''Eğer ölürse tüm hesaplar bozulur''

''Eğer ölürse tüm hesaplar bozulur''
Güncelleme:

CIE eski uzmanı Bruce Riedel, Suudi Arabistan'da yaşanan gelişmeleri böyle değerlendirdi.

CIA eski uzmanı Bruce Riedel kaleme aldığı yazıda, "Son yarım asırdır hiç kimse Prens Muhammed kadar Suud hanedanını kutuplaştırmamıştı." ifadelerinde bulundu.

Kral Selman geçen yaz hiçbir gerekçe göstermeden Prens Muhammed Bin Nayif’i krallığın iki numaralı koltuğundan aldı ve yerine oğlunu getirdi. Nayif Suudi Arabistan’da El Kaide’yi bertaraf etmiş, ABD ve Avrupa’da planlanan bir dizi saldırıyı önlemiş ve El Kaide’nin suikast girişimlerinden kurtulmuştu. Naif veliaht prenslikten alındığından beri ev hapsinde tutuluyor ve tüm haberleşmeleri izleniyor. Dış dünyayla bağlantısı kesilen Naif’in banka hesapları da geçtiğimiz kasım ayında donduruldu.

Kraliyet ailesinin Nayif kanadı 1970’lerden bu yana İçişleri Bakanlığı’na hâkim. Devasa bir bürokratik yapı olan bakanlık, işlerini Nayif ailesine borçlu olan insanlarla dolu. Güvenlik kaynaklarına göre Nayif’in gidişi bakanlığın moralini de olumsuz etkiledi.

Farklı kaynakların teyit ettiği üzere kraliyet ailesi ve başka tanınmış ailelerden birçok üst düzey yetkilinin tutuklandığı geçtiğimiz sonbahardan beri kıdemli bir prens daha gözaltında bulunuyor. Tutuklananların çoğuna hiçbir suç isnat edilmedi ve bu kişiler haraç parası verdikten sonra serbest bırakıldı.

Merhum Kral Abdullah’ın yedinci oğlu olan Prens Türki Bin Abdullah hakkında da hiçbir suçlama getirilmiş değil. Prens avukatlarla görüştürülmüyor ve sadece birinci derece yakınlarıyla kısa telefon görüşmeleri yapabiliyor. Prensin eski Özel Kalem Müdürü Tümgeneral Ali El Hatani’nin işkenceyle öldürüldüğü söyleniyor. Türki’nin kuzeni de tutuklu.

1971’de doğan Türki Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde pilot oldu ve filo komutanlığına kadar yükseldi. Babası onu önce Riyad vilayetinin vali yardımcılığına, 2014’te de valiliğe getirdi. Prens, Riyad metrosunu yaptı. Riyad vilayeti Suudi Arabistan’ın en önemli bölgesi. Zira kraliyet mensuplarının çoğu burada yaşıyor. Vali kraliyet ailesinin tüm kirli çamaşırlarından haberdar olabiliyor ve bundan büyük bir güç devşiriyor. Selman da veliaht prens olmadan önce 50 yıl boyunca valilik yapmıştı.

Türki’nin gözaltında tutulması, ailede gerilim yaratıyor. Kral’ın üvey kardeşleri Ahmed ve Mükrin, Türki’nin serbest bırakılması için el altından baskı yapıyor. Bu konuda reddedilmiş olmaları Suud hanedanı içinde son derece alışılmadık bir durum. Türki hâlâ hapiste olan en kıdemli kraliyet mensubu. Kardeşi Mitib Bin Abdullah da kasım ayında tutuklanmış ama para vererek serbest bırakılmıştı. Mitib babasının 1960’ların sonunda başına geçtiği Milli Muhafız Teşkilatı’nın komutanıydı. Türki ise 20 milyar dolar değerindeki Kral Abdullah Vakfı’nın icra kurulu başkanı.

İçişleri Bakanlığı ve Milli Muhafız Teşkilatı Suudi Arabistan’ın güvenlikle ilgili en kudretli iki kurumu. Gerçekten rakipsiz olan bu iki kurum, hem başkentte hem kutsal kentlerde güç dengelerini belirliyor, ülkenin önemli silahlarını kontrol ediyor.

Halen gözaltında olanlar arasında Bin Ladin ailesinin önemli bir üyesi ve Prens Muhammed’in eski ekonomi danışmanı da bulunuyor.

Krallığın yakın tarihine bakıldığında buna benzer aile içi bir kavganın tek örneği 1950’ler ve 1960’larda yaşandı. Krallığın kurucusu Abdülaziz El Suud’un ardından tahta çıkan Kral Suud’un yolsuzluk ve suistimalleri, kardeşleriyle arasının açılmasına neden olmuştu. Suud’un tahtta beşinci yılını doldurduğu 1958’de, Mısır’ın karizmatik Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır kendisine düzenlenen başarısız suikast girişiminde Suud’un parmağı olduğunu ifşa etti. Kralın kardeşi Veliaht Prens Faysal krallığı küçük düşüren bu durumu bardağı taşıran damla olarak kullanarak Suud’un tüm yetkilerini elinden aldı ama onu tahttan çekilmeye zorlamadı. Beş yıl sürecek aile içi mücadelenin sonunda Suud sürgüne gönderildi ve Faysal kral oldu.

Kraliyet ailesi bugün derinden bölünmüş durumda. Kral Selman tahtta kaldığı sürece aile içi darbe ihtimali düşük. Selman’ın meşruiyeti devam ediyor. Kral akli melekelerini yitirmiş ya da iş yapamaz durumda değil. Batı medyasının yansıttığından çok daha aktif ve etkili.

ÖLECEK OLURSA TÜM HESAPLAR BOZULUR

Üst düzey bir yetkilinin dediği gibi Kral oğluna ''havadan koruma'' sağlıyor. Selman bir 10 yıl daha yaşarsa pek çok şey değişebilir. Yarın ölecek olursa tüm hesaplar bozulur.

Suikast da ihtimaller arasında. Faysal suikasta kurban gitmişti. Veliaht Prens’e de nisanda suikast girişimi olduğuna dair pek çok iddia var. Veliaht Prens yaklaşık bir ay boyunca kamuoyunda görünmedi. Halen esrarını koruyan bu olay krallıktaki belirsizlik durumuna işaret ediyor. Veliaht Prens’in şahsi can güvenliği konusunda saplantılı olduğu söyleniyor.

Veliaht Prens’in dış politikada damgasını vurduğu en önemli girişim Yemen savaşı oldu. Suudiler ve müttefikleri kritik liman kenti Hudeyde için verdikleri mücadelenin üç buçuk yıldır açmazda olan savaşta kırılma noktası olmasını umuyor. Altın Zafer Operasyonu diye adlandırılan bu harekât, Suudi Arabistan’ın aslında kendisi için bataklığa dönüşen Yemen savaşından çıkmak için çırpındığını gösteriyor. Savaş Suudi Arabistan’a büyük bir maliyet çıkarırken milyonlarca Yemenliyi açlığın eşiğine getirdi ve Suudilerin baş düşmanı İran’a kazanımlar sağladı.

İlginçtir ki 55 yıl önce yaşanan bir başka Yemen savaşı da Kral Suud’u bitiren son nokta olmuştu. Faysal, Nasır’ın 1962’deki Yemen müdahalesini kullanarak Suud’u temelli olarak göndermiş ve kendi iktidarını pekiştirmişti. Önce Kahire’ye, sonra Atina’ya sürgüne giden Suud ise ülkesine bir daha dönememişti.