Sahaya inmezsek daha çok gol yeriz …

Haber3.com yazarı R. Bülend Kırmacı yazdı: Sahaya inmezsek daha çok gol yeriz …

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

Arkada bıraktığımız yılın son bombası 'oynanmayan' süper kupa finaliydi...

Nedenleri malum!

Bu vesileyle hatırladım: Haber3' gazetemiz, 18 Kasım günü, naçizane bir uyarımı ve önerimi manşetleri arasına almıştı: Galatasaray ve Fenerbahçe bu büyük finali KKTC'de oynasın!

 Sonrası da malum: 2023 biterken ve ‘24 başlarken ortalık toz dumana büründü…

 Oysa ne güzel geçinip gidiyorduk: Açlıktan aşağı emekli maaşları, Başkanlık Sisteminin 'asgari ücreti', sosyal medya kalpazanları, parasızlıktan okullarını bırakan üniversite öğrencileri ve kiralık ev bulmakta 'müşkülat' çeken Merkez Bankası başkanı!..

 Nihayet, 2024 geldi! Bu yıl da “evlere şenlik vaziyette”, akla hayale gelmeyen gündemler eşliğinde, hayatı 'seyredeceğimizi' garanti edebilirim. 

 İktidarı ile muhalefeti ile incir çekirdeğini doldurmayan atraksiyonlar sürecek sayın seyirciler! 

 Goller halkın kalesine girecek!

Asıl büyük oyun budur!

Bir “garantili” tahminim daha var: Bu büyük oyunu izlerken, soyulmaya devam edeceğiz...

 Dünyanın en pahalı benzinini, mazotunu, gazını, elektriğini kullanıp, temel gıdaya bile bindirilen fahiş KDV altında ezileceğiz.

 Gündelik mallardaki ÖTV’nin yanı sıra, ilk üç aylık enflasyon, her türlü ücret artışını süpürüp götürecek.

 Hayat maçının mağluplarıyız, OECD'de irtifa kaybetmeye, “insanı gelişmede” küme düşmeye devam edeceğiz...

 Ne zamana kadar?

 Demokrasiyi seyretmeyip oyuna katılana kadar...

 Biliyorum geçim zor, çocuklara defter kitap almak, hastalar için ilaç bedellerini karşılamak zor... İşsizlik bir yanda, partizanlık diğer yanda, milli piyangoya bile pek güven duyulmayan bir ülkede yarınlar için hayal kurmak bile zor. 

 Fakat hayal kurmayanlar hayatlarını da kuramazlar

 Bugün gereken özveriyi yalnız iktisadi anlamda değil siyasal alanda da sergilemezsek, evlatlarımız için aydınlık bir düzen kuramayız...

 Yenilgimizi onlara taşırız!

 O nedenle hayatın en önemli maçında gelin sahaya inelim

 Partilerde, sendikalarda, demokratik kitle örgütlerinde daha çok bir-araya gelelim...

 VİP gibi özel tribünlerde oturan seçkinler bundan hoşlanmayabilir ancak sahada üretilen her şey istesek de istemesek de, farkında olsak da olmasak da bizim eserimizdir; bunu iyi bilelim...

 Ulusal birlik içinde ekonomide insanca, siyasette özgürce, tüm düzlemlerde hukukun üstünlüğüne tabi bir düzeni kurmalıyız. 

 Saha çamur, ayakkabımız yırtık, hakem yanlı olabilir, dahası oyununun kuralları oynak halde bile bulunabilir, 

 Buna karşılık takım ruhuyla, akıllı taktiklerle, dayanışma içinde hayat maçlarını kazanmayı bilmeliyiz. 

 Seyircisi olduğumuz düzeni sahada yer alarak insancıl ve hakça bir düzen lehine değiştirebiliriz; değiştirmeliyiz!

">

Arkada bıraktığımız yılın son bombası 'oynanmayan' süper kupa finaliydi...

Nedenleri malum!

Bu vesileyle hatırladım: Haber3' gazetemiz, 18 Kasım günü, naçizane bir uyarımı ve önerimi manşetleri arasına almıştı: Galatasaray ve Fenerbahçe bu büyük finali KKTC'de oynasın!

 Sonrası da malum: 2023 biterken ve ‘24 başlarken ortalık toz dumana büründü…

 Oysa ne güzel geçinip gidiyorduk: Açlıktan aşağı emekli maaşları, Başkanlık Sisteminin 'asgari ücreti', sosyal medya kalpazanları, parasızlıktan okullarını bırakan üniversite öğrencileri ve kiralık ev bulmakta 'müşkülat' çeken Merkez Bankası başkanı!..

 Nihayet, 2024 geldi! Bu yıl da “evlere şenlik vaziyette”, akla hayale gelmeyen gündemler eşliğinde, hayatı 'seyredeceğimizi' garanti edebilirim. 

 İktidarı ile muhalefeti ile incir çekirdeğini doldurmayan atraksiyonlar sürecek sayın seyirciler! 

 Goller halkın kalesine girecek!

Asıl büyük oyun budur!

Bir “garantili” tahminim daha var: Bu büyük oyunu izlerken, soyulmaya devam edeceğiz...

 Dünyanın en pahalı benzinini, mazotunu, gazını, elektriğini kullanıp, temel gıdaya bile bindirilen fahiş KDV altında ezileceğiz.

 Gündelik mallardaki ÖTV’nin yanı sıra, ilk üç aylık enflasyon, her türlü ücret artışını süpürüp götürecek.

 Hayat maçının mağluplarıyız, OECD'de irtifa kaybetmeye, “insanı gelişmede” küme düşmeye devam edeceğiz...

 Ne zamana kadar?

 Demokrasiyi seyretmeyip oyuna katılana kadar...

 Biliyorum geçim zor, çocuklara defter kitap almak, hastalar için ilaç bedellerini karşılamak zor... İşsizlik bir yanda, partizanlık diğer yanda, milli piyangoya bile pek güven duyulmayan bir ülkede yarınlar için hayal kurmak bile zor. 

 Fakat hayal kurmayanlar hayatlarını da kuramazlar

 Bugün gereken özveriyi yalnız iktisadi anlamda değil siyasal alanda da sergilemezsek, evlatlarımız için aydınlık bir düzen kuramayız...

 Yenilgimizi onlara taşırız!

 O nedenle hayatın en önemli maçında gelin sahaya inelim

 Partilerde, sendikalarda, demokratik kitle örgütlerinde daha çok bir-araya gelelim...

 VİP gibi özel tribünlerde oturan seçkinler bundan hoşlanmayabilir ancak sahada üretilen her şey istesek de istemesek de, farkında olsak da olmasak da bizim eserimizdir; bunu iyi bilelim...

 Ulusal birlik içinde ekonomide insanca, siyasette özgürce, tüm düzlemlerde hukukun üstünlüğüne tabi bir düzeni kurmalıyız. 

 Saha çamur, ayakkabımız yırtık, hakem yanlı olabilir, dahası oyununun kuralları oynak halde bile bulunabilir, 

 Buna karşılık takım ruhuyla, akıllı taktiklerle, dayanışma içinde hayat maçlarını kazanmayı bilmeliyiz. 

 Seyircisi olduğumuz düzeni sahada yer alarak insancıl ve hakça bir düzen lehine değiştirebiliriz; değiştirmeliyiz!

Tüm yazılarını göster