Skandallar Ülkesi

Türk ve dünya siyaset tarihi türlü skandallarla dolu bir maziye sahiptir. Geçmişte insan mayasının...

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

Türk ve dünya siyaset tarihi türlü skandallarla dolu bir maziye sahiptir. Geçmişte insan mayasının bu denli bozulmamış olmasının da etkisiyle adı türlü skandallara karışmış olan siyasetçiler istifa etmenin onurunu yaşamışlar veya mahkeme tarafından arınmış bir insan olarak toplum içine çıkma taraftarı olmuşlardı.

Zamanla maya bozuldu. Fakir ve eğitimsiz bir toplumun evlatları küreselleşen dünya’da paranın sıcaklığı ile tanıştı. Paranın sıcaklığı ile birlikte Liberal yaşam koşullarına çok rahat bir şekilde ayak uydurabildi. Neticede, önceliği ahlaka değil paraya verdi. Daha çok para kazanılsın da bunun nasıl olduğunun çok önemi yoktu.

İş sadece para ile de bitmiyor tabi… Makam, mevki, daha fazla kişiye söz geçirme gücü, koltuk vb. Güce ulaşmak için elinden ne geliyorsa yaptılar siyasetçilerimiz. Kimi zaman ortaya çıkmadı, kimi zaman da çocuklarını bile aile geçmişinden utandıracak şekilde yıllar yılı soyadlarına yapışarak sürdü gitti.

Eskiden, devlet içerisinde abartılı kadrolaşmak, yakın çevreye çok fazla ihale vermek, siyasetçinin bir şarkıcıyla birlikteliği gibi sıradan şeyler bile skandal olarak tarif ediliyordu. Neticede siyasetçilerimiz de bizlerin içinden çıkıyorlar!

Özellikle 80’li yıllarda başlayan hırsızlık ve yolsuzlukta sınıf atlama çabası neticesinde günümüz siyasetçilerinin ahlak anlayışları da farklılaştı... Artık genç, yaşlı, kadın, erkek neredeyse siyasetçilerimizin büyük çoğunluğu makam ve mevki sahibi olmak için her yolu gönül rahatlığıyla denemekten çekinmiyorlar. Bu her yol denilen şeyler toplumun ahlak sınırlarını aşsa bile bu kaşarlanmış siyasetçilerimizi çok etkilemiyor!

Sadece siyasetçilerimiz değil, insanımız da artık hırsızlıkları, yolsuzlukları kanıksamış durumda maalesef.

Dünyanın neredeyse her köşesinde büyük ihale yolsuzluğu yapmak, keyfi yasa çıkartmak, mahkemenin verdiği yasakları tanımamak, ayakkabı kutularında para bulunması, skandal sayılabilecekken, ülkemizde normal ve sıradan görülebiliyor!

Dünyanın her özgür ülkesinde, yolsuzluk, hırsızlık haberlerinin kamuoyuna ulaşmasını engellemek için iletişim özgürlüğünün kesintiye uğraması, skandal sayılabilecekken, bizde maalesef birkaç cılız sesin tepkisi dışında normal karşılanıyor.

Dünyanın her yerindeki her hangi bir Müslüman ülkede camiye ayakkabılar ile girilmesi ayıptır, günah bile sayılır… Ama bir başbakan, camiye ayakkabılar ile girdiler derken, caminin imamı hayır camiye ayakkabı ile girmediler derse ve girmedikleri başka kaynaklarca da doğrulandıktan sonra cami imamının camiden tayinini çıkması basit bir ifadeyle skandaldır.

Dünyanın her yerinde protesto eylemlerinde polis öldüresiye dövüyorsa, kurşun sıkıp, gençleri kafalarından vurup öldürüyorsa ve bir başbakan, emri ben verdim diyorsa bu skandaldır… Hele taraftarımı evlerde zor tutuyorum diyerek protestocuları üstü örtülü bir şekilde tehdit ediyorsa daha büyük bir skandaldır.

Din üzerinden topluma ulaşan bir siyasi partinin üyesi ve kabine de görev yapmış bir bakan, yandaş bir gazeteci ile telefon görüşmelerinde din ile dalga geçiyorsa bu büyük bir skandaldır.

Dünyanın her yerinde, uzun yıllar terörle savaşan bir ordunun subayları terörist diyerek hapse atılırsa, o subaylar suçsuzluğunu kanıtlamak için uğraşırken, iktidar sahibi öküz ölüp ortaklık bozulduktan sonra, kumpas kuruldu derse… Kumpasın kurulması, kumpasın engellenmemesi, generallerin hapse terörist olarak girmesi skandaldır.

Dünyanın her yerinde, yolsuzluk operasyonu sonrası başbakan, oğlunu arayıp parayı sıfırla demesi, işsizliğin tavan yaptığı bir ülkede bakanın oğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde telaffuzu bile zor rakamın 3-5 kuruş denilerek hafife alınması skandaldır.

Kısacası, özetle

Ahlakını kaybeden bir toplum ne dinden korkar ne yaratandan. Yaratandan korkmayan kuldan utanmaz. O yüzdendir bizdeki skandallara karşı sessizliğimiz. Hırsıza destek olanın, mutlaka çıkar birlikteliğinde bir kaşık yoğurt beklentisi vardır.

Oyum…

Oyumu kime vereceğimi soruyorlar…

Açıklayayım…

Çarpmayan, çırpmayan, Allahtan korkan, kuldan utanan…

Cumhuriyeti seven, Halkın değerlerini koruyan bir partiye oyumu vereceğim.

www.twitter.com/yolagiden

">

Türk ve dünya siyaset tarihi türlü skandallarla dolu bir maziye sahiptir. Geçmişte insan mayasının bu denli bozulmamış olmasının da etkisiyle adı türlü skandallara karışmış olan siyasetçiler istifa etmenin onurunu yaşamışlar veya mahkeme tarafından arınmış bir insan olarak toplum içine çıkma taraftarı olmuşlardı.

Zamanla maya bozuldu. Fakir ve eğitimsiz bir toplumun evlatları küreselleşen dünya’da paranın sıcaklığı ile tanıştı. Paranın sıcaklığı ile birlikte Liberal yaşam koşullarına çok rahat bir şekilde ayak uydurabildi. Neticede, önceliği ahlaka değil paraya verdi. Daha çok para kazanılsın da bunun nasıl olduğunun çok önemi yoktu.

İş sadece para ile de bitmiyor tabi… Makam, mevki, daha fazla kişiye söz geçirme gücü, koltuk vb. Güce ulaşmak için elinden ne geliyorsa yaptılar siyasetçilerimiz. Kimi zaman ortaya çıkmadı, kimi zaman da çocuklarını bile aile geçmişinden utandıracak şekilde yıllar yılı soyadlarına yapışarak sürdü gitti.

Eskiden, devlet içerisinde abartılı kadrolaşmak, yakın çevreye çok fazla ihale vermek, siyasetçinin bir şarkıcıyla birlikteliği gibi sıradan şeyler bile skandal olarak tarif ediliyordu. Neticede siyasetçilerimiz de bizlerin içinden çıkıyorlar!

Özellikle 80’li yıllarda başlayan hırsızlık ve yolsuzlukta sınıf atlama çabası neticesinde günümüz siyasetçilerinin ahlak anlayışları da farklılaştı... Artık genç, yaşlı, kadın, erkek neredeyse siyasetçilerimizin büyük çoğunluğu makam ve mevki sahibi olmak için her yolu gönül rahatlığıyla denemekten çekinmiyorlar. Bu her yol denilen şeyler toplumun ahlak sınırlarını aşsa bile bu kaşarlanmış siyasetçilerimizi çok etkilemiyor!

Sadece siyasetçilerimiz değil, insanımız da artık hırsızlıkları, yolsuzlukları kanıksamış durumda maalesef.

Dünyanın neredeyse her köşesinde büyük ihale yolsuzluğu yapmak, keyfi yasa çıkartmak, mahkemenin verdiği yasakları tanımamak, ayakkabı kutularında para bulunması, skandal sayılabilecekken, ülkemizde normal ve sıradan görülebiliyor!

Dünyanın her özgür ülkesinde, yolsuzluk, hırsızlık haberlerinin kamuoyuna ulaşmasını engellemek için iletişim özgürlüğünün kesintiye uğraması, skandal sayılabilecekken, bizde maalesef birkaç cılız sesin tepkisi dışında normal karşılanıyor.

Dünyanın her yerindeki her hangi bir Müslüman ülkede camiye ayakkabılar ile girilmesi ayıptır, günah bile sayılır… Ama bir başbakan, camiye ayakkabılar ile girdiler derken, caminin imamı hayır camiye ayakkabı ile girmediler derse ve girmedikleri başka kaynaklarca da doğrulandıktan sonra cami imamının camiden tayinini çıkması basit bir ifadeyle skandaldır.

Dünyanın her yerinde protesto eylemlerinde polis öldüresiye dövüyorsa, kurşun sıkıp, gençleri kafalarından vurup öldürüyorsa ve bir başbakan, emri ben verdim diyorsa bu skandaldır… Hele taraftarımı evlerde zor tutuyorum diyerek protestocuları üstü örtülü bir şekilde tehdit ediyorsa daha büyük bir skandaldır.

Din üzerinden topluma ulaşan bir siyasi partinin üyesi ve kabine de görev yapmış bir bakan, yandaş bir gazeteci ile telefon görüşmelerinde din ile dalga geçiyorsa bu büyük bir skandaldır.

Dünyanın her yerinde, uzun yıllar terörle savaşan bir ordunun subayları terörist diyerek hapse atılırsa, o subaylar suçsuzluğunu kanıtlamak için uğraşırken, iktidar sahibi öküz ölüp ortaklık bozulduktan sonra, kumpas kuruldu derse… Kumpasın kurulması, kumpasın engellenmemesi, generallerin hapse terörist olarak girmesi skandaldır.

Dünyanın her yerinde, yolsuzluk operasyonu sonrası başbakan, oğlunu arayıp parayı sıfırla demesi, işsizliğin tavan yaptığı bir ülkede bakanın oğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde telaffuzu bile zor rakamın 3-5 kuruş denilerek hafife alınması skandaldır.

Kısacası, özetle

Ahlakını kaybeden bir toplum ne dinden korkar ne yaratandan. Yaratandan korkmayan kuldan utanmaz. O yüzdendir bizdeki skandallara karşı sessizliğimiz. Hırsıza destek olanın, mutlaka çıkar birlikteliğinde bir kaşık yoğurt beklentisi vardır.

Oyum…

Oyumu kime vereceğimi soruyorlar…

Açıklayayım…

Çarpmayan, çırpmayan, Allahtan korkan, kuldan utanan…

Cumhuriyeti seven, Halkın değerlerini koruyan bir partiye oyumu vereceğim.

www.twitter.com/yolagiden

Tüm yazılarını göster