Süper Kayıkçıların Kavgası

Donald Trump ile Joe Biden, 3 Kasım Başkanlık Seçimleri'ne 2 hafta kala son canlı yayın...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Donald Trump ile Joe Biden, 3 Kasım Başkanlık Seçimleri'ne 2 hafta kala son canlı yayın tartışmalarını yaptı. Sizler için izledim ve görüşlerimi sıcağı sıcağına paylaşıyorum.

Kayıkçılar: Eskiden İstanbul Eminönü’nden Haliç’in karşı tarafı Karaköy’e kayıkla yolcu taşınırmış. Kayıkçılar arada bir sebepsiz yere ‘çakma’ bir kavga çıkarır; sonunda dayağı seyreden halk yermiş. Sonradan bu olgu Türkçeye anlamsız ve beyhude efor anlamına gelen ‘Kayıkçı Kavgası’ olarak geçmiş.

Bu akşamki tartışma izlenimim böyle değerli okur. İki yaşlı adam (Toplam yaşları +150) bana iki kayıkçıyı anımsattı. Sonunda dayağı, tarihte görülmemiş bir pandemi, yine tarihte görülmemiş bir devlet borcu ve bütçe açığıyla Amerikan halkı yiyecek.

Konular: Ele alınan konular önce Covid-19 ve neler yapılmasıyla başladı. O konuda fazla dişe değen bir şey konuşulmadı. Trump Çinlilerin suçlu olduğunu iddia etti. Biden ise bilinen alınması gereken tedbirlerden başka değişik bir şey söylemedi.

Dış Bağlantılar: Bu konuda merak uyandıracak çamur atmalar oldu. Trump, Biden’in oğlunun tamircide unuttuğu bilgisayardaki e-postalardan, Ukrayna enerji şirketlerinden aldığı ücretlerden, Moskova belediye başkanının eşinin oğluna verdiği $3.5 milyondan ve erkek kardeşinin Irak'ta ihaleler aldığından söz etti.

Biden, Trump’ı Çin’de gizli banka hesabı sahibi olmakla suçladı. Trump hesabı olduğunu kabul etti fakat hesabı başkan olmadan önce açtığını söyledi.

Dün tüm Dünya’da ses getiren FBI açıklamasında gündeme gelen ABD seçimlerine Rusya’nın ve İran’ın müdahale ettiği açıklaması da gündeme geldi. Biden “Rusya benim seçilmemi istemiyor” dedi.

Benim görüşüme göre eğer Trump seçimi kaybederse, FBI’ın bu bulgusunu hukuki temel kabul edip sonuçlara itiraz etme nedeni olarak da kullanabilir.

SAĞLIK SİGORTASI
Yıllardır belirttiğim gibi Amerika'nın ulusal sağlık sigortası, daha doğrusu ulusal sağlık politikasının olmaması bir süper güç için yüz kızartıcı bir özelliktir.

Trump, Biden’i sağlık sigortası konusunda ‘Sosyalist’ davranmakla suçladı.

Biden de “Hayır öyle değil, böyle…” savunmasıyla konuyu geçiştirdi.

Bence kim kazanırsa kazansın, sağlık hizmetleri ve ‘Big Farma‘ lobileri Washington’da kesenin ağzını açıp yine bildiklerini okuyacaklar.

Sizin anlayacağınız ulusal sağlık konusu Amerika'nın yüz karası olmaya önümüzdeki dört senede de devam edecek.

Hele hele şu an Senato’da sorgulaması devam eden Anayasa Mahkemesi Yüksek Hakim adayının ataması yapılırsa, mevcut sağlık sisteminin altından sandalye çekilebilir.

EKONOMİK KURTARMA PAKETİ VE GÖÇMENLER
Ekonomik yardım paketinin Meclis’ten bir türlü geçmemesi karşılıklı suçlamalarla geçti. Göçmenler konusunda Biden evrensel insan haklarına atıfta bulunurken, Trump halkın rahatsız olduğu illegal çalışanlar, suç oranı gibi kaçak göçmenlere atıfta bulundu.

IRKÇILIK
Son aylarda gündeme gelen sistematik ırkçılık konusunda fazla derine inilmedi. Trump siyahilerin ve diğer azınlıkların kendi döneminde en iyi ekonomik koşullara eriştiğini savundu. Biden’in Obama’nın yardımcısı olarak 8 yıl kesintisiz iktidarda kaldığına işaret eden Trump, Biden’i azınlıklara hiçbir katkı yapmamakla suçladı.

Sonuç olarak…
Trump her zamanki gibi egoist ilkokul çocuğu gibi davranmadı. Beklenin aksine biraz daha ağırbaşlı bir duruş gösterdi.

Biden, yaşlı bir politikacının bütün özelliklerini taşıyordu.

Ben, bütün gece Biden’in yaşlanan beyninin kendisini ofsayta düşürmesini bekledim.

Oturumun sonuna doğru Biden, belki de zihin açıklığı için aldığı ilaçların etkisinin azalmasıyla, beklediğim ofsayta düşer gibi oldu. Siyahiler konusundaki tartışmalarda Abraham Lincoln ile Trump’ı karıştırdı. (Tabii ki oturumda VAR uygulaması olmadığı için tam tespit yapılmadı.)

Biden’in düştüğü durumu hemen fark eden uyanık Trump konunun üstüne gitti fakat moderatör mikrofonu kapattı.

Ne de olsa liberal medya gerçeği sadece bizde yok! Amerika'da da var ve yüksek perdeden yayın yapıyor

Ben bu satırları yazarken hiçbir ana akım medya kanalı Biden’in melekesinin yüzde yüz çalışmadığını gösteren yukarıda sözünü ettiğim gafından söz etmiyor. Halbuki an itibarıyla bütün kanallar az önce biten açık oturumu didik didik inceliyorlar.

KİM KAZANIR?
Bence bu son münazarada Trump bir tık daha iyiydi, fakat hiçbir kanal benimle aynı fikirde değil. Aynı şekilde bütün anketlerde medya Biden’i önde gösteriyor.

Biliyoruz! Medyanın Trump’la hesabı var, çünkü Trump, Biden gibi 48 yıllık kaşarlanmış politikacı değil ve medyayla dans etmiyor.

Bana göre ABD Başkanlık Seçimi halen yazı tura niteliğinde…

Trump kazanırsa liderler arası kişisel diyalogla Türkiye etrafında ateşler yakılmış muharebe alanı patlamadan refüze edilebilir.

Şayet başkanlık koltuğuna Biden oturursa, küflenmeye başlamış ferasetiyle halen Washington’da hakim kurumsal Türkiye düşmanlığına teslim olur. Biden'in Amerikan Başkanı olarak Türkiye konusunda kurumlara teslimiyeti de Türkiye'yi çok zorlar.

">

Donald Trump ile Joe Biden, 3 Kasım Başkanlık Seçimleri'ne 2 hafta kala son canlı yayın tartışmalarını yaptı. Sizler için izledim ve görüşlerimi sıcağı sıcağına paylaşıyorum.

Kayıkçılar: Eskiden İstanbul Eminönü’nden Haliç’in karşı tarafı Karaköy’e kayıkla yolcu taşınırmış. Kayıkçılar arada bir sebepsiz yere ‘çakma’ bir kavga çıkarır; sonunda dayağı seyreden halk yermiş. Sonradan bu olgu Türkçeye anlamsız ve beyhude efor anlamına gelen ‘Kayıkçı Kavgası’ olarak geçmiş.

Bu akşamki tartışma izlenimim böyle değerli okur. İki yaşlı adam (Toplam yaşları +150) bana iki kayıkçıyı anımsattı. Sonunda dayağı, tarihte görülmemiş bir pandemi, yine tarihte görülmemiş bir devlet borcu ve bütçe açığıyla Amerikan halkı yiyecek.

Konular: Ele alınan konular önce Covid-19 ve neler yapılmasıyla başladı. O konuda fazla dişe değen bir şey konuşulmadı. Trump Çinlilerin suçlu olduğunu iddia etti. Biden ise bilinen alınması gereken tedbirlerden başka değişik bir şey söylemedi.

Dış Bağlantılar: Bu konuda merak uyandıracak çamur atmalar oldu. Trump, Biden’in oğlunun tamircide unuttuğu bilgisayardaki e-postalardan, Ukrayna enerji şirketlerinden aldığı ücretlerden, Moskova belediye başkanının eşinin oğluna verdiği $3.5 milyondan ve erkek kardeşinin Irak'ta ihaleler aldığından söz etti.

Biden, Trump’ı Çin’de gizli banka hesabı sahibi olmakla suçladı. Trump hesabı olduğunu kabul etti fakat hesabı başkan olmadan önce açtığını söyledi.

Dün tüm Dünya’da ses getiren FBI açıklamasında gündeme gelen ABD seçimlerine Rusya’nın ve İran’ın müdahale ettiği açıklaması da gündeme geldi. Biden “Rusya benim seçilmemi istemiyor” dedi.

Benim görüşüme göre eğer Trump seçimi kaybederse, FBI’ın bu bulgusunu hukuki temel kabul edip sonuçlara itiraz etme nedeni olarak da kullanabilir.

SAĞLIK SİGORTASI
Yıllardır belirttiğim gibi Amerika'nın ulusal sağlık sigortası, daha doğrusu ulusal sağlık politikasının olmaması bir süper güç için yüz kızartıcı bir özelliktir.

Trump, Biden’i sağlık sigortası konusunda ‘Sosyalist’ davranmakla suçladı.

Biden de “Hayır öyle değil, böyle…” savunmasıyla konuyu geçiştirdi.

Bence kim kazanırsa kazansın, sağlık hizmetleri ve ‘Big Farma‘ lobileri Washington’da kesenin ağzını açıp yine bildiklerini okuyacaklar.

Sizin anlayacağınız ulusal sağlık konusu Amerika'nın yüz karası olmaya önümüzdeki dört senede de devam edecek.

Hele hele şu an Senato’da sorgulaması devam eden Anayasa Mahkemesi Yüksek Hakim adayının ataması yapılırsa, mevcut sağlık sisteminin altından sandalye çekilebilir.

EKONOMİK KURTARMA PAKETİ VE GÖÇMENLER
Ekonomik yardım paketinin Meclis’ten bir türlü geçmemesi karşılıklı suçlamalarla geçti. Göçmenler konusunda Biden evrensel insan haklarına atıfta bulunurken, Trump halkın rahatsız olduğu illegal çalışanlar, suç oranı gibi kaçak göçmenlere atıfta bulundu.

IRKÇILIK
Son aylarda gündeme gelen sistematik ırkçılık konusunda fazla derine inilmedi. Trump siyahilerin ve diğer azınlıkların kendi döneminde en iyi ekonomik koşullara eriştiğini savundu. Biden’in Obama’nın yardımcısı olarak 8 yıl kesintisiz iktidarda kaldığına işaret eden Trump, Biden’i azınlıklara hiçbir katkı yapmamakla suçladı.

Sonuç olarak…
Trump her zamanki gibi egoist ilkokul çocuğu gibi davranmadı. Beklenin aksine biraz daha ağırbaşlı bir duruş gösterdi.

Biden, yaşlı bir politikacının bütün özelliklerini taşıyordu.

Ben, bütün gece Biden’in yaşlanan beyninin kendisini ofsayta düşürmesini bekledim.

Oturumun sonuna doğru Biden, belki de zihin açıklığı için aldığı ilaçların etkisinin azalmasıyla, beklediğim ofsayta düşer gibi oldu. Siyahiler konusundaki tartışmalarda Abraham Lincoln ile Trump’ı karıştırdı. (Tabii ki oturumda VAR uygulaması olmadığı için tam tespit yapılmadı.)

Biden’in düştüğü durumu hemen fark eden uyanık Trump konunun üstüne gitti fakat moderatör mikrofonu kapattı.

Ne de olsa liberal medya gerçeği sadece bizde yok! Amerika'da da var ve yüksek perdeden yayın yapıyor

Ben bu satırları yazarken hiçbir ana akım medya kanalı Biden’in melekesinin yüzde yüz çalışmadığını gösteren yukarıda sözünü ettiğim gafından söz etmiyor. Halbuki an itibarıyla bütün kanallar az önce biten açık oturumu didik didik inceliyorlar.

KİM KAZANIR?
Bence bu son münazarada Trump bir tık daha iyiydi, fakat hiçbir kanal benimle aynı fikirde değil. Aynı şekilde bütün anketlerde medya Biden’i önde gösteriyor.

Biliyoruz! Medyanın Trump’la hesabı var, çünkü Trump, Biden gibi 48 yıllık kaşarlanmış politikacı değil ve medyayla dans etmiyor.

Bana göre ABD Başkanlık Seçimi halen yazı tura niteliğinde…

Trump kazanırsa liderler arası kişisel diyalogla Türkiye etrafında ateşler yakılmış muharebe alanı patlamadan refüze edilebilir.

Şayet başkanlık koltuğuna Biden oturursa, küflenmeye başlamış ferasetiyle halen Washington’da hakim kurumsal Türkiye düşmanlığına teslim olur. Biden'in Amerikan Başkanı olarak Türkiye konusunda kurumlara teslimiyeti de Türkiye'yi çok zorlar.

Tüm yazılarını göster