Türkiye’ye bir yaptırım sinyali daha

 Türkiye’ye bir yaptırım sinyali daha
Güncelleme:

Almanya Parlamentosu Dışilişkiler Komitesi üyesi Nils Schmid, operasyon nedeniyle Türkiye’ye silah satışını durdurduğunu dile getirerek, Ankara’ya farklı ekonomik yaptırımların da ‘el altında’ olduğunu belirtti.

“Kürt sorunu askeri yollarla asla çözülmez” diyen Alman Politikacı Schmid, “Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da da Kürt sorununun siyasi çözümüne ihtiyaç var. Kürtlerin temel demokratik, kültürel hakları tanınmalı, özyönetimleri kabul edilip saygı duyulmalı” şeklinde konuştu.

Nils Schmid, her şeye rağmen Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden uzaklaştırılmaması gerektiğini savundu.

Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) grubu Dış Politika Sözcüsü olan Nils Schmid, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

“SURİYE’DE DEMOGRAFİK YAPININ DEĞİŞTİRMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ”

Suriye’nin kuzeyinde ABD ile Türkiye arasında sağlanan ateşkesten sonra genelde Avrupa ülkeleri, özelde de Almanya bir şekilde sessizliği seçti. Bunun nedeni nedir?

Almanya ve Avrupa Birliği ilk başta Türkiye’nin saldırılarını şiddetle kınadı. Açık ki bu kınanması gereken bir durum. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, bu girişimin uluslararası hukukun çiğnenmesi olduğunu açıkladı. Avrupa Birliği bir bütünen sert bir tutum aldı. Türkiye de Avrupa Birliği’nin bu kadar sert tepki vermesine şaşırdı. Elbette NATO üyesi bir ülkenin uluslararası yasaları çiğnemesi ve bu şekilde komşu bir ülkenin topraklarına girmesi kabul edilemez. Maas Türkiye ziyareti esnasında da Türkiye’nin askeri güçlerini geri çekmesi gerektiğini ve bölgeye yardım kuruluşlarının girmesine izin verilmesi gerektiğini açıkça ifade etti. Ayrıca Türkiye’ye hiçbir şekilde Suriyeli mültecileri zorla ülkelerine göndermemeleri gerektiğini de söyledik. Türkiye’nin silahlı grupların desteğiyle Suriye’deki demografik yapıyı değiştirmesine izin vermemeliyiz.

“KÜRT SORUNU ASKERİ YOLLARLA ASLA ÇÖZÜLEMEZ”

Siz Almanya’da büyük bir partinin grup sözcüsüsünüz aynı zamanda. Gerek grubunuzda ve gerekse de parlamentoda Türkiye’ye karşı daha ne tür tedbirler ele alındı?

Türkiye’nin AB tarafından cezalandırılmasını sağlayan kişilerin başında Heiko Maas geliyor. Suriye’deki savaşta kullanılabilecek silahların satışının yasaklanması gerektiğini savundu. Bu çok açık bir tavırdı ve Türkiye açısından silah alımı konusu hassas bir konu. Türkiye saldırılarını sürdürürse eğer ekonomik cezalar da dahil, farklı yaptırımlar da uygulanabilir. Elimizde birçok seçenek bulunuyor. Fakat bu hassas süreçte Türkiye ile olan diyaloğumuzu da sürdürmeliyiz. Sorunların çözümü açısından bir müttefik olarak Türkiye’ye ihtiyacımız var. Özellikle Kürt sorunu konusunda ki bu sorun siyasi yollarla çözülmeli. Bu açık ki Kürt sorunu askeri yollarla asla çözülmez. Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da da Kürt sorununun siyasi çözümüne ihtiyaç var. Kürtlerin temel demokratik, kültürel hakları tanınmalı, özyönetimleri kabul edilip saygı duyulmalı.

Suriye’nin kuzeyinde şu an birçok farklı güç var. Farklı anlaşma ve uzlaşmalar var. Özellikle de Türkiye ile ABD, Türkiye ile Rusya, Kürtler ve Şam arasında. Siz bölgenin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Evet bu doğru, Türkiye, Rusya, İran ve İran’a bağlı bağlı grupların müdahalesi yüzünden sorun başka yönlere de evriliyor. Suriye’de siyasi sürecin güçlendirilmesini desteklemeliyiz. Cenevre’de toplanan Anayasa Komitesi toplantısı ve bu tür çabaların devam ediyor olması da mutluluk verici.

“KÜRTLER OLMADAN GÜÇLÜ VE İSTİKRARLI BİR SURİYE KURULAMAZ”

Fakat bu komitede yeterli sayıda Kürt temsilci bulunmuyor…

Doğru fakat bununla birlikte uzun süren müzakereler sonucunda Birleşmiş Milletler’in çaba ve öncülüğünde Suriye için bir anayasa komitesi oluşturuldu. Çünkü sadece yeni bir anayasanın yazılması demokratik seçimlerin altyapısının oluşturulabilmesine yardımcı olabilir. Evet, YPG’nin komitede temsilcisi yok ki olması gerekiyor. Ama diğer Kürt grupların temsilcileri bulunuyor. Önümüzdeki adımlar için Kürt temsilcilerin de bulunması için Anayasa Komitesi ile birlikte çalışmalıyız. Çünkü Kürtler olmadan güçlü ve istikrarlı bir Suriye kurulamaz. Şimdi en önemli olan konu siyasi sürecin başlamasıdır, sadece Esad ve destekçilerinin anlaşması değil tabi. Siyasi süreç mültecilerin evlerine dönmesine yardımcı olur. Çünkü Esad gibi bri dictator iktidarda olduğu müddetçe mülteciler evlerine dönmek istemez. Ondan korkuyorlar ve bu onların hakkı. Esad’ın kontrolü altındaki bölgelerde halkın baskıya uğradığına dair elimizde çok sayıda rapor ve belge var.

“HDP VE AK PARTİ BIR KONUDA HEMFİKİRDİR”

Suriye’nin kuzeyinde Kürt deneyiminin kalıcı olacağını düşünüyor musunuz?

Şüphesiz ki Suriye’nin kuzeyinde Kürtler önemli bir özyönetim tecrübesine sahip oldular. Aynı şekilde Kuzey Irak’ta da. Bu statü Suriye’de anayasa ve demokratik bir seçim ile garanti altına alınmalı. Türkiye’deki Kürtler de demokratik temelde seçimlere katılma konusunda çok iyi bir deneyime sahip. Aynı zamanda HDP uzun süredir Türkiye Meclisi’nde güçlü bir gruba sahip, HDP tarafından kazanılan belediyeler var. Türkiye hükümeti HDP’li milletvekili ve belediye başkanlarını görevden uzaklaştırıp tutuklayarak çok büyük bir hata yapıyor. Bu demokrasiye zarar veriyor, terörü güçlendiriyor. En büyük hata Türkiye’nin çözüm sürecini sonlandırması oldu. Ben bizzat Diyarbakır’a gidip taraflarla görüştüm. Hem HDP ve hem de AK Parti bir konuda hemfikirdiler. O da Kürt sorununun siyasi yöntemlerle çözümü konusudur. Malesef karşılıklı güven kalmamış ve çok şeyler yaşandı. Ama yine de sorunların çözümü siyasi yöntemlerle olmalı, diğer yollar durumu daha da kötüleştiriyor.

Almanya ile Türkiye hala çok güçlü ilişkilere sahip. Türkiye’nin bahsettiğini konularda adım atması için Berlin hükükümeti ve Avrupa herhangi bir çaba gösteriyor mu?

Bizi ençok endişelendiren ve korkutan konu Türkiye’de işkence vakalarının artması ve bir olgu haline gelmesidir. Gözaltında kayıplara ilişkin dosyalar hakkında bilgimiz var, bu kötü bir durum. Biz bu konularda Türkiye’ye baskı uyguluyoruz. Silah satışının yasaklanması da bu cezalardan biri. Fakat Türkiye ile ilişkilerimizi de kesmemeliyiz. Türkiye bir NATO üyesi ve Avrupa Birliği üyesi olması için de fırsat verilmeli. Bu şekilde Strasburg’daki İnsan Hakları Mahkemesi de dosyalar üzerinde durabilir. Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Batı’dan uzaklaştırılmasını yanlış buluyorum. Tavrımız ne, eleştirilerimiz sert olmalı ancak zorlu müttefikimiz Türkiye ile diyalog ipini de koparmamalıyız.

Almanya Suriye’nin kuzeyine askeri güç göndermeye hazır mı?

Güvenli bölge tartışmaya açık ve ilginç bir konu. Fakat malesef, Türkiye’nin tavrı farklı, Esad rejiminin ki çok daha farklı. ABD güçlerinin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesinin ardından Türkiye ile Rusya Soçi’de anlaştı. Rusya kabul ederse Batı ülkelerinin orduları gidip Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurabilir.