Yargıtay Daire Başkanı'ndan Yeni Şafak'a: ''Düzenli aşıları yapılmadan sokağa salınmış güruh''
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman, kendisini hedef gösteren Yeni Şafak gazetesine çok sert bir şekilde tepki göstererek, "Yeni Şafak küçüktür lakin mide bulandırır" diyerek suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
AK Parti iktidarına olan yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman'ı hedef alarak "Yargıtay’da FETÖ gölgesi hala sürüyor" ifadelerini kullanmıştı.
Bu habere sert bir tepki gösteren Yaman, "Bahsi geçen haber içeriğinden sadece birini doğrulayın istifa etmezsem şerefsizim" ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamanın ardından sosyal medya hesabından yeni bir paylaşım yapan Yaman, "Bu dönemde semirtilip şımartılmış ancak düzenli aşıları yapılmadan sokağa salınmış güruha karşı tazminat ve suç duyurusu hazırlıklarımı yapıyorum. Yeni Şafak küçüktür lakin mide bulandırır." dedi.
Yaman paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"ZORUNLU AÇIKLAMA
Hükümetin, yarı resmi “El Ahram” gazetesiymiş algısını bırakarak sağa sola; tehdit ve şantajla ayar vermeye kalkışan Yeni Şafak müsveddesi “durmak yok tezvirata devam” anlayışıyla reklam arası bile vermeden, tetikçiliğe devam ediyor, maalesef.
Benzer vakıalarda genelin yaptığı gibi “yayın yasağı koydurma” refleksini sergileme yoluna gitmedik. Neticede kimseden saklı gizli faaliyet yürütmediğimizden “hodri meydan” dedik.
Gelin görün ki görevi kötüye kullandığımıza dair hiçbir somut delil sunmadan harcı alem iftira ve çamurlama faaliyetine aynen devam, diyorlar.
İddialar doğruysa şayet benim hakkımda, değilse Darbaz bülteni hakkında refleks sergilemeye davet ettiğim ilgili devlet kurumlarından çıt bile çıkmayınca iş başa düştü, maalesef. Şeytan taşlamaktan tavafa da vakit buluruz inşallah.
Bu dönemde semirtilip şımartılmış ancak düzenli aşıları yapılmadan sokağa salınmış güruha karşı manevi tazminat ve suç duyurusu hazırlıklarını yapıyorum elbette.
Yeni Şafak küçüktür lakin mide bulandırır, potansiyelinden hareketle; müsaadenizle fazla detaya inmeden özet bilgi sunmak istiyorum.
Haberde bahsedildiği üzere FETÖ’den soruşturma geçiren bir kardeşim bulunmadığı gibi yurtdışına kaçan ya da yurtdışını gören bir kardeşim bile olmamıştır. Keza FETÖ iftirasıyla uzun süre açığa alınan büyük oğlum hakkında hiçbir delil elde edilemediğinden bilahare kamu görevine iade edilmiştir. Diğer oğlum ise hiçbir suçlamayla karşılaşmadığı halde cari hukuk anlayışımızdaki “cezaların sülaleliği” ilkesinden dolayı sürekli mobinge maruz kaldığından dayanamayıp pasaportla yurt dışına çıkarak halen hayatını orada işçi olarak idame ettirmek zorunda bırakılmıştır.
Bahsi geçen dosyaya gelince: Dairemiz kararı, en son tüm hukuk dairelerinin temsilcilerinden oluşan 25 kişilik Hukuk Genel Kurulundan bile geçip kesinleşmiştir. Bahsi geçen genel kurulda benim sadece bir oy hakkım bulunuyor. Hukuk Genel Kurulu gündemini belirleme yetkisi ilgili kurul başkanının inisiyatifinde olup, “dosyayı kendi heyetine çekti” iftirasının gerçeklikle bağdaşır tarafı bulunmamaktadır. Kaldı ki sonucun sadece şahsi inisiyatifimle tahakkuk ettiğini söylemek, diğer yüksek hakimlerin iradesine ve nihayetinde Yargıtayın kurumsal kimliğine hakarettir. Gazete müsveddesinin sık sık dile getirdiği Anayasa Mahkemesi kararında; hak sahipliğinin tespitine dair herhangi bir belirleme bulunmamaktadır. Benim henüz üyesi bile olmadığım Dairemizin 2015 tarihli kararında yeterli gerekçe bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılarak ihlal kararı verilmiştir. Bu aşamadan sonra yeniden yapılan yargılamada gerek Dairemiz, gerekse Hukuk Genel Kurulu ki (karar henüz yazım aşamasında) anayasa mahkemesinin yetersiz gerekçe eleştirisini karşılayacak ilave gerekçe koymak suretiyle hak ihlalini gidermiş olacaktır. Yani konu yalnızca usule ilişkin bir noksanlığın giderilmesinden ibarettir. Bu arada, dünyalık namına ne varsa hepsine kavuşmuş, ancak ahlak, etik, haysiyet, din gibi kavramları geçmişteki gecekondusunda unutmuş obez bir çeteye karşı, haklının yanında duruş sergileme yüce gönüllüğünü gösteren tüm insanımıza teşekkürlerimi arzetmeyi büyük bir borç biliyorum.
Sosyal medyada yer alan binlerce mesaj ve paylaşımınızı erinmeden tek tek okudum. İyi ki varsınız. Sağolun var olun.
Rab’bine sığınan kimseden korkmaz. Adalet bekçiliğine aynen devam, inşallah.