''Türkiye için en iyi örnek ülke Hong Kong''

''Türkiye için en iyi örnek ülke Hong Kong''
Güncelleme:

Ali Serim, 22 ulusal bankaya sahip Hong Kong’un bankacılık sektöründe önemli atılımlar yaptığını ve bu atılımların Türkiye için ivedilikle örnek alınması gerektiğinin altını çizdi.

“Türkiye ekonomik büyüme modelini mükemmelleştirmeye çalışırken örnek alması gereken ülke Hong Kong.” şeklinde sözlerine başlayan Fin-As Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Serim, “Özellikle bankacılık sektörünün özel sektörü desteklemekte çok da konforlu olmadığı bu günlerde Hong Kong bankacılık sektöründe nasıl bu kadar başarılı olmuş inceleyip dersler çıkarmalıyız.” diye konuştu.

Türk şirketlerinin Asya’ya açılmasını anahtarı olabilecek Hong Kong bankacılık sektörünün geçen yıl önemli atılımlara imza attığını hatırlatan Serim, “Karlılığı artan bankalar yeni uygulamalarla da adından söz ettirdi. Dünya bankacılığında söz sahibi neredeyse her banka Hong Kong’da karşıma çıkıyor. 22 adet ulusal bankaya 108 yabancı banka eşlik ediyor. İlk 10 da tanıdık bankalar var. HSBC, Bank of China, Hang Seng Bank, Standard Chartered Bank, Industrial and Commercial Bank of China, Bank of East Asia, China Construction Bank, Nanyang Commercial Bank, DBS Bank ve CITIC Bank var. Ülkemizde faaliyet gösteren tüm Avrupa ve Amerika kökenli bankaların Hong Kong operasyonu mevcut. Hong Kong’u bankacılık hakiki manada bir finansal merkez olarak görüyor. Ekonomi 2018’de %3 büyüdü. Buna karşın bankacılıkta büyüme %3.6 oldu. Operasyon karı da sektör genelinde %15 büyüdü. Anlayacağınız bankacılıkta önemli işlere imza atan bir ülkeden bahsediyoruz.” Dedi.

Türk Şirketleri Yabancı Bankalarla Çalışmanın Alternatif Yolları ve Coğrafyalarını Keşfetmeli

“Hong Kong Türk şirketleri için bir muamma. Tüm orta ve büyük ölçekli şirketlerimizi bu ülkenin sunduklarını araştırmaya davet ediyorum.” diye konuşan strateji ve finans uzmanı Ali Serim açıklamasının devamında özellikle yurtdışına yatırım yapmak isteyen Türk Şirketleri ve yatırımcılar için mühim noktalara değindi.

Ali Serim’in açıklamasının devamı şu şekilde;

 “Hong Kong bankalarının toplam yaptığı fonlanma 31.12.2018 itibariyle yaklaşık 9 trilyon Hong Kong Doları mertebesine yaklaştı. Bu tutarın %40’a yakın bir kısmı ülke dışı projelerin fonlamasına tahsis edilen kredilerden oluşuyor desem zannediyorum net bir mesaj vermiş olabilirim.  Uygulamak isterim ki problemli kredilerin oranının düşük seyretmesi de başlı başına muazzam bir hadisedir. Bu oran %0.63 gibi bir seviyede seyretmektedir. (Ülkemizde aynı oran ne yazık ki resmî açıklamalara göre 2018 sonu itibariyle %4 seviyelerindeydi.) Sebep çok basit. Bankacılar bizdeki uygulamanın aksine projeci mahiyetinde yetiştirilmekte, mühendis seviyesinde proje yönetimini anlayabilmekte, müşterilerinin işlerinin rekabet faktörlerini en az müşteri kadar iyi anlamakta, ticari fırsatları çok iyi şekilde analiz edebilmekte, girişimci ve tüccar gözlükleriyle bakabilmekte, teminat almak kolaycılığından ziyade iş modeli çözümlemesi üzerinden bir kültürü yaşatmaktadırlar. Bankacılık sektörünü denetleyen Hong Kong Monetary Authority (HKMA) Sanal bankacılık teknoloji ve uygulamaları, finans teknolojileri ve yasal düzenlemelere uyum süreçleri işletmeler için ciddi zaman ve kaynak harcanmasının önüne geçecek ve ilgili maliyetleri minimize edecek regtech üzerine yoğunlaşırken önemli ilklere imza atılması için çalışıyor”

“LIBOR’un hâkimiyetinin son günleri gelirken”

“Temmuz 2017’de İngiltere Finansal Yürütme Kurumu Başkanı Andrew Bailey’in LIBOR’un 2021’de devre dışı kalacağını veya bankalardan oran belirlemede bilgi istemeyeceğinin belirtmesinin ardından başlayan tartışmalarda Hong Kong Interbank Offered Rate yani HIBOR’un önemli bir yer teşkil etmesi yeni fırsatların da işaretçisi gibi. Şuanda HIBOR bazlı mortgage kredilerinin 3,5 trilyon Hong Kong Doları değerinde borçlanmaya konu olduğu düşünülürse ilginç bir gelecek var gibi gözüküyor. Türk iş insanlarını Hong Kong’un sunduklarını finansal yönü önde olmak üzere araştırmaya davet ediyorum. Hong Kong’a dikkat çekmek istiyorum. Aynı zamanda ülkemiz kural koyucularına da örnek teşkil eden uygulamaların gelişen yeni dünyada Batı’dan değil Doğu’dan geleceğini haddim olmadan hatırlatmayı bir borç biliyorum.”