Putin’in Özel Temsilcisi'nden flaş açıklamalar

Putin’in Özel Temsilcisi'nden flaş açıklamalar
Güncelleme:

Putin’in Özel Temsilcisi Aleksandr Dugin 14 Temmuz günü görüştüğü Türk yetkilileri darbe konusunda uyardığını söyledi.

Rusya’ya ziyarette bulunan Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Genel Başkanı Hasan Cengiz ve Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Üyesi/Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Danışmanı Ahmet Tunç ve beraberindeki heyet Moskova’da Rusya Dış Politika Danışmanı ve Rusya Federasyon Başkanı Vladimir Putin’in Özel Temsilcisi Aleksandr Dugin ile bir araya geldi.

Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Genel Başkanı Hasan Cengiz, uçak düşürme olayının bir provokatör eylem olduğunu, olaydan bir gün sonra bildiklerini ancak Ocak ayında kendilerine gelen Türk Hava Kuvvetleri’nden bir grubun sunduğu belgeler ile olaydan tam emin olduklarını söyledi. Bu belgeleri devletin önemli birimleri ile paylaştıklarını ve aynı zamanda Aleksandr Dugin’in de Türkiye ziyareti sırasında kendisine ilettiklerini ve Dugin’in de bunu Rusya yönetimi le paylaştığını söyledi.

“Dugin, 15 Temmuz’dan bir gün önce Türkiye’yi uyardı”
“Sayın Dugin, darbeden önce bizi ordunun içinde hareketlilik var diye uyarmıştı” diyen Cengiz, uçak düşürme olayını ve darbe girişimini ve o gün Ankara’da misafirleri olan Aleksandr Dugin ile yaşadıklarını şöyle anlattı:

“25 Kasım’da bu işin içerisinde provokatör bir eylem olduğunu biliyorduk ancak belgeleyemiyorduk. Ocak ayında Türk Hava Kuvvetleri’nden bir gurup asker, bize bir dosya getirdi ve bu uçağı ordu içindeki bir cunta tarafından düşürüldüğünü iddia ediyorlardı; ellerinde de belgeler vardı, isim listesi vardı. FETÖ’cü asker listesi. Ama kanıtları yoktu. Tabi biz bu dosyayı aldık devletin önemli birimlerine illettik. Sonrasında Sayın Dugin, 2016 Mart ayı içerisinde Türkiye’deydi. O dönem her iki lider de yüksek perdeden konuşuyordu; yanlış yönlendirmeler neticesinde hem Sayın Putin hem de Sayın Cumhurbaşkanımız… Sayın Dugin’e uçağı FETÖ’cü askerler tarafından düşürüldüğünü illettik, kendisi de dönüşünde Sayın Putin’e bunu ilettiğini bizlere söyledi.

Yine Sayın Dugin’i 14 Temmuz’da Avrasya Yerel Yönetimler Birliği’nin özel davetlisi olarak Türkiye’ye davet ettik. Darbeden, yani ihanet gecesinden bir gün önce. 15 milletvekili ile Feyzullah Kıyıcı’nın ofisinde özel bir toplantı yaptık öğleden önce. Öğleden sonra da devletin istihbarat birimlerinin üst düzey yöneticileri ile de bir toplantı yapıldı. O zamanda Sayın Dugin, şunu diyordu, ‘sizin ordunun içerisinde bir hareketlilik söz konusu’ Türkiye’nin artık bir karar verme aşamasına geldiğini bir tercih yapmak zorunda olduğunu bunun üzerine gidilmesi gerektiğini söyledi böyle özel bir toplantıda. 14 Temmuz’da da bunu söyledi, 15 Temmuz günü de sabah özel görüşmeler ve öğleden sonra bir konferans verdi; orada da Sayın Dugin benzer açıklamalar yaptı. Akşam saat 18.00 gibi de Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile de bir buçuk saatlik bir görüşmemiz oldu ve Sayın Dugin, Moskova’ya dönmek için çıktı. Zaten köprüde sanırım 20:30’da kapatılmıştı. Yani Sayın Dugin uçağa bindiğinde darbe başlamıştı.”

“Rusya, Mart ayında uçak düşürme kararının Erdoğan’a ait olmadığını öğrendi”
Olayın hemen ardından Aralık 2015'in başından itibaren üst düzey Türk askeri heyetlerin Rusya’ya geldiğini söyleyen Dugin ise, ilk olarak bunu onlardan duyduğunu ancak ellerinde kanıt olmadığını belirterek bu ziyaretin pek dillendirilmediğini söyledi. Dugin, şöyle devam etti:


“Askeri meslektaşlarımızın uçağın başka güçler tarafından vurulduğuna dair kanıtları yoktu. Türkiye İstihbarat Servisi'nin üst düzey yetkilileri, generalleri Erdoğan'ın uçağı vurma talimatını vermediğini söylediler ve stratejik teknolojik açıdan birçok argüman söylediler. O zaman bu olayın böyle olduğuna dair kanıtları yoktu. Ve bu insanların muhalif olmaları çok ilginçti. Onlardan bu tür argümanlarla destek açıklamaları dışında her şeyi beklerdik. Onların, bunun Rusya ve Türkiye'nin ilişkilerine ve Erdoğan'ın kendisine karşı bir provokasyon olduğunu kanıtlayan açıklamaları 10 kat daha güçlüydü. Düşünün, Erdoğan'ın tarafındakilerin onun suçsuz olduğunu söylemesi bir şey, karşı taraftan bunu söylemeleri başka bir şey ve onlar burada Erdoğan'ın kurban olduğunu kanıtlamaya çalıştılar. Bu çok önemli bir nokta.

Bu konuyu ülke yönetimiyle görüştük, o zaman ilgili kanıt yoktu. Daha sonra ikinci kez Mart ayında Hasan Cengiz'in daveti üzerine gerçekleşti. İşte o zaman tamamen başka güçler Erdoğan'a yakın güçler Türk ordusunun içerisinde komplo kurulduğuna ilişkin kanıt sundular. Bunu da yönetimimize yavaş bir şekilde ilettiler. Böylelikle Mart ayında Rusya bunun Erdoğan'ın kararı olmadığını, aksine hem Türk yönetiminde ve Türk ordusunda hem Rusya'ya hem de Erdoğan'a karşı komplo elementi olduğunu biliyordu. Ve tabi ki kimin tarafından böyle bir komplo olduğunu, Rusya ve Türkiye'nin ilişkilerini bozmak kimin için önemli olduğunu anlamak çok kolay.”


“Darbeyi, Erdoğan’ın Rusya tarafına dönmeye başladığını görünce yaptılar”


“Hatırladığınız kadarıyla kimse neden bunların yaşandığını anlamıyordu, çünkü daha önce çok iyi ilişkilere sahiptik. Bu yüzden bu olayların ardından, Türk ürünlerinin girişi yasaklandı. Hiç hoş olmayan ve bir hayli zor durumlar yaşandı. İşte bu zamanda Türkiye'yi çok iyi tanıyan az sayıdaki insanlar bu durumu değiştirmek için çabalamaya başladık. Neden? Çünkü biz bu kararın ne Erdoğan'ın ne de Türk askerlerinin kararı olamayacağını anlıyorduk. Bu yüzden burada başka bir karar vardı. Bu şekilde Hasan Cengiz, Türk Avrasyalılarıyla ve Kemalist askeriyle tanıştık. Özellikle Kemalist askerleri şu anda hiçbir şekilde kavga yoluna gidilmemesini söylediler, aksine her ne kadar karşı olsalar da Erdoğan'ın desteklenmesi gerektiğini söylediler. Çünkü Erdoğan haklı, şu anda o Türkiye'nin çıkarlarını koruyor. Ve bu şekilde ilişkileri ilerletmeye başladık. Detayları açıklayamam, daha bir sürü ciddi adımlar attık. Sonuçlarına dikkat çekmek gerek.

İlk olarak Erdoğan'ın özrü ki bu çok erkekçe bir hareketti. O kendisini kandırdıklarını itiraf etti ve darbe girişimi bunların boş sözler olmadığını kanıtladı. İlişkilerimizi bozmak isteyenler Erdoğan'ın Rusya tarafına dönmeye başladığını görünce insanların hayatını kaybettiği darbeyi düzenlediler. Daha sonra her şey anlaşılmaya başladı, Türk meslektaşlar FETÖ'nün ne olduğunu biliyorlar. Bu buz dağının sadece tepesi. Rusya ve Türkiye'nin ilişkilerini bozma çabası Fetullah Gülen'den de daha derinde yatıyor, burada başka güçler de var. Putin ve Erdoğan'ın tarihi görüşmesinin ardından yeni bir yola girdik. Türkiye bir kez daha Avrasya önceliğini gözden geçirmeli, Avrupa'da Türkleri beklemiyorlar sizde biliyorsunuz. Türkler için Avrupa kapalı iken Rusya açıktır.

Rusya ile Türkiye arasında güvenilir birliğin kurulması gerek. Rus ve Türk ailelerinin mutlu yaşaması ve hiçbir düşmanın bizim tarihi dostluğumuzu bozmaması için birlik olmamız gerek. Zamanında Ruslar ve Türkler çok karşı karşıya geldi ama şimdi birlik olursak her şeyi kolaylıkla, kan dökülmeden yönetebileceğimizin farkına vardık.”

“İlişkilerin düzelmesinde Sayın Dugin, bilgi akışını sağladı”

İlişkilerin düzeltilme sürecine de değinen Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Genel Başkanı Hasan Cengiz, darbe girişiminden hemen sonra Dugin’in tekrar misafirleri olduğunu anlatarak 9 Ağustos’ta St. Petersburg’da gerçekleşen tarihi Erdoğan-Putin görüşmesinin de Dugin’in nasıl bir rol üstlendiğini şu şekilde açıkladı:


“Darbe girişiminden 20 gün sonra Sayın Dugin, tekrar misafirimiz olarak geldi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Gökçek de onu misafir etti. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanımızın danışmanı Burhan Kuzu ve diğer danışmanları ile Büyükşehir Belediye Başkanımız ile çeşitli temasları oldu. Önemli diplomasi girişimleri de yaptı. Niçin bunu yaptı, çünkü 9 Ağustos’ta Sayın Putin ve Erdoğan’ın bir görüşmesi vardı St. Petersburg’da. O görüşmenin olumlu seyretmesi için daha sıcak konuşmalar yaptı. O da olumlu bir sonuç oldu.


Özellikle Şubat ve Mart ayları içerisinde liderler yüksek perdeden konuştuğu için Sayın Dugin, Sayın Putin’e de Rus uçağını ordunun içinde cunta tarafından düşürüldüğünü kasıtlı bir şekilde düşürülmediği tezini savunuyordu. Biz de etkilendik tabi ve biz de aynı görüşteydik; Dolaysı ile Sayın Putin’e böyle olmadığına yönelik fikirler beyan ediyordu. Biz de kendi camiamızda benzer açıklamalar yapıyorduk. Bu uçak düşürmenin provokatör bir eylem olduğunu ve bir darbe girişimine zemin hazırlamak olduğu tezini savunuyorduk ve 15 Temmuz’da da haklı çıktık.

Tabi bu süreçte Sayın Dugin’in çok büyük katkısı oldu. Aslında Sayın Putin’in ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir araya gelmesinde kahraman Sayın Aleksandr Dugin’dir. Onu rahatlıkla söyleyebilirim. Tabi Kazakistan’daki ve Azerbaycan’daki lobiler de bu barışma sürecinde katkısı olmuştur elbette; ama o hakkı teslim etmek lazım çünkü Şubat’ta, Mart’ta onlar yoktu. Ankara’da Avrasya Birliği Yönetimi vardı Rusya’da da Prof. Dr. Aleksander Dugin vardı. Çünkü o zamanlarda Türkiye’de Rusya’yı savunmak, Rusya’da Türkiye’yi savunmak ateşten bir gömlek gibiydi. Çünkü her iki ülke de de mahalle baskıları vardı. Biz o süreçleri yaşadık.

Sonuçta bugün buradayız ve barışın en büyük simgesi buradaki Türk-Rus birleşik aileleri ile birlikteyiz. Bu 24 Kasım’dan sonra en çok mağdur olanlar da Türk-Rus aileleridir. İlişkilerin düzelmesinde Sayın Dugin, bilgi akışını sağladı. Dostluk köprülerinin kurulmasında önemli bilgi akışı sağladı. Çok büyük görevler üstlendi. Uçak düşürülme olayının hemen sonrasında ve devamında defalarca Türkiye’ye gelip Rus yönetimi ile Ankara arasında bilgi akışı sağlayan kişi olan Dostluk köprülerinin kurulmasında önemli bilgi akışı sağladı. Çok büyük görevler üstlendi. Uçak düşürülme olayının hemen sonrasında ve devamında defalarca Türkiye’ye gelip Rus yönetimi ile Ankara arasında bilgi akışı sağlayan kişi olan Aleksandr Dugin gerçek kahraman.”
 

DHA