Büşah Gencer yazdı: Ali Koç'tan iyisi çok zor

Büşah Gencer yazdı: Ali Koç'tan iyisi çok zor

Büşah Gencer busahgencer@hotmail.com

Diyorlar ki; "Ali Koç gitsin, yeni bir başkan seçilsin, Fenerbahçe şampiyon olsun..!"
Aslında futbol takımı kötüye gittiği zaman her kulüpte konuşulan basmakalıp laflardır bunlar... 
Kimse işin gerisini ya da derinini düşünmez, illa şampiyon olalım da ezeli rakiplerle 'ti' geçelim, ne olursa olsun... 
Kulüp borçları, kulüp alacakları, ödemeler dengesi, bankalarla olan işlemler, FENERİUM ve FBTV'nin giderleri ile gelirsel bazda pazarlama olayları, stad, tesisler, eleman maaşları, 'BU DÖVİZİN PATLADIĞI VE TÜRK LİRASININ YIKILDIĞI DÖNEMDE' dolarla, euroyla futbolu-hoca transferleri, topçu-hoca maaşları ile dövizle transfer taksit geri ödemeleri, içeride çalışanların maaşları, futbol dışı branşlar ve amatör şubeleri maddi açıdan suspanse etmek vs vs vs... 
Yani saymakla bitmez, biz taraftarlar olarak iki markete gidiyoruz ya da mazot alıyoruz, aldıklarımızın zamlarını yaşayınca "HAYAT PAHALI REZALET" diye isyan ediyoruz da, iş Fenerbahçe Kulübü'nü maddi olarak idare etmek olunca "HAYAT UCUZ" mu oluyor?

İYİ İSİMLER VAR DA...

Bir de isimler havada uçuşuyor;
Sadettin Saran, Mehmet Ali Aydınlar ve yeniden tekrar Aziz Yıldırım...
-Sadettin beyle iyi kötü bir hukukumuz vardır, iyi bir Fenerbahçeli'dir... Şirketlerini fazla açılmadan ve zarara sevk etmeden yönetmesiyle ünlüdür. Başarılı bir iş insanıdır yani.
-Mehmet Ali Aydınlar, Acıbadem Sağlık Kuruluşları başta olmak üzere bir çok şirketin kurucusu ve yöneticisidir, Fenerbahçeliliği tartışılmaz. Tüm şirketlerini de bir "Hesap adamı" olarak yönetir. O da iş bilen kılıç kuşanan iş insanlarındandır.
-Aziz Yıldırım başkan, kulübe ve bizlere 20 yıl hizmet vermiştir, şikeler, hapisler ve bir çok sıkıntıları yaşamıştır. Fenerbahçe onun için yaşam tarzı ve hayat bastonudur... Ama bir denenmiştir, "yaptıkları yapacaklarının artık teminatı olamaz" çünkü, Fenerbahçe'ye yetmez. 
Kısacası Fenerbahçe Kulübü başta olmak üzere Türkiye'de kulüp yönetmek artık basit bir iş değildir. 
Ekonomiyle başa çıksan futbol takımının başarısızlığı yiyip bitiriyor başkanı, futbolda süper olsan "hani basketbol, güreş, boks?" vesaire diyorlar adama, transferin isim olarak en babasını yaptığını sanıyorsun topçu geliyor burada oynamıyor ya da pili bitmiş, al başına belayı.. Ya federasyon ve hakem camiası... Onlar aslında bir başkanın, bir kulübün en büyük ezeli rakibi oldu son 10 yıldır... Trilyonlar dök, iki düdükle alıverirler cakanı aşağı... 
Öyle hakem odası tekmelemek, çıkıp çıkıp pozisyonları şikayetvari basın toplantılarında gösterip, isimleri kurumları asıp kesmek dönemi bitti, kimse "tın"mıyor artık. 
Amcamlar kararı vermiş, senin 14-15 puanını düdüklü tencerede kaynatıp yemişler, nokta.
Diğer taraftan da yine amcamlar birilerine sahada itici güç olup, 14-15 puan farkla koşmasına takviye olmuşlar, napacaksın? hiç... Yine nokta.
Sen istediğin kadar kapı tekmele, yumrukla, koridorlarda küfür et veya tehdit et.  Onların hepsi ceza olarak sana döner ve kulüp de parasal kısmını öder.
Başkanın ve başkanların; İş insanı olmasının yanı sıra Ekonomi sihirbazlığı, bankacılık deneyimi, çeşitli iş branşlarında uluslararası ticaret, alım-satım bilgisi şarttır. Lobiciliği bilmesi, sabırlı olup, temkinli hareket etmesi ve sosyal medya ile tribünlerin ani sinirliliklerini sakince süngerlemeyi yapması şarttır, dönem o dönemdir. 
"Ben yaptım oldu" dönemi yok artık bu dünyada, "ben şu isimli şirketin sahibiyim, inşaatçıyım futbolu da bilirim, ticaret ve inşaatı da bilirim" doktirini iflasın eşiğindedir.
Futbolu ve kulüp yönetimini iyi bilmek kolda altın bileziktir artık.

">

Diyorlar ki; "Ali Koç gitsin, yeni bir başkan seçilsin, Fenerbahçe şampiyon olsun..!"
Aslında futbol takımı kötüye gittiği zaman her kulüpte konuşulan basmakalıp laflardır bunlar... 
Kimse işin gerisini ya da derinini düşünmez, illa şampiyon olalım da ezeli rakiplerle 'ti' geçelim, ne olursa olsun... 
Kulüp borçları, kulüp alacakları, ödemeler dengesi, bankalarla olan işlemler, FENERİUM ve FBTV'nin giderleri ile gelirsel bazda pazarlama olayları, stad, tesisler, eleman maaşları, 'BU DÖVİZİN PATLADIĞI VE TÜRK LİRASININ YIKILDIĞI DÖNEMDE' dolarla, euroyla futbolu-hoca transferleri, topçu-hoca maaşları ile dövizle transfer taksit geri ödemeleri, içeride çalışanların maaşları, futbol dışı branşlar ve amatör şubeleri maddi açıdan suspanse etmek vs vs vs... 
Yani saymakla bitmez, biz taraftarlar olarak iki markete gidiyoruz ya da mazot alıyoruz, aldıklarımızın zamlarını yaşayınca "HAYAT PAHALI REZALET" diye isyan ediyoruz da, iş Fenerbahçe Kulübü'nü maddi olarak idare etmek olunca "HAYAT UCUZ" mu oluyor?

İYİ İSİMLER VAR DA...

Bir de isimler havada uçuşuyor;
Sadettin Saran, Mehmet Ali Aydınlar ve yeniden tekrar Aziz Yıldırım...
-Sadettin beyle iyi kötü bir hukukumuz vardır, iyi bir Fenerbahçeli'dir... Şirketlerini fazla açılmadan ve zarara sevk etmeden yönetmesiyle ünlüdür. Başarılı bir iş insanıdır yani.
-Mehmet Ali Aydınlar, Acıbadem Sağlık Kuruluşları başta olmak üzere bir çok şirketin kurucusu ve yöneticisidir, Fenerbahçeliliği tartışılmaz. Tüm şirketlerini de bir "Hesap adamı" olarak yönetir. O da iş bilen kılıç kuşanan iş insanlarındandır.
-Aziz Yıldırım başkan, kulübe ve bizlere 20 yıl hizmet vermiştir, şikeler, hapisler ve bir çok sıkıntıları yaşamıştır. Fenerbahçe onun için yaşam tarzı ve hayat bastonudur... Ama bir denenmiştir, "yaptıkları yapacaklarının artık teminatı olamaz" çünkü, Fenerbahçe'ye yetmez. 
Kısacası Fenerbahçe Kulübü başta olmak üzere Türkiye'de kulüp yönetmek artık basit bir iş değildir. 
Ekonomiyle başa çıksan futbol takımının başarısızlığı yiyip bitiriyor başkanı, futbolda süper olsan "hani basketbol, güreş, boks?" vesaire diyorlar adama, transferin isim olarak en babasını yaptığını sanıyorsun topçu geliyor burada oynamıyor ya da pili bitmiş, al başına belayı.. Ya federasyon ve hakem camiası... Onlar aslında bir başkanın, bir kulübün en büyük ezeli rakibi oldu son 10 yıldır... Trilyonlar dök, iki düdükle alıverirler cakanı aşağı... 
Öyle hakem odası tekmelemek, çıkıp çıkıp pozisyonları şikayetvari basın toplantılarında gösterip, isimleri kurumları asıp kesmek dönemi bitti, kimse "tın"mıyor artık. 
Amcamlar kararı vermiş, senin 14-15 puanını düdüklü tencerede kaynatıp yemişler, nokta.
Diğer taraftan da yine amcamlar birilerine sahada itici güç olup, 14-15 puan farkla koşmasına takviye olmuşlar, napacaksın? hiç... Yine nokta.
Sen istediğin kadar kapı tekmele, yumrukla, koridorlarda küfür et veya tehdit et.  Onların hepsi ceza olarak sana döner ve kulüp de parasal kısmını öder.
Başkanın ve başkanların; İş insanı olmasının yanı sıra Ekonomi sihirbazlığı, bankacılık deneyimi, çeşitli iş branşlarında uluslararası ticaret, alım-satım bilgisi şarttır. Lobiciliği bilmesi, sabırlı olup, temkinli hareket etmesi ve sosyal medya ile tribünlerin ani sinirliliklerini sakince süngerlemeyi yapması şarttır, dönem o dönemdir. 
"Ben yaptım oldu" dönemi yok artık bu dünyada, "ben şu isimli şirketin sahibiyim, inşaatçıyım futbolu da bilirim, ticaret ve inşaatı da bilirim" doktirini iflasın eşiğindedir.
Futbolu ve kulüp yönetimini iyi bilmek kolda altın bileziktir artık.

Tüm yazılarını göster