SP lideri Kamalak'tan savaş gemisi çıkışı !

Saadet Partisi lideri Kamalak, Türkiye-İsrail yakınlaşmasını böyle değerlendirdi.

SP lideri Kamalak: Biz olsaydık Mavi Marmara'nın arkasında savaş gemilerimiz olurdu.

Hükümetin İsrail ile yaptığı sürpriz anlaşmanın yankıları sürüyor. Söz konusu anlaşmaya ilişkin bir açıklama da Milli Görüş cephesinden geldi. Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşma iddialarına ilişkin “Biz hiç kimseye karşı peşinen körü körüne düşmanlık beslemiyoruz, ama İsrail, Mavi Marmara’nın hesabını vermeli. Biz, Filistin için yardım gemisi gönderseydik o gemilerin arkasında savaş gemilerimiz olurdu” dedi.

Parti çalışmaları kapsamında geldiği Bursa’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kamalak, Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmaya değindi.  Kamalak “Biz Milli Görüş olarak öyle bir işe girişmiş olsaydık, o yardım gemilerini arkadan savaş gemilerimiz ve havadan da savaş uçaklarımız takip ederdi. Bu yapılmadı. Masum insanlar, İsrail’in durumu bilindiği halde gönderildi, sonuç herkesin malumu. Asla kabul edilemeyecek bir durumdur, yüreğimizde de kapanmayacak bir yaradır. Gelinen noktada, Türkiye o yanlış uygulamasını sürdürdü. Kardeş ülkelerde düşman durumuna geldik. Türkiye adeta abluka altına alınmış durumda. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de Rusya olayını başımıza bela ettik. Türkiye doğalgazın yüzde 54′ten fazlasını Rusya’dan alıyor. Sıkışmış durumda, sadece doğalgaz bakımından değil her bakımdan sıkışmış durumda” ifadelerini kullandı.

“MAVİ MARMARA’DA HÂLÂ YANLIŞ YAPILIYOR”

Mavi Marmara olayının yanlış başladığını, yanlış sürdürüldüğünü ve hala yanlış devam ettiğini ifade eden Kamalak, “Şehit kanları pazarlık konusu yapılamaz. Biz elbette düşman ihdas edelim demiyoruz. Ama o şehitlerin hesabı da sorulmalı. Ailelerin mağduriyetleri giderilmeli diyoruz. Biz hiç kimseye karşı peşinen körü körüne düşmanlık beslemiyoruz, ama o kanın hesabı verilmeli, diyeti ödenmelidir. Yoksa ülkeyi darboğaza sürükleyip de sonra ‘ne yapalım yapacak bir şey yoktu, barışıyoruz’ demenin de kabul edilebilir bir tarafı yoktu. Biz diyoruz ki önce 10 şehidin hesabı verilmeli, ailelerine tazminat ödenmeli, sonra Doğu Akdeniz Petrol Projesinden bahsediliyor. İsrail’in ne işi var orada. Biz kanaatimce yanlış politikalarımız sonucu kendi değerlerimize sahip çıkamadığımız için bu noktalara sürükleniyoruz. Biz Saadet Partisi olarak şunu söylüyoruz: İçerde barış, dışarıda barış, kimseye karşı kinimiz olamaz ama hem iç hukuk bakımından hem uluslararası hukuk bakımından herkes de fiilinin hesabını vermelidir. Yani İsrail barış masasına gelmeden önce yaptıklarının bedelini ödemelidir” diye konuştu.

Sonraki Haber