Türk bilim insanlarından büyük başarı

Erzurum'da 3 akademisyen, moleküler biyoloji ve genetik alanında yaptığı çalışma sonucu, 'çevre dostu laboratuvar ürünleri' geliştirdi.

Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nde görevli doktor öğretim üyeleri Ömer Faruk Karataş, Serkan Örtücü ve Elanur Aydın Karataş, laboratuvar araştırmalarında kullanılan ürünlerin içerisindeki zararlı maddelere ilişkin çalışma başlattı.

Bu akademisyenler, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından desteklenen çalışmaları kapsamında ATA Teknokent bünyesinde EcoTech Biyoteknoloji adlı şirket kurdu.

Bu şirket ve üniversitede çalışmalarına devam eden 3 akademisyen, laboratuvarlarda kullanılan ürünlerdeki zararlı petrol kaynaklı kimyasal madde olan sodyum dodesil sülfatı çıkararak yerine doğal ve toksik etkisi bulunmayan biyosürfektan maddesi koymak için çalışmalarını yoğunlaştırdı.

Akademisyenler, söz konusu kimyasalları içeren ürünlerin laboratuvarlarda uzun zaman geçiren çalışanların yanı sıra çevreye verdiği zararları da göz önünde bulundurarak ilk olarak protein ve DNA saflaştırmasında kullanılan bazı ürünlerde bu yöntemi uyguladı.
 
Petrol kaynaklı kimyasal ürünlerin oluşturduğu toksik zararlardan arındırılan laboratuvar ürünleri ülkedeki birçok akademisyene test ettiren ekip, yaptıkları çalışma ve ürünleri hakkında olumlu geri dönüşler aldı.
 
Petrol kaynaklı zararlı maddeleri içeren ürünlerden daha verimli olduğu da ortaya konulan bu yeni çevre ve araştırmacı dostu ürünlerin, seri üretimi yapılarak öncelikle ülke içi, ardından da yurt dışındaki bilim insanlarının kullanması amacıyla pazarlanması hedefleniyor.
 
Dr. Öğretim Üyesi Ömer Faruk Karataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de moleküler biyoloji ve genetik alanının 2000 yılı sonrasında önem kazandığını ve bu alanda kanser ve benzeri hastalıkların teşhis ve tedavisine yönelik yaklaşımların geliştirildiğini ifade etti.
 
Moleküler biyoloji ve genetik alanında, insanların hayatlarına dokunan önemli buluşlar yapıldığını belirten Karataş, "Temel amacımız moleküler biyoloji ve genetik alanındaki araştırmalarda kullanılan ürünlerin en azından bir kısmını kendi imkanlarımızla yerli ve milli üretip son kullanıcı olan bilim insanlarına hızlı ve ucuz şekilde ulaştırabilmektir." dedi.
 
Karataş, laboratuvar ve araştırma merkezlerinde araştırma yapımında kullanılan ayrıştırma ürünlerinin içeriğinde petrokimyasal kaynaklı sodyum dodesil sülfat maddesinin bulunduğunu anlatarak bu ürünlerin kullanılıp doğaya salındığı takdirde birçok canlı için ciddi toksik sorunlar oluşturduğunu aktardı.
 
Ürünler dünyada ilk olma özelliği taşıyor

Bu kimyasal maddelerin aynı şekilde insan vücudunda da zararlara yol açtığına işaret eden Karataş, şunları söyledi:
 
"Ürünlerdeki petrol kaynaklı kimyasal maddelerin yerine tamamen ekolojik ve organik kaynaklı yenilenebilir olan alternatif madde kullanmayı düşündük. Aldığımız desteklerin ardından çalışmalarımıza başlayarak ürettiğimiz ürünler, içeriğindeki kimyasal petrol kaynaklı maddeyi çıkartıp yerine tamamen organik madde koyduğumuz zaman toksik özelliklerinden arındırılmış, çevre dostu haline geldi. Bu ürünleri etkinlik bakımından muadilleriyle karşılaştırdığımızda, kesinlikle çok daha verimli sonuçlar veriyor ve dünyada ilk olma özelliğine sahip."
 
Hem ekolojik hem ekonomik

Karataş, ürettikleri yeni laboratuvar ürünlerini farklı laboratuvardaki araştırmacılara test ettirdiklerinin altını çizerek şu bilgileri paylaştı:
 
"Bu ürünleri kullananlar tarafından pozitif dönüş aldık. Bir sonraki adımımız ise bu ürünlerin seri üretimini yapıp öncelikli olarak ülkemizdeki, sonrasında ise ihracat yaparak yurt dışındaki bilim insanlarına ulaştırmayı hedefliyoruz. Ülkemizde çalışan bilim insanları yurt dışından gelen laboratuvar ürünlerini kullanıyor ve bizim ürettiğimiz ürünler hem ekolojik hem de ekonomiktir. Ürünlerimizin fiyatı, piyasadaki benzeri ürünlerden uygun ve molekül biyoloji, tıbbı genetik, mikrobiyoloji, biyokimya ve biyomühendislik gibi alanlarda kullanılıyor."
 
"Laboratuvarların daha güvenilir olmasını planlıyoruz"

Dr. Öğretim Üyesi Elanur Aydın Karataş ise laboratuvarlarda kullanılan ürünlerin içerisinde petrokimyasal sodyum dodesil sülfat maddelerini gördüklerini aktardı.
 
Projenin ilk aşamasında, ürünlerdeki sodyum dodesil sülfat maddelerinin biyosürfektan maddelerle yer değiştirdiklerini belirten Karataş, şöyle konuştu:
 
"Bu yöntemin toksik yanlarının olmadığını, hem çevre dostu hem de laboratuvar çalışmaları esnasında araştırmacıların üzerinde toksik zararlarının oluşturmadığını tespit ettik. Bir bilim insanı, yüksek lisans ve doktora öğrenimi boyunca petrol kaynaklı kimyasal maddelerin toksik zararlarına maruz kalıyor. Ürettiğimiz bu ürünleri laboratuvarlarda kullanarak bu alanların daha da güvenilir olmasını planlıyoruz."
 
Dr. Öğretim Üyesi Serkan Örtücü de 2023'e kadar ekolojik ürün portföyü sayısını yüze çıkararak dünyada söz sahibi olan firmalarla yarışabilecek düzeye gelmeyi hedeflediklerini bildirdi.
 
 

Sonraki Haber