İslam İttifakında Türkiye'ye büyük görev

İslam İttifakında Türkiye'ye büyük görev
Güncelleme:

Bakan Çavuşoğlu, 34 ülkenin katıldığı İslam İttifakı ile ilgili açıklama yaptı.

Bakan Çavuşoğlu 34 ülkenin katılımı ile Riyad'da kurulan İslam ittifakı ile ilgili açıklama yaptı: "Tüm aşamalarda rol alacağız."
 
TÜRKİYE ASKERİ ROL ALABİLİR
 
Yılbaşından beri Riyad’la ilişkilerini güçlendiren Türkiye, Suudi Arabistanönderliğindeki İslam İttifakı içinde yer alacağını duyurdu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ‘‘Riyad'da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız’’ dedi. Bu sözler Türkiye’nin ittifak içinde askeri bir rol de oynayabileceği anlamına geliyor.
 
Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesi ve General Sisi’nin iktidara gelmesinin ardından soğuklaşan Türkiye, Suudi Arabistan ilişkileri Kral Selman’ın göreve gelmesinin ardından hızla düzeldi. Türkiye ve Suudi Arabistan özellikle Suriye’de Esat rejimine karşı aynı cephede yer alıyor. Gelişen ilişkiler işbirliğini de kuvvetlendiriyor.

YÜKSEY DÜZEYLİ İŞBİRLİĞİ KONSEYİ KURULUYOR
 
Geçtiğimiz ay Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Suudi Arabistan gezisinin ardından salı günü de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Riyad’da Kral Selman’la görüştü. Görüşme sonrası Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığıkaynakları, iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmasının kararlaştırıldığını açıkladı.  Bir başka önemli gelişme, Suudi Arabistan merkezli ‘İslam İttifakı’ girişiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından önemli bir adım görüldüğünün ve Türkiye’nin de bu ittifakta yer alacağının teyit edilmesi oldu.
 
Mevlüt Çavuşoğlu: Riyad’da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız
 
Bu ifadeler Türkiye’nin askeri olarak ittifakın içinde yer alıp almayacağını sorusunu gündeme getirdi. Ve o soru, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adel Al Jubayr’la birlikte düzenlediği basın toplantısında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na soruldu. Suudi Arabistanlı bir gazetecinin "Türkiye, İslam Askeri koalisyona nasıl bakıyor?’’ şeklindeki soru üzerine Çavuşoğlu,  ‘‘öncelikle Suudi Arabistan'ın terörle karşı İslami dayanışma girişimini Türkiye olarak destekliyoruz. Riyad'da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız. Teröre karşı dayanışma ve terör sebebiyle de artan İslamofobi’ye karşı da dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz’’ dedi.
 
Bu önemliydi, zira Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, 16 Aralık’ta yaptığı açıklamada Türkiye’nin ideolojik olarak destek vereceğini ancak ‘askeri güç oluşturmanın gündemde olmadığını’ söylemişti.
 
AKADEMİSYENLER DEĞERLENDİRDİ
 
Prof. Ataman: Türkiye ve Suudi Arabistan’ın birbirine ihtiyacı var
 
SETA Vakfı Ankara Koordinatör Yardımcısı Profesör Muhittin Ataman, TRT’ye verdiği röportajda iki ülkenin birbirine ihtiyaç duyduğunu söyledi.
 
Prof. Ataman, ‘‘Suriye krizinde iki ülke aynı tarafta yer alıyor. Esed rejiminin gitmesinde en çok bu iki ülke istiyor. İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi üyeleriyle ve Almanya ile imzalandıkları nükleer anlaşma İran’ın batılılarla anlaşması iki ülke içinde endişe kaynağı oldu. Bu Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Batı nezdinde öneminin azaldığı anlamına geliyordu. Batı bu üç ülkeyi aynı anda desteklemez. Rusya’nın Suriye lehine sahaya inmesi bu iki ülke arsında bağı daha da arttı. Irak, Suriye ve Yemen’de devlet yok. Katar dışındaki Körfez Ülkeleri kaale alınacak durumda değil. Bu siyasi denklemde bölgedeki konumlarını sağlamlaştırmak adına bu ülkelerin birbirine ihtiyacı var. Çok hassas noktadayız’’ dedi.
 
İsmet Akça: Türkiye’ bölgede alt emperyal bir güç olmak istiyor
 
Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nden Doçent İsmet Akça, Türkiye’nin askeri seçeneği de barındıran İslami İttifak içinde yer alma tercihinin bir eksen kayması olmadığını düşünüyor. Doçent Akça’ya göre, Suudi Arabistan’la yapılan bu işbirliği Türkiye’nin bir süredir ortaya koyduğu ‘alt emperyal güç olma’ olma politikasıyla bağdaşıyor.
 
‘‘Türkiye’nin Suudi Arabistan’la liderliğinde ittifakın içinde yer alması bence bir eksen kayması değil.  AKP’nin dış politika stratejisi geleneksel Türkiye dış politikasından en başından beri farklıydı. AKP hiçbir zaman yüzünü NATO ve AB’ye çevirmedi, hep dış politikayı çoğullaştırmaya çalıştı. Batı ittifakına kendisini kilitlemeyerek Ortadoğu’da bölgesel güç olmaya çalıştı. Buna alt emperyal güç olma politikası diyebiliriz.’’
 
Akça: Türkiye askeri rol de oynayabilir özellikle de Cerablus’ta
 
Akça aynı Ataman gibi İran Batı anlaşması ve Rusya’nın Suriye’de sahaya inmesinin Türkiye-Suudi Arabistan yakınlaşmasını hızlandırdığı görüşünde.
 
‘‘Ortadoğu’da temel mesele, Şii-Sünni meselesi. Mezhepçi politikalar öne çıkıyor. Türkiye de alt emperyal güç olma politikası bağlamında mezhepçi hat oluşturmaya çalışıyor. Suudi Arabistan ve Katar burada önemli. Türkiye, Ortadoğu’da kartlar yeniden karılır, sınırlar yeniden çizilirken Batı için kendisini vazgeçilmez  kılmak için Sünni ittifak hattına angaje oluyor. Bu hat içinde askeri bir rol de oynayabilir. Irak’taki Başika kampına saldırı zaten malum. PYD güçleri Fırat’ın batısına geçerse bu mümkün olabilir. Suudi Arabistan liderliğindeki ittifakta var olma ile bu durum arasında bir ilişki mümkün.’’