Biden’ın tehditleri karşılık buldu

Biden’ın tehditleri karşılık buldu
Güncelleme:

Çin’in başlattığı ‘Bir Kuşak Bir Yol’ Projesi’ne katılan ilk G7 ülkesi olan İtalya, projeden çekildi. Macaristan yönetimi de Budapeşte’de Çin’in Avrupa’da kurmayı planladığı ilk üniversiteye ev sahibi olma fikrinden vazgeçti.

ABD Başkanı Joe Biden “küresel tehdit” ilan ettiği Çin ve Rusya’ya karşı baskıyı artırırken bu siyaset meyvelerini vermeye başladı. İtalya hem ülke içinde hem de Avrupa genelinde tartışma yaratan Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ Projesi’ne katılımını sonlandırdı. 2019’da Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ Projesi’ne katılan ilk G7 ülkesi olan İtalya’nın sosyal demokrat Başbakanı Marino Draghi Roma’nın Çin ile olan bağlarını kopardı. İtalya'da önceki hükümet de ABD’nin baskılarıyla Çin’e olan yatırımları kesmeye başlamıştı.

İki ülke arasındaki gerilim, aralık ayında Draghi’nin Başbakan olarak atanmasından 2 ay önce başlamıştı. Çinli şirket Shenzen Investment Holdings Milan merkezli çip üreticisi LPE’nin yüzde 70 hissesini almak için anlaşmıştı. Draghi’nin Başbakan olmasının ardından karar yeni Ekonomi Bakanı Giancarlo Giorgetti’nin önüne geldi, Giorgetti yabancı satın almaları engelleme önerisi sundu. Draghi de 31 Mart’ta kararı imzalayarak LPE’nin satışının önüne geçmişti. Shenzen Holdings açıklama yaparak LPE ile belirli alanlarda çalışmaya devam edeceklerini bildirmişti.

Uzmanlar, Draghi’nin bu kararının İtalya ve Avrupa Birliği için dönüm noktası olduğunu belirtmişti. 2020’de 400 Çinli şirket stratejik alanlarda 760 İtalyan şirketine yatırım yaptı. Bu hafta da Roma, Çinli Huawei ile 5G altyapı kontratını koşullu olarak onayladı.

ÜNİVERSİTEYE ‘HAYIR’

Çin’i üzen ikinci karar ise Orta Avrupa ülkelerinden Macaristan’dan geldi. Victor Orban yönetimi başkent Budapeşte'de tepkilere yol açan ve son olarak binlerce kişinin katıldığı protestolar üzerine Çin'in Avrupa Birliği topraklarında kurmayı planladığı ilk üniversiteye ev sahibi olma fikrinden geri adım attı. Macaristan'ın bu adımı Çin'de sert tepkiye yol açtı.

Euronews’teki habere göre Çin'in Macaristan'da üniversite açmasına karşı çıkan muhalifler Başbakan Victor Orban'ın yaklaşık 2 milyar dolarlık özel kampüs planının yüksek eğitimin kalitesini düşüreceği ve Pekin yönetimine Macaristan ve Avrupa Birliği (AB) üzerinde nüfuz kazanma imkanı vereceği görüşünü dile getirdi. Hükümetin Şangay merkezli Fudan Üniversitesi'nin AB topraklarında Çin'den borçlanarak kurulacak ilk kampüsün inşaat masraflarını üstlenmeye hazır olduğu bildirildi.

Hükümet danışmanları ise üniversitenin henüz plan aşamasında bile olmadığını, planların şekillenmesinin en erken 2023'ü bulabileceğini belirtti. Orban yönetiminden yapılan açıklamada proje şartları açığa çıktığında Budapeştelilerin Fudan Üniversitesi'ni isteyip istemediğine karar verecekleri bir referandumu destekleyeceklerini kaydetti.

Çin'le dev iş projelerini de kapsayan yakın ilişkiler kuran Orban, Avrupa Birliği'nin Çin'in Hong Kong'ta yürürlüğe soktuğu güvenlik kanunun eleştiren bildirisini bloke etmiş, Orban'ın bu girişimi müttefiklerinin tepkisini çekmişti.

BİDEN’DAN TEHDİTLER

11-13 Haziran’da İngiltere’de yapılacak G-7, 14 Haziran’da Brüksel’de yapılacak NATO Zirvesi öncesi Washington Post’a yazan Biden, bir kez daha Moskova ve Pekin’i hedef alırken baskıları daha da tırmandıracağının işaretlerini verdi. Biden, makalesinde “Başkanlığımın ilk yurtdışı seyahati için Avrupa'ya yola çıkıyorum. Bu, Vladimir Putin ile bir araya gelmeden önce, G-7, NATO müttefiklerimiz ve Avrupa Birliği liderliği de dahil olmak üzere en yakın demokratik ortaklarımızın çoğuyla yapılan toplantılarla dolu bir gezi. Bu küresel belirsizlik anında, dünya hala yüzyılda bir görülen bir salgınla boğuşuyorken, gezi Amerika'nın müttefiklerine ve ortaklarına yenilenen taahhüdünü gerçekleştirmek ve demokrasilerin hem zorlukların üstesinden gelme hem de caydırma kapasitesini göstermekle ilgilidir” dedi.

Her ne koşul altında olursa olsun ABD’nin dünyaya güçlü bir liderlik etmesi gerektiğini kaydeden Biden, “21. yüzyılın kurallarını Çin'in veya başka birinin değil, piyasa demokrasilerinin yazmasını sağlamaya odaklanacağız. Putin ile Cenevre'de buluştuğumda, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve benzer düşüncedeki demokrasilerin insan hakları ve onuru için ayağa kalkma taahhüdünün altını bir kez daha vurgulayacağım. Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığından başlayarak Avrupa güvenliğine yönelik meydan okumalarını ele almak için birleşmiş durumdayız ve ABD'nin çıkarlarıdan ayıramayacağı demokratik değerlerini savunma kararlılığı konusunda hiçbir şüphe olmayacaktır. Putin, gelecekteki zararlı faaliyetlere yanıt vermekte tereddüt etmeyeceğimi biliyor” ifadelerini kullandı.