halinin devam etmesi yönünde görüş belirtti.
Savcılık mütalaasına “Savcılık mütalaası bir hukuk cinayetidir” sözleriyle tepki gösteren Özdağ, “Mütalaaya bir de suçun zincirlenme işlendiği ifadesi eklenmiş. Oysa ben başka bir değişiklik bekliyordum” ifadelerini kullandı.
Özdağ sözlerine şöyle devam etti:
“RAPORDA ADIM BİLE YOK”
“Savcı mütalaasında Kayseri Emniyet Müdürlüğüne ait olduğu belirtilen imzasız, mühürsüz bir belgeyi kanıt olarak göstermiş. Belgede Ümit Özdağ’ın adı bir kere bile geçmiyor. Belgedeki paylaşımların hiçbirisi de Ümit Özdağ’a ait değil. Üstelik o paylaşımlarla ilgili de takipsizlik kararı verilmiş. Bu takipsizlik kararı da iddianameye eklenmemiş. Kayseri’de yaşananlarda benim paylaşımlarının etkili olduğu söyleniyor ama bunun nasıl olduğu gösterilmiyor. Hukuk adına çok öfkeliyim. Savcıdan rica ediyorum, bu belgenin neresinde geçiyor göstersin ya da mütalaasını değiştirsin. Aksi halde savcılık hem mahkemeye hem de Türk milletine yalan söylemiş olacak.”
Savunmasına 11.05’te başlayan Özdağ, iddianameye konu olan iletileri tek tek okudu. “Savcılık üflediğimizde ne kadar kinli olduğumuzu ortaya çıkaran kinometre icat ettiyse diyecek bir şey yok. Aksi halde savcılık TCK 216’yı yanlış yorumluyor” diyen Özdağ, paylaşımların hiçbirisinde suç unsuru olmadığını söyledi. “Beni bu iletiler yüzünden tutuklayacaksanız tutuklayın. 4,5 aydan fazladır tutukluyum. 4,5 yıl ceza alsam da bu kadar yatarım zaten. Bütün Türkiye’yi mi tutuklayacaksınız” ifadelerini kullandı.
Özdağ yaklaşık 40 dakika süren savunmasını şu sözlerle tamamladı:
“HİÇ ALLAH’TAN KORKMAZ MI?”
Lehimde delilleri koymayarak, lehimde delilleri karartarak iddianameyi hazırlayan savcılık; şimdi de suç olmayan X paylaşımlarımdan dolayı suçlu olduğumu iddia etmekte ve cezalandırılmamı istemektedir. Elbette bu utanç kaynağı olacak iddianame ve mütalaa üzerine eğer mahkemeniz ceza verirse istinafa ve Yargıtay’a gidecektir. Ancak benim merak ettiğim husus bir hukuk insanının, bir savcının, sanığın suçsuz olduğunu bilmesine rağmen, suçlu ilan ettikleri durumda nasıl bir psikolojiye sahip olduklarıdır. Bir insan, bir hukukçu nasıl suçsuz olduğunu bildikleri kişiye suçlu der? Sonra eve gidip nasıl başını yastığa koyar ve uyur? Hiç Allah’tan korkmaz mı? Sayın savcı bilmelidir ki, yaptığı adaletsizlikten Allah da haberdar, kul da haberdar. Savcının Allah’ın ilahi adaletini er geç yaşayacağına eminim.
“AJANLARIN YÜZDE 60’I AFGAN”
İran-İsrail çatışmasına ilişkin dün ekranlarda konuşan gazeteci Çetiner Çetin, İran’daki MOSSAD ajanlarının yüzde 60’ının Afgan mülteci olduğunu söyledi. Ben ülkemin güvenliğinden endişeliyim. Ülkemizde MOSSAD’a, CIA’ya ajanlık yapan ve Türkiye ile gönül bağı bulunmayan çok kişi var. Sayın Hakim; sizin için çok zor bir dava, çok zor bir karar olduğunu biliyorum. Ben burada siyasi bir soruşturma çerçevesinde bulunuyorum. İktidar yanlısı bir politikacı olsaydım, hiç önünüze gelmezdim. Gelseydim bile, beraat kararı vermeniz çok kolay olurdu. Ancak, ben iktidar yanlısı değilim ve bunun suç olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bundan dolayı işiniz hiç kolay değil. Üzerinizde büyük bir baskı olduğuna eminim. Sizin iyi bir hukukçu olduğunuzu, sizi tanıyan herkes söylüyor.
Bugün vereceğiniz tek adil karar olan beraat kararı ile 86 milyon insana, merakla bu davanın sonucunu bekleyen Türk milletine, ülkemizde bağımsız yargı olmasa da bağımsız yargıçlar olduğu mesajını verecek ve insanların adalet için tekrar umutlanmasını sağlayacaksınız.
“BAĞIMSIZ BİR ÜLKEDE YAŞASAYDIK…”
Dosyadaki deliller ve iddianame ile savcının mütalaasının ne kadar boş olduğunu siz de gördünüz. Yargıtay kararlarında, failin subjektif olarak kin ve düşmanlığı hedeflemesi gerekir diyor. Oysa ben, size; kin ve düşmanlığı engellemek için yaptığım açıklamaları, hatta yaptığım suç duyurularının kanıtlarını gösterdim. Savunmamda ortaya koyduğum deliller ise her türlü tartışmayı engelleyecek şekilde; benim, Türkiye’nin güvenliğini tehdit altında bırakmayacak bir insan olduğumu size göstermiştir. Yargının gerçekten bağımsız olduğu bir ülkede yaşasaydık, ben 149 gündür hapishanede yatıyor olmazdım. Sizinle bu konuşmayı yapıyor olmazdık.
“SİZE KORKMAYIN DİYORUM”
Sayın Hakim; Sizden istediğim şeyin zor olduğunu biliyorum. Avukatım, hakimlerin sahip olması gereken özellikler arasında cesaretin olmadığını ifade etti. Hukuk devleti olsaydık haklı olurdu. Size korkmayın diyorum, size “Allah’tan başka kimseden korkmayın” diyorum. Bir korku ikliminin olduğu, yargıçlar üzerinde nasıl baskı kurulduğunu bildiğim için size korkmayın derken bunun ne kadar zor olduğunu da biliyorum. Size “korkmayın” derken beraat kararı vermeniz durumunda, size yönelik baskıları bugün için durdurabilecek durumda olduğumu da söyleyemem. Ancak vereceğiniz beraat kararı; hukukun en temel ilkeleri ile Anayasa ve yasaların gereği olacaktır. Allah yardımcınız olsun.”
TUTUKLULUĞUNUN DEVAMI TALEP EDİLDİ
Savcı mütalaasında Özdağ'ın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesi talep etti.
TAHLİYE KARARI ÇIKTI
Ümit Özdağ hakkındaki kararını açıklayan mahkeme, herhangibir adli kontrol hükmü uygulamadan Özdağ'ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Özdağ'ın üzerine atılı suçun sabit görüldüğüne kanaat getirerek 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasına hükmetti.
TAHLİYE SONRASI İLK AÇIKLAMA
Tahliyesinin ardından açıklama yapan Ümit Özdağ şu ifadeleri kullandı:
"Hepinizi selamlıyorum. Buraya kadar geldiğiniz için de teşekkür ediyorum. Öncelikle burada 149 günden beri Zafer otağını kurup her gün 24 saat soğukta, karda, kışta, kıyamette güneş altında nöbet tutan bütün Zafer Partili kardeşlerime içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu sadece bir zafer nöbeti değil, aynı zamanda demokrasi ve hukuk devleti nöbetiydi. Evet bugün tahliye oldum. Ancak tahliye olurken 2 sene 4 ay bir hapis cezasına çarptırılarak tahliye edildim.
Bana atılan suç Kayseri'de Suriyelilere yönelik tepkiyi kışkırtmak, halkı kin ve nefrete kışkırtmak suçu konusunda ellerinde hiçbir delil olmamasına savcılığın Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü'nden geldiğini ifade ettiği belgede Ümit Özdağ'ın adı yazmamasına rağmen Ümit Özdağ'ın adı yazıyor, onun tahrik ettiği yazıyor diye bütün dünyanın gözleri önünde hakikate aykırı bir beyanı mahkemede iki kez tekrar etmesine bunlara rağmen..."