"Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor" Konferansı Ve Fuarı

"Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor" Konferansı Ve Fuarı

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu:- “Önemli bir sıkıntımız, piyasada nakit akışındaki yavaşlama. Resmi rakamlar, çek ve senet ödemelerinde sıkıntı olduğunu gösteriyor. Özellikle çeke olan güvenin, yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var”-“Bankaların sadece kendile

İSTANBUL (AA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu, önemli bir sıkıntılarının piyasada nakit akışındaki yavaşlama olduğunu belirterek, “Resmi rakamlar, çek ve senet ödemelerinde sıkıntı olduğunu gösteriyor. Özellikle çeke olan güvenin, yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var. Bankaların da sadece kendilerini değil, ekonominin bütününü düşünerek, daha hassas ve sorumlu davranmalarını bekliyoruz” dedi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen “Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2016” konferansında yaptığı konuşmada, bu yıl kendilerini yoğun bir çalışma gündeminin beklediğini kaydetti.

Dünya ekonomilerinde belirsizliklerin devam ettiğini, Avrupa’da ise ekonomik büyümenin bir türlü kalıcı olamadığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, içerde de son dönemde yeniden alevlenen terör belası olduğunu anlattı.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu, her sorunu aşacak gücü bulunduğunu ifade ederek, “Yeter ki, saflarımızı sıkı tutalım. Birliğimizi, istikrarımızı muhafaza edelim. İşte bakın, son gelen göstergeler de, dünyadaki çalkantılara rağmen, Türkiye ekonomisinin, reel sektörümüzün, sağlamlığını gösteriyor. 2015 yılında ekonomimiz yüzde 4 büyüdü. Toptan ve perakende ticaret sektörümüzdeki büyümeyse yüzde 2,1 olarak gerçekleşti. Yani ülkemizdeki genel büyüme ortalamasının altında kaldı. Geçen seneki 4 puanlık büyümenin 3,7’si iç tüketimden geldi.” diye konuştu.

Ancak detaylara bakıldığında bu büyümenin eşit dağılmadığının görüldüğüne işaret eden Hisarcıklıoğlu, büyümenin bereketinin her kesimde eşit hissedilmediğini söyledi.

Rifat Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İç tüketimdeki büyümenin yüzde 60’ı ulaşım-haberleşme kaynaklı. Yüzde 18’i de sağlık sektöründen. Gıda’daki büyüme sadece yüzde 1. Giyim’deyse büyüme bir yana yüzde 4 küçülme var. Demek ki sektörümüzü güçlendirecek adımlara ihtiyaç var. Zira perakende sektörü, iç tüketim demektir.

Ekonominin yüzde 70’ine yakın kısmına dokunur. İç tüketim güçlü olursa, dış kaynaklı krizlerde sağlam bir siper ve sığınak işlevi görür. Türkiye 2008-9 küresel krizinden hızla çıktıysa, bu başarının mimarları iç tüketim yani perakendecilik sektörü. Yerel zincirlerimiz de bu sektörün lokomotifi. Ama daha da önemlisi, bu sektör ekonominin öncü göstergesi. Ekonominin nasıl gittiğini en iyi bu sektör, yani sizler bilirsiniz.”

-“ Türk özel sektörü 611bin kişiye yeni istihdam sağladı”

2015 yılında Türkiye’de çalışan kişi başı katma değerin yüzde 2,6 arttığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, toptan ve perakende ticarette ise verimlilik artış hızının yüzde 5,1 olduğunu kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, verimlilik düzeyinin ekonominin geneline kıyasla iki kat daha hızlı arttırıldığını belirterek, “İşimizi doğru yapmışız. Buna mecburuz. Neden mi? Çünkü sektördeki aktörler, birbirleriyle yoğun bir rekabet yarışı içinde. Bu rekabet, karlılığımızı sürekli aşağıya çekiyor.” açıklamasında bulundu.

2015 senesinde Türk özel sektörünün 611 bin kişiye yeni istihdam sağladığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Bunun yüzde 15’i, ticaretle uğraşan sektörlerimizden geldi. Bu sektörlerimiz 106 bin kişiye yeni iş alanı açtı. Öte yandan önemli bir sıkıntımız, piyasada nakit akışındaki yavaşlama. Resmi rakamlar, çek ve senet ödemelerinde sıkıntı olduğunu gösteriyor. Özellikle çeke olan güvenin, yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var. Bu konuda ekonomi yönetimimiz ile birlikte çalışıyoruz ve önemli mesafe aldık. Bankaların da sadece kendilerini değil, ekonominin bütününü düşünerek, daha hassas ve sorumlu davranmalarını bekliyoruz.” İfadelerini kullandı.

-“ İşveren bu davalarda hep mi haksız olur?”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, asgari ücret artışının, reel sektör üzerinde önemli bir maliyet artışı getirdiğini anımsatarak, burada en büyük yükün, reel sektörüne yüklendiğini söyledi.

Kayıtlı istihdamı sağlayan sektörler içinde birinci sırayı perakende sektörü aldığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

“Türkiye’deki yaklaşık 10 milyon 450 bin sigortalı çalışanın 1 milyon 258 bini, yani yüzde 12’si perakende sektöründe. İkinci sırada gelen sektörün 2 katı kayıtlı istihdam sağlıyoruz. Bu nedenle asgari ücretin en büyük etkisini bizler yaşıyoruz. Hükümetimiz, bütçe imkânları çerçevesinde bir destek sağladı. Bunun için teşekkür ediyoruz. Ancak 1 sene süreli bu desteği güçlendirecek adımlara ihtiyaç var.

İstihdam dostu büyüme sağlamak için, istihdam üzerindeki mali yükler, kıdem tazminatı ve zorunlu istihdam uygulamaları birlikte ele alınmalı. Bunların tamamını kapsayan, bütüncül bir işgücü piyasası reformunu hayata geçirmeliyiz. Bu kapsamda iş mahkemelerinin yapısı ve işleyişi de mutlaka gözden geçirilmeli. Ben anlamıyorum. İşveren bu davalarda hep mi haksız olur? Davaların uzun sürmesi de ayrı bir sorun. İş davalarının yıllık ortalama görülme süresi 417 gün. Yargıtay'daki 750 bin dosyanınsa yaklaşık yüzde 30'u iş hukukundan kaynaklanıyor.”

Bu konudaki reform taleplerinin karşılık bulmaya başladığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, Adalet Bakanlığı’nın yeni bir İş Mahkemeleri Kanunu hazırladığını, iş hayatıyla ilgili taleplere dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirildiğini anlattı.

-“Devlet nasıl alacağına şahin ise, borcuna da aynı duyarlılığı göstermeli”

Rifat Hisarcıklıoğlu, yine pek çok sektörde, girdi çıktı arasında büyük KDV oranı farkı bulunduğuna işaret ederek, bu yüzden şirketlerin KDV alacaklarını uzun süre tahsil edemediğini ve finansman sıkıntısı yaşadığını söyledi.

“Devlet nasıl alacağına şahin ise, borcuna da aynı duyarlılığı göstermeli” diyen Hisarcıklıdğlu, şirketlerin KDV alacaklarının Kurumlar Vergisi’nden mahsup edilebilmesi imkânının getirilmesi gerektiğini kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, sebze, meyve ve et gibi temel tüketim oranlarındaki KDV’nin yüzde 1’e indirilmesinin de, hem kayıtdışılıkla mücadele hem de orta ve düşük gelirli vatandaşların yararına olacağını bildirdi.

Öte yandan perakende sektörünün dokusunu bozan, haksız rekabete yol açan uygulamaların da mevcut olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, “İndirim mağazaları, ‘private label’ markalı ürünler, hem Kobilerimizin büyümesini, hem de markalaşmasını engelliyor. Bir taraftan girişimcimize diyoruz ki, markalaş. Ama markalaşanın da paçasında tutuyoruz. Eğer bu işin önü alınmazsa, milli bir sanayimiz kalmaz, sanayicimiz ve üreticimiz de taşeronlaşır. O halde bunları da denetim altına alacak düzenlemelere ihtiyaç var” diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, hükümetin, reel sektörün ihtiyaçlarına duyarlı yaklaşımını bildiklerini dile getirerek, “Yine bu kapsamda attığı adımları ve 2016 Eylem Planını son derece önemsiyor ve olumlu buluyoruz. Kamu ve özel sektör el birliği içinde çalışarak, yüksek büyüme temposunu yeniden ülkemize kazandıracağımıza inanıyorum. Rehavete kapılmayacağız. Riskleri göz ardı etmeyeceğiz. Ama fırsatları da gözden kaçırmayacağız.” ifadelerini kullandı.